Merkez Bankası kararı sürpriz mi?
Cihat Kaymas / Yatırım Finansman
Haftanın ilk günü yatay başlangıç yapan İMKB 100 endeksi, günün ikinci yarısında da aynı seyrini korudu. Endeks, ilk günü sadece 14 puanlık bir artışla, 64.261 seviyesinde kapattı. Haftanın ikinci gününde de aynı seyir devam etmesi beklenirken, birinci seans 700 puan eksiyle, 63.560 puandan kapandı.
Merkez bankasının geçen hafta mevduat karşılığında yaptığı artırımın kredilerde ve faizde artış yönünde etkisi olacaktır. Bankalar topladıkları 100 TL mevduatın 15 TL' sini karşılık olarak herhangi bir getirisi olmadan Merkez Bankasına yatıracak ve kalan 85 TL' lik kısmını kredi olarak vererek gelir elde etmeye çalışacaklar. Bununla;
1- Maliyetler olumsuz etkilenir,
2- Banka karlılığı negatif etkilenir,
3- Mevduat dışı karşılıklar çok yüksek olur,
4- Faiz artış korkusu ile kredi miktarı artışına neden olur.
Faizlerin arttırılmasıyla bankalardan kredi talebinin düşmesi bekleniyor. Bugün itibariyle % 39 artmış olan kredi talebi oldukça yüksek görülmektedir.
Dün Jean-Cloude Trichet' in EURO bölgesindeki enflasyonun çok yüksek olduğu yönündeki açılamasıyla, 7 Nisan' daki faiz toplantısında faiz artıracağı beklentilerini güçlendirmesi, pariteyi 1.41'in üzerine yükseltmişti. Bazı FED başkanları USD lehine açıklamalar yapıyor olmalarına rağmen pariteyi 1.41 altına getiremediler. Japonya' da yaşanan deprem ve tsunaminin ardından hasar gören nükleer santralde radyasyon sızıntısının devam etmesi, Nikkei endeksinin %1.5 düşmesine neden oldu. Asya endeksleri daha sonra kayıplarını telafi etti, bu da piyasalardaki risk alma iştahının halen devam ettiğini gösteriyor.
Avrupa merkez bankası, sorunlu bankalara uzun vadeli likidite sağlamak için kolları sıvadı. İrlanda'nın, sıkıntı içindeki bankacılık sektörünü krizden çıkarabilmek amacıyla gereken mali desteğin sağlanması için Avrupa Merkez Bankası'yla (ECB) özel bir anlaşma peşinde olduğu açıklandı.
ABD Ekonomisi %3,1 büyüdü. Geçen ay yüzde 2.8 olarak açıklanan dördüncü çeyrek büyüme rakamı yüzde 3.1 artışa revize edildi. Finans şirketlerinin kazançları, Ekim-Aralık döneminde şirket karlarında yüzde 2.3'lük artışa neden oldu. Bu da son altmış yılda görülen en büyük yıllık artışı işaret ediyor.
Japon hisselerine rekor alım geldi. 11 Mart'taki depremin ardından Japonya borsasının keskin düşüşler yaşaması sonrasında, yabancı yatırımcılar rekor miktarda Japon hissesi aldı. Japon Yeni'nin ciddi şekilde güçlenmesine yol açan temel faktörler meydana gelmedi, buna Japon şirketlerinin deprem felaketinin zararlarını telafi etmek için yurtdışında tuttukları fonları ülkeye geri getirmeleri olasılığının da dahil olduğu, yenin değerinin uzun vadeli temel göstergeleri yansıttığı düşünülebilir. Japonya'da yeniden inşaata başlandığında bunun yene etkisinin minimum düzeyde olması bekleniyor. IMF, Ekonomik krizleri önleme veya çözme kabiliyetini artırmak amacı ile özel bir fon havuzunu aktive edeceği açıkladı. Fon sadece IMF Başkanı'nın İcra Kurulu'ndan özel talebi ile aktive olacak.
İmalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı, Martta geçen yılın aynı ayına göre 5.9 puan, bir önceki aya göre 0.2 puan artarak yüzde 73.2 seviyesinde gerçekleşti.
Kriz döneminde birçok büyük banka ve finans kuruluşu, devletlerin olağanüstü imkanlarıyla, destekleriyle ve kaynaklarıyla varlığını sürdürdü. Krizin beraberinde getirdiği ekonomik yavaşlama ve finans sektörünün kamuya getirdiği yük, 2010 yılıyla beraber krizin farklı bir evreye geçmesine neden oldu. Bu da devletlerin açıklarının ve borç yükünün rekor seviyelerde arttığı ve artık devletlerin kredibilitelerinin sorgulandığı bir başka dönem oldu. İlk önce Yunanistan problemini gördük. Sonra İrlanda ve Avrupa'da pek çok ülkede sorun çıktı. Krizin etkilerinin ortadan kalkması uzun sürebilir. 2011 yılıyla birlikte Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yeni gelişmeler olmaya başladı. Böyle bir zamanda, özellikle emtia, enerji ve petrol fiyatlarını ciddi şekilde etkileyen gelişmelerin yaşanması doğaldır. Dünyada ekonomik konjonktürün zor olduğu ve bölgemizde de siyasal ve sosyal gelişmelerin riskli bir şekilde seyrettiği bir döneme giriyoruz.