Merkez Bankası faiz indirimine ara verebilir

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

 

 

Banu ERİŞ / Finansinvest
 
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2012 yılı boyunca gecelik borç verme faiz oranını (faiz koridorunun tavanı) %12,50'tan %9'a indirirken, gecelik borçlanma faiz oranını (faiz koridorunun tabanı) %5 seviyesinde sabit tutmuştu. Aralık 2012 toplantısında politika faiz oranı olarak takip edilen bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını %5,75'ten %5,50'ye düşüren Banka takip eden iki toplantıda da faiz koridorunu 25'er baz puanlık indirimlerle %8,50-%4,50 seviyesine çekti. Bununla birlikte kredilerde hızlanmayı engellemek için TL ve döviz cinsi zorunlu karşılık oranlarında artırıma gitti. Merkez Bankası'nın bu kararlarının arkasındaki rasyonel, özellikle not artırımı sonrasında ülkeye aşırı sermaye girişini önleyerek finansal istikrarı korumak olarak vurgulandı. 
Geçen ayki PPK toplantısı sonrasında piyasada Merkez Bankası'nın Mart ayı toplantısında da önceki iki toplantıya benzer bir adım atacağı beklentisi hâkimdi. Yani Banka'nın faiz koridorunu ılımlı bir oranda aşağı çekerken zorunlu karşılık oranlarını artırmaya devam edeceği öngörülüyordu. Mart ayı başında açıklanan reel efektif döviz kuru endeksinin 120'nin altında ama bu seviyeye yakın olması, faiz indirimi ihtimalinin masada kalmasına neden olmuştu. Son dönemde TL'nin sepet karşısında değer kaybetmesi ise faiz indirimi ihtimalini azalttı. Buna bağlı olarak piyasa faizleri son dönemde hızlı şekilde yükseldi. Faizlerdeki yükselişte, Hazine'nin yüklü itfa programı, ihalelere önceki kadar ilgi olmaması ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın piyasadaki fazla likiditenin çekilmesine dair kararlılığı vurgulaması da etkili oldu. 
Merkez Bankası'nın 26 Mart tarihli toplantısında faiz oranlarını sabit bırakmasını, ancak kredilerdeki hızlı artışa karşı zorunlu karşılık oranı artırımlarına devam etmesini bekliyoruz. Önceki kararlarına nazaran daha net bir sıkılaşma anlamına gelen böyle bir adım, piyasa faizleri üzerindeki yükseliş baskısının sürmesine neden olacaktır. Küresel piyasalarda risk iştahı son günlerde İtalya'daki siyasi belirsizlik ve özellikle Güney Kıbrıs ile ilgili gelişmeler nedeniyle zayıfladı. Bu konularda piyasaları rahatlatacak gelişmelerin olması, TL faizlerde son dönemdeki hızlı yükseliş sonrasında ılımlı bir gevşeme getirebilir. Ancak Merkez Bankası'nın net sıkılaştırıcı politikası ve Hazine'nin yüklü itfalarına bağlı olarak TL faizlerdeki olası gevşeme sınırlı bir ölçekte kalacaktır. 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017