Merkez Bankası hangi mesajları veriyor?

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

Piyasalar güllük gülistanlık sayılır ancak TCMB yaptığı açıklamalarda dikkate alınması gereken köşeli mesajlar verdi. 16 nisan tarihli PPK toplantısında beklentiyi aşan 75 baz puanlık indirim yapılmıştı. Nedenleri aşağıda. Ana mesaj şu: TCMB PPK 16 Nisan itibariyle durumu Ocak 2009'a göre daha kötü görüyor. TCMB enflasyon ve cari açık beklentisini aşağı çekiyor çünkü resesyonun beklediğinden de derin olduğunu saptıyor.

1) Çekirdek enflasyon göstergelerinde -çünkü birden fazla çekirdek var- dalgalanma olacaktır; fakat yön aşağı doğrudur. Enflasyonun kendisi de ivme kazanarak düşüşüne devam edecektir. Yani TÜFE daha hızlı düşecektir. Zaten ortalama enflasyon beklentisi yüzde 6'ya düşürüldü.

2) ÖTV/KDV düzenlemeleri geçici bir canlanma sağlamıştır. Ancak, özellikle otomotiv talebinde görüldüğü gibi, bu canlanma talebi öne çekmiştir. Yani, ÖTV/KDV indirimleri bitince talep daha da hızlı düşecektir. Gelecekteki ayların potansiyel talebi öne çekilerek erken gerçekleşmektedir. ABD'de yapıldığı gibi GSYH artışı bir önceki çeyreğe göre hesaplanıp yıllıklandırılsa -tabii mevsimsellikten arındırılmış seriyle- ÖTV/KDV indirim dönemi sonrası GSYH'deki düşüş oranı daha da yüksek çıkacaktır.

3) Resmen yüzde 19 olan tarım dışı işsizlik mevsimsel düzeltilmiş olarak daha da artacaktır. Unutmayalım ki bu kadar yüksek bir işsizlik oranı GSYH'nin yüzde 70'inin özel tüketim olduğu bir ekonomide canlanmayı uzun süre sınırlayacak bir faktördür. Konu sadece sosyal sorun, sosyal adalet vb olmayıp, aynı zamanda talebe uzun süre kalıcı olabilecek bir yavaşlatıcı-fren yerleştiğine de işaret ediyor çünkü istihdam en son toparlanan değişken. İşsizlik haddinin kriz öncesi seviyesine gerilemesi yıllar sürecektir. Bu zaten irili ufaklı tüm resesyonlarda böyle oluyor. 1945 sonrası kaydedilen, gelişmekte olan ülkeler dahil, 55 resesyonun verileri istihdamın eski seviyesine dönüşünün 5 yıl sürdüğünü gösteriyor.

4) Sanayi üretiminin ilk iki ayda yüzde 22.5 gerilediği ve mart rakamının daha da kötü olacağı düşünülünce, 2009 birinci çeyrekte TCMB'nin iki haneli eksi büyüme olasılığından bahsetmesinin nedenleri anlaşılmaktadır. İşlenmemiş gıda fiyatlarının yüksek seyretmesi de tarımın GSYH'ye katkısı konusunda çok da olumlu mesaj vermiyor. PPK açıklaması TCMB'nin GSYH büyümesi konusunda IMF tahmini eksi yüzde 5.1'e yakın durduğuna işaret ediyor.

5) PPK kanımızca yüzde 9 seviyesine gelerek gecelik gösterge faiz oranında geçici bir taban yapacak ve uzun süre bu seviyede duracaktır. Fakat 2010 yılında dünyada bir toparlanma olmayacağı, dolayısıyla bizim de 2010 yılında bile eksi büyümede seyredeceğimiz anlaşılırsa, TCMB gösterge faizi daha da aşağı çekmekte hiç tereddüt etmeyecektir.

6) GSYH ABD'deki gibi bir önceki çeyreğe göre mevsimsel düzeltilmiş büyüme -yıllıklandırılmış- hesaplansa manzara grafiktekine benzer olacaktı. Yani ABD gibi ölçersek -ki biz Avrupa Birliği gibi ölçüyoruz, sadece Avrupa'da da ABD gibi hesaplayıp ayrıca bu rakamları da yayınlayan kuruluşlar var- 2008 ikinci çeyreğinden beri üç çeyrektir küçülüyoruz. 2009 birinci çeyrekle beraber dört çeyreğe ulaşacak! Mevsimsel düzeltilmiş seride 6 çeyrek daralma bekliyoruz. 2009 son çeyrekte düzeltilmiş olarak artıya geçersek -ki düzeltilmemiş olarak hâlâ ekside olabiliriz- 2010 yılına pozitif bakabileceğiz.

7) IMF'den gelecek kaynakların Hazine'ye gitmesi gerektiği mesajı son derece önemli ve TCMB'nin -ki bizce uzun süredir çok başarılı bir politika izliyor ve para politikasındaki doğrultuyu net biçimde iletiyor- para politikasının son yıllarda artmaya başlayan etkinliğinin, ya da gösterge faiz oranının dışsallaşmaya başlaması (exogeneity) ve yeterli bir istatistik (sufficient statistic) olma yolunda mesafe almasının, kamu borcundaki artıştan kaynaklanabilecek mali hakimiyet (fiscal dominance) yüzünden tekrar kısıtlanmasının mümkün görüldüğünü gösteriyor. Haliyle TCMB böyle bir gelişmenin gerek resesyonla mücadelede, gerekse daha sonra enflasyon kontrolünde ciddi zorluk çıkaracağını hesaplıyor olmalı. Faizlerin küçülme ve durgunluktan çıkışla beraber artması, özellikle ABD'de, kaçınılmaz görünüyor. Faiz patikasında bundan daha önce ve/veya daha şiddetli bir geri dönüşe mahal vermemek lazım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019