Merkez Bankası ne yapacak ?
HAKAN AKLAR - Ak Yatırım
Merkez Bankası, projeksiyonlarında yıl sonuna doğru sınırlı bir parasal sıkılaştırma olacağı varsayımı altında 2009 yılında enflasyonun orta noktası yüzde 7,6 olmak üzere yüzde 5,9 ile yüzde 9,3 arasında kalmasını beklemekte. En son beklenti anketlerinde 12 ay sonra TÜFE beklentisi yüzde 8,6 gerçekleşti, yani üst sınıra oldukça yakın. Kalan aylarda ileriye yönelik beklentilerin yüzde 7,6'ya doğru yaklaşması kuşkusuz açıklanacak enflasyon verilerine, petrol fiyatlarındaki gelişmelere, gıda fiyatlarına ve kur hareketlerine bağlı. Son zamanlarda petrol fiyatlarındaki gerileme, gıda fiyatlarındaki artışın hız kesmesi, YTL'nin değerlenmesi ve aylık enflasyonun düşük çıkması Merkez Bankası'nı rahatlatmakta. Bizim tahminimiz bankanın faiz artırımlarına ara verip, gelişmelere göre para politikasını belirleyecek olması. Yani Merkez Bankası'nın son üç ayda yapılan 150 baz puanlık faiz artırımını yeterli bulup durmasını bekliyoruz. Ekonomik verilerde bunu destekliyor. Ekonomi yavaşlamaya devam ederken, kredilere ilişkin veriler parasal koşulların sıkı olmaya devam ettiğini gösteriyor. Ücret-enflasyon sarmalına girildiğini gösteren bir belirti henüz gözükmüyor. Eylül ayından itibaren geçen yılın oldukça yüksek gerçekleşen TÜFE enflasyonun hesaplamalardan çıkmasıyla birlikte yıllık enflasyonda gerileme yaşanması kuvvetle muhtemel. Hatta baz yılı etkisi 2009 yılının ilk beş ayında da devam edeceğinden yıllık enflasyonun uzun bir zaman diliminde gerilemeye devam etmesi beklenmeli. Eğer petrol ve gıda fiyatları bir sürpriz yapmaz ise faiz indirimlerini önümüzdeki yılın ikinci çeyreğinde konuşmak mümkün olabilir. Merkez Bankası yüzde 7,6'yı yakalayacağından emin olmalı ki faiz indirimlerine başlayabilsin.
Dünyada bir yavaşlama olmadan emtia fiyatlarının merkez bankalarını rahatlatıcı bir biçimde düşmesi zor. Görünen o ki, sadece AB'nin enflasyonla mücadelesi söz konusu. ABD, yavaşlayan bir ekonomi ile birlikte, konut sahiplerini ve finans kesimini kurtarmak için yapılanlarla, daha fazla enflasyonla yaşayacak gibi. Diğer yandan, Avrupa ve ABD 1978 yılında dünya petrol tüketiminin yüzde 75'ini tüketirken bugün yarısından daha azını tüketiyorlar. Çin, Hindistan ve diğer Asya ile diğer gelişmekte olan ülkeler ise büyümeden fedakarlık yapmıyor ve yükselen enflasyondan çok da rahatsız değiller. Bu da yavaşlayan AB ve ABD ekonomilerine rağmen petrol fiyatlarının gerilemesinin çok da kolay olmadığını gösteriyor. Türkiye Merkez Bankası bir yanda emtia fiyatlarından kaynaklanan endişeyi taşırken, diğer tarafta önümüzdeki aylardan itibaren enflasyonun gerilediğini görecek. Bu durumda en iyi seçecek faiz artırımlarını durdurup hedefi yakalanacağından emin olunca da faiz indirimlerine başlamak gibi gözüküyor.