Merkez Bankası konuşunca piyasalar dinliyor

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Merkez Bankaları müdahale edince piyasalar "genelde" dinler. Geçtiğimiz hafta yaşananlar Türkiye'nin istisna oluşturmadığını gösterdi. "Aşırı ısınma ve sert iniş" endişeleriyle haftaya gergin başlayan piyasalar Merkez Bankası'nın verdiği güçlü mesajlarla sakinleşti.

Geçen yayınlanan enflasyon raporu ve sonrasında yapılan sunumlarda Merkez Bankası 'düşük faiz ve makro ihtiyati tedbirler' politikasının olumlu sonuçlarının alındığına piyasaları ikna etmeye çalıştı.

Merkez Bankası  yeni politika oluşumunun büyümede "yumuşak iniş" sağlayacağı konusunda kendinden emin tavrını sürdürdü. Banka özel tüketim, yatırımlar ve kredilerde ikinci çeyrekten itibaren yavaşlama işaretleri görüyor. İstihdamdaki artışa rağmen kapasite kullanım oranlarının düşük kalmasının çıktı açığının kapanmasını engellediğine inanıyor. Enflasyon üzerinde kısa vadede yukarı yönlü baskı görüleceğini kabul ediyor ancak orta vadeli görünümde bir bozulma olmayacağını savunuyor.

Merkez Bankası uygulanan yeni politikalar sayesinde "iç ve dış talep arasındaki dengesizliğin azalmaya başladığını" savunuyor. Başkan Başçı alınan tebirlerin gecikmeli etkilerinin görülmesi ve Türk lirasında yaşanan değer kaybının katkısıyla kredilerdeki yavaşlamanın ve dış dengedeki düzelmenin önümüzdeki aylarda daha belirgin olarak görüleceğini vurguladı.

Merkez Bankası Türk lirasında yaşanan değer kaybına rağmen enflasyon tahminlerinde bir farklılığa gitmedi. 2011 yılı için %6,9, 2012 için %5,2 orta nokta hedefleri korundu. Üstelik Nisan ayındaki "sınırlı sıkılaşma" yerine "politika faizinin sabit tutulduğu" varsayımına rağmen

Merkez Bankası tahminlerini aynı tutmasını üç nedenle açıklıyor. (i) İkinci çeyrekteki yavaşlama nedeniyle çıktı açığı tahminlerinde yapılan artış (ii) Mevcut tahminler ithal fiyatlardaki ve kurlardaki artış nedeniyle çekirdek enflasyon üzerinde 3.5-4 puanlık bir etki içeriyor (iii) İlk altı aylık gerçekleşmeler hedef patika ile uyumlu gidiyor.

Ancak piyasaları asıl ikna eden Merkez Bankası'nın Türk lirasının değer kaybının devam etmesinden duyduğu rahatsızlığı net bir şekilde dile getirmesi ve müdahale sinyali vermesiydi. Hafta başında döviz alım ihalelerinin kaldırılan ve uzun vadeli döviz cinsi yükümlülükler üzerindeki munzam karşılık oranlarının düşüren Merkez'in uyarısını ciddiye alan piyasalar Türk lirasından başlayarak tahvile ve borsaya yayılan bir yükselişle cevap verdiler.

Merkez Bankası yönetimine duyduğumuz güvene rağmen piyasalardaki dalgalanmanın sona erdiği konusunda emin değiliz. Merkez Bankası'nın "düşük faiz, makro ihtiyati tedbirler" politikasının enflasyonu düşüreceği ve "finansal istikrarı sağlayacağı"  konusunda şüphelerimiz devam ediyor.

Bize ayrılan yerin sonuna geldiğimiz için Merkez Bankası'nın yeni politikasında önümüzdeki dönemde karşılaşacağı zorluklar haftaya kaldı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019