Merkez Bankası karışıklığı biraz daha artırdı

Fatih ÖZATAY
Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU [email protected]

Merkez Bankası (MB) bir süredir anlaşılması güç bir para politikası uyguluyordu. Dün Para Politikası Kurulu (PPK) 2014 yılının ilk toplantısını yaptı. Piyasada gösterge faizin yüzde 10’a çıktığı, liranın ise belirgin biçimde değer kaybettiği bir dönemde merakla beklenen karar, para politikasının anlaşılmasını daha da zorlaştırdı. Bu, iyi değil. Açayım:

Faiz koridorunun alt sınırı (%3.5) ve üst sınırı (%7.75) değiştirilmedi. Koridor içinde iki faiz daha var: Eski politika faizi olan repo faizi ve piyasa yapıcı bankalara borç verme faizi. Her ikisi de eski düzeylerinde sabit tutuldu. Sırasıyla: % 4.5 ve % 6.75. Dikkat ederseniz dört tane faizden söz etmek sorunda kaldım. Üç buçuk yıl öne olsaydı, sadece politika faizi olan repo faizinin değişip değişmediğini belirtecektim.

Bu dört faiz yetmezmiş gibi bir de beşincisi var: Koridor içinde belirlenen ‘ortalama fonlama maliyeti’. Ortalama fonlama maliyeti, MB’nin haftalık vadeyle bankalara borç verdiği repo faizinin, piyasa yapıcı bankalara sattığı paranın faizinin ve koridorun üst sınırından borç verdiği paranın faizinin ağırlıklı ortalaması. MB, bu üç ayrı yolun her birinden borç verdiği paranın miktarını günlük olarak değiştirerek, ortalama fonlama maliyetini her gün değişik düzeylerde tutabiliyor. Bunu, ‘esnek’ olmak adına yapıyor. Kısa bir süre önce ortalama fonlama maliyetini % 7 civarında tutacağını açıklamış, böylelikle bankaların kendi aralarında yaptıkları işlemlerde belirlenen gecelik faizin (piyasa faizinin) koridorun üst sınırında oluşmasını (%7.75) sağlamayı amaçlamıştı.

Politika faizi ne düzeyde ise, bankalarla yaptığı işlemler yoluyla piyasa faizini o politika faizine yakın bir yerde tutabiliyor MB. Bu piyasa faizi de mevduat, kredi ve tahvil faizlerini etkiliyor. Politika faizinin önemi bu. Dört yıl önce politika faizi repo faiziydi. Şimdilerde ortalama fonlama maliyeti politika faizi oldu ‘gibi’. ‘Gibi’ çünkü bu para politikası oldukça karışık. Dünkü toplantıda bu karışıklığın dozu biraz daha artırıldı. PPK açıklamasından:

“Kurul son dönemde risk priminde gözlenen artışın enflasyon görünümü ve beklentiler üzerindeki yansımalarını dikkatle takip etmektedir. Yakın dönemde yapılan vergi ayarlamalarına ve döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkilerine bağlı olarak enflasyon göstergelerinin bir süre daha % 5 hedefinin belirgin olarak üzerinde seyredeceği tahmin edilmektedir. Kurul, enflasyon görünümünü orta vadeli hedeflerle uyumlu hale getirmek amacıyla likidite duruşunun sıkılaştırılması gerektiğini belirtmiştir. Bu doğrultuda, ek parasal sıkılaştırma uygulanması gerekli görülen günlerde, bankalar arası piyasadaki faizlerin %7,75 yerine %9 civarında oluşmasının sağlanması kararlaştırılmıştır.” Kısacası şimdi bir de ‘ara sıra’ %9 düzeyinde bir altıncı faizimiz olacak. Ama bu altıncı faiz hem olacak hem de olmayacak.Hangi günlerde olacağını MB belirleyecek. Şüphesiz bu günler döviz kurunda yukarıya doğru baskı oluşan ya da oluşma olasılığı olan günler olacak. Böylelikle, Ocak 2002’de başlayan enflasyon hedeflemesi uygulamasının tabutuna son çivi değilse bir önceki çakılmış oldu. Çünkü o tarihten bu yana MB faiz koridorunu açıklıyordu ve bu koridorun bir önemi vardı. Politika faizi ile piyasa faizinin içinde kalacağı aralığı belirliyordu koridor. Şimdi, koridorun üst sınırının %7.75 olmasına karşılık piyasa faizinin %9 olmasına izin veriliyor. Böylelikle para politikası iyice karışıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Havuz problemi 01 Ağustos 2018
Elbette zor ama mümkün 20 Haziran 2018
Bazı basit gerçekler 06 Haziran 2018