Merkez Bankası ne yapmalı?

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ [email protected]

İkinci çeyrekteki hızlı yavaşlama bu sütunu takip edenlere sürpriz olmamış olmalı.

Sürpriz, 2007 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreğindeki yavaşlamayı takip eden, 2008'deki  yüksek birinci çeyrek büyümesindeydi. Şu ana kadarki revizyon bunu pek göstermese de, birinci çeyrek rakamlarında, bayramların hareket etmesini ilave olarak önemli istatistiksel hatalar dahi rol oynamış olabilir.

Benim açımdan, 2008 yılı ilk çeyreği büyüme rakamlarındaki asıl sürpriz GSYİH büyümesinden çok özel tüketimdeki büyümeydi. Zira ilk çeyrekte yüzde 7.6'lık bir özel tüketim büyümesini açıklayacak bir mantıklı bir hikayeyi göremiyorum. Bu yılın ilk çeyreğinde tüketici güven endeksi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 civarında  daha düşüktü. Tüketici kredileri reel büyümesinde de benzer bir görünüm vardı; benim hesaplarıma göre 2008 ilk döneminde reel tüketici kredilerinde yüzde 21 civarında büyürken, önceki senenin aynı döneminde bu rakam yüzde 26 civarındaydı.

İkinci çeyrekte hem reel kesim güven endeksi hem de tüketici güven endeksi önceki çeyreğe göre gerilemeye devam etti ve tarihi olarak düşük seviyelerde kalmaya devam etti. Dahası, özel kesimin sermaye yatırım eğilimi de önemli oranda düştü. TCMB'nin 'iktisadi yönelim anketleri' sonuçlarından aşağıdaki grafik bunu açıkça gösteriyor. TCMB anketlerine göre, sabit yatırım eğilimi Şubat 2008 'den itibaren ciddi bir gerileme dönemine girdi. Bu menfi eğilim, sabit sermaye yatırımlarının değişmeyeceğini öngörenlerin sayısı genel olarak değişmezken, yatırımların artacağını öngörenlerin önemli oranda düşmesine, yatırımların azalacağını öngörenlerin artması sayesinde oluştu. Bu açıdan bakılınca, ikinci çeyrekte özel yatırım artışındaki sıfıra yakın büyüme bir ölçüde açıklanabiliyor. Ancak, makine ithalatı istatistiklerindeki, canlılığın açıklanması zor görünüyor. Bu muammanın çözümünün GSYİH değil ithalat rakamlarının irdelenmesinde olduğunu düşünüyorum.

İç taleple ilgili bu noktalar önümüzdeki dönem ile ilgili de ipuçları veriyor. TCMB anketinden, sabit sermaye yatırım eğilimindeki kötüleşmenin ağustos ayında daha belirgin hale geldiği görülüyor. Tüketici gücen endeksinde temmuzda küçük bir iyileşme var ancak, endeks tarihi düşük seviyelerini muhafaza ediyor. Reel kesim güven endeksi ise ağustos ayında da düştü.

Bu durumda TCMB faizleri bu seviyelerde muhafaza edebilir mi?

Enflasyon beklentilerinin istikrar kazanmaya başladığı, enflasyondaki tırmanmanın büyük kısmının ithal edildiği, iç talebin zayıfladığı, hizmet sektöründeki fiyat katılığının (kiralarda katılaşmanın ötesinde yükselme gözüküyor) Hollanda hastalığı benzeri bir süreçle oluştuğu bir ortamda, "enflasyonu hedefleyen" (kuru değil)  bir Merkez Bankası için cevap bizce açık.  Zorluk, TCMB'nin rüşdünü ve bağımsızlığını isbatının faiz artırımdan geçtiği şeklindeki anlayışın hakimiyetinde yatıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018