Merkez Bankası, neden faiz indirmiş gibi yaptı?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI [email protected]

Bir dizi teknik ayrıntının içinde gümbürtüye gidiyor, ama baştan tespit etmekte fayda var: Merkez Bankası salı günkü toplantısında aslında faiz indirmedi indirmiş gibi yaptı. Merkez Bankası Para Piyasası Kurulu (PPK) son toplantısında bir haftalık repo ihale faizi dışında hiçbir faizinde değişiklik yapmadı. Sadece eskiden politika faizi diye bildiğimiz, ama artık belirleyici özelliği tahrip edilmiş olan bir haftalık repo ihale faizini 0.5 puan indirerek yüzde 7.75’e düşürdü.

Ancak bu indirimin uygulamada pek anlamı yok. Çünkü Merkez Bankası bir haftalık repo ihale faizini, piyasadaki faizleri belirleyen faiz olmaktan çıkartabiliyor. Merkez Bankası temel olarak piyasalara 1 haftalık repo ihalelerinde politika faizi üzerinden, piyasa yapıcı bankalara repo piyasasında yüzde 10.75’ten ve gecelik TL piyasasında yüzde 11.25’ten para veriyor. Bu üç kanaldan verdiği para miktarıyla oynayarak faizleri istediği yerde oluşturuyor. Nitekim piyasada oluşan geçerli faiz uzun süredir yüzde 10.5-11 arasında seyrediyor. 

Merkez Bankası diğer faizleri düşürmediği için tek başına haftalık repo ihale faizinin düşürülmesinin, bir önemi yok. Diğer faizler de inmediği sürece Merkez Bankası, faizleri rahatlıkla indirim öncesi düzeylerde tutabilir. 

Bankaların kredi verirken kendilerine kriter aldıkları faiz ise yüzde 11.25’lik tavan faiz. Dolayısıyla bu indirimin kredi faizlerini etkilemesi de söz konusu değil.

Peki Merkez Bankası, bakanların salvolarına, Cumhurbaşkanı’nın azarlarına rağmen neden faizlerini indirmiyor ya da indiremiyor?

Çünkü ekonominin çarklarının dönebilmesi için sıcak paraya muhtacız ve mevcut koşullarda sıcak parayı çekebilmek zor, onu ürkütmeden içeride tutabilmek daha da zor. Merkez Bankası, tavan faizi indiremiyor çünkü dövizde bir sıkıntı olduğunda kurları frenleyebilmek için faizleri yükseltmek zorunda. Merkez Bankası mevcut koşullarda kurlarda bir hareket olmasını, faizleri yüzde 11’e yakın tutarak sağlayabiliyor.

Bırakın kurlar da artacaksa artsın da diyemiyorsunuz. Çünkü biliyoruz ki kurlar bir tırmanmaya başlarsa sıcak para kaçışı da hızlanıyor, enflasyon da azıyor. Sonunda faizleri eskisinin de üzerine çıkarmak zorunda kalıyorsunuz.

Politika faizi taban faize yapışacak kadar inmiş olmasına rağmen Merkez Bankası, taban faizle de oynayamıyor. Çünkü bu sıcak paraya verilen garantili faiz. Sıcak para en kötü ihtimalle bu faizi alıyor. Bunun aşağıya çekilmesi sıcak parayı küstürebilir ve getiri hesaplarını gözden geçirerek alternatif piyasalara kayabilir.

Merkez Bankası’nın sıcak para hareketleri karşısında eli güçlü olmadığı için faizlerle oynamaya cesaret edemiyor. Bunda haksız da değil.

ABD faiz artırırken Euro Bölgesi ile Japonya’nın deflasyonla boğuşuyor olması ve gelişmekte olan ülkelerde risk primlerinin yüksek düzeyi yüzünden global piyasaları istikrarsız bir yıl bekliyor. Buna bir de bizi yakından etkileyen Rusya krizi, Suriye ve IŞİD gibi dış riskleri ekleyin. Üzerine çok sert geçmesi beklenen seçim dönemi ve seçimden sonra daha da kızışacak bir siyasi ortamı koyun.

Bu koşullarda Merkez Bankası’nın gerçek anlamda faiz indirmeye kalkması ciddi ve büyük bir risk. Siyasi iktidarın bunları göremiyor olması bir başka risk. Eğer siyasi iktidar bunları görüyor ama Merkez Bankası’na baskıyı, siyasi hesaplarla yapıyorsa o da bambaşka bir risk. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar