Merkez Bankası kararı ve etkileri

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Enver ERKAN

TCMB 22 Haziran Perşembe günü, ekonomi yönetimindeki değişikliklerin ardından kritik bir politika toplantısı gerçekleştirecek. TCMB, Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Mehmet Şimşek’in “akılcı politika yapımına” dönüş çağrısının ardından, 22 Haziran’daki toplantısında ortodoks politika düzlemine geçerek son 2 yıldaki gevşek duruşundan muhtemelen uzaklaşacaktır.

Bu kapsamda bir hafta vadeli repo faizinin 1150 baz puan artışla %20’ye doğru artırılmasını bekliyoruz. Elbette ilk beklenti Merkez Bankası’nın resmi olarak sıkı bir politika izlemesi, yani politika faizini mevcut ekonomik normlarımızın gerektirdiği düzeye çıkarmasıdır.

Dolayısıyla yapılacak muhtemel faiz hamlesi, gevşek parasal duruştan uzaklaşmanın başlangıcını işaret edecek. İlk toplantıda olduğu gibi bundan sonraki toplantılarda da faiz artışı, duruma göre devam ettirilebilir.

Faiz artışı konusunda beklentileri oluştururken çeşitli eşik seviyeleri gösterge olması açısından ortaya koyacak olursak;

-İlk apron ticari kredi faizleri olabilir. TCMB EVDS verilerine göre TL üzerinden açılan ticari kredilerin ağırlıklı ortalama faizi 9 Haziran haftası itibariyle %14,9 seviyesindedir. TCMB eşlenik bir seviye yakalamak ve biraz da sıkılaşma sağlamak için politika faizini %15 üzerine çıkarmayı düşünebilir.

- İkinci apron olarak ise TL mevduat faizlerini ele alıyoruz. Bankalara ve mevduat tiplerine göre değişkenlik olsa da, en yaygın vade olan 1 aylık dilimdeki ağırlıklı ortalama mevduat faizi olan %26,5 seviyesini gösterge olarak kabul ediyoruz. Politika faizi ile mevduat faizi arasındaki bağıntıyı sağlamak amaç olacaksa faizin yükseltilebileceği ikinci dilim %25-30 bandı olacaktır.

-Üçüncü apron ve bunun üstündeki hard cap olarak ise 12 aylık enflasyon beklentileri ve cari enflasyon seviyelerini ele alıyoruz. TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi Haziran fasikülüne göre 12 aylık piyasa beklentisi %30,7. Bloomberg ve Reuters terminallerindeki ekonomist beklentileri ise 2Ç24 için %39,8 seviyesinde bir ağırlıklı ortalamaya işaret ediyor. Cari enflasyon oranı ise Mayıs 2023 itibariyle %39,6. Dolayısıyla enflasyon ve beklenti kanalı baz alındığında %40 bandı ortaya çıkmaktadır.

Kredi kanalı daralacak

Merkez bankasının sıkılaştırma döngüsünü başlatmasının yanı sıra, son 2 yılda kredi mekanizmasını ve liralaşmayı düzenleyen bir dizi karmaşık düzenleme ve uygulamalarını gevşetmeye başlayacağını da düşünüyoruz. Faiz artışının, TCMB politika faizine yakın olan faizleri etkilediğini göreceğiz.

Bunlar ticari kredi faizleri (9 Haziran haftasında ortalama %14,9), değişken faizler ve tahvil faizleri olacaktır. KMH ve kredi kartı faizleri ise direkt olarak TCMB politika faizine pegli olduğundan artacak. Bunun yansımaları olarak, kredi kanalı daralacak ve talep azalacak.

Ticari kredilerin devamı için seçici teşvikler söz konusu olabilir. Özel tüketimi kısıtlayıcı olarak ise bir takım mali düzenlemeler de yapılabilir (ÖTV artışı, taksit sınırlaması gibi). Yeni dönemde makro ihtiyati tedbirlerin tüketimi azaltmayı ve talep enflasyonunu dizginlemeyi amaçlayan bir dizi önlem şeklinde oluşmasını bekleriz.

TL’de denge seviyesi bekleniyor

 TL 28 Mayıs’tan sonra bir düşüş serisi içine girdi. Bu düşüşün, liranın gerçek değerini bulmasına yönelik liberal yaklaşımla beraber uzaması bekleniyor. Birçok yatırımcı liranın denge seviyesini bekliyor. Tahvil ve hisse senetlerine sermaye girişinin artacağı yönünde beklentiler artıyor. En son merkez bankası verilerine göre, denizaşırı yatırımcılar geçen hafta toplam 287 milyon dolarlık Türk tahvili ve hisse senedi satın alarak Aralık ayından bu yana en büyük girişi gösterdi.

Ülkenin para ve maliye politikasının potansiyel geçiş sürecinin yansımaları bu alanda, özellikle yabancıdaki eğilimi belirleyecektir. Yabancının daha öngörülebilir ve neden-sonuç bağıntılı ekonomi görmek istediği açık. Para politikasının geçişinde uygulanacak kademe, elbette faiz oranlarının ekonomik yavaşlama ve potansiyel tahvil zararlarını etkilerinin absorbe edilmesi açısından önemli.

Talep sarmalından çıkmak

 Döviz kurlarındaki artış enflasyonu yüksek tutacaktır ancak sıkı politikanın gecikmeli etkileri önümüzdeki dönemde enflasyona yansıyacaktır. %40’ın altındaki enflasyon bu yıl biraz zor, belki %35-40 bandında oluşacak bir yılsonu enflasyonu olacaktır. Enflasyonu talep sarmalından çıkardığımız zaman yapıyı tekrar işler hale getireceğiz. Bu da zaman alacaktır. Bu dönemde talep hareketliliği azalacağından ekonomi yavaşlayacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar