Merkez Bankası, enflasyonda topu Beştepe’ye attı

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI [email protected]

Merkez Bankası yılın ikinci enflasyon raporunu geçe hafta açıkladı. Raporun açıklanmasının ardından üzerinde en fazla konuşulan şey, doğal olarak Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon tahminini nisanda açıkladığı rapora göre 5 puan birden artırarak yüzde 13.4’e çıkarması oldu.

Ancak bu arada raporda Merkez Bankası’nın enflasyonun nedenleri ve mücadele yolları konusundaki analizlerinde büyük bir değişim olduğu noktası pek dikkat çekmedi. Bunda Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın da konuşmasında bu noktalara pek girmeyerek sadece raporda yer alan ilgili bir kutunun okunmasını tavsiye etmekle kalması da etkili oldu.

Merkez Bankası’nın temmuz raporu, adeta başka bir elden çıkmış denecek kadar öncekilerden farklı değerlendirmeler içeriyor ve bu değerlendirmeler eski raporlarda olduğu gibi örtük mesajlarla değil daha doğrudan ifadelerle yer alıyor.

Son enflasyon raporunda enflasyonun böylesine azgınlaşmasında genişlemeci maliye politikalarının etkili olduğu daha doğrudan, daha güçlü ve sık sık altı çizilerek ifade ediliyor.

Çözüm için de genişlemeci maliye politikalarının terk edilmesi gerektiği sık sık vurgulanıyor.

Nisan enflasyon raporunda Merkez Bankası’nın ortaya koyduğu çerçeve özetle şöyleydi:

Maliye politikası genişlemeci, ama bu ekonomik büyümeyi de destekliyor. Merkez Bankası’nın sıkı para politikasının etkisini zayıflatıyor, ama bu çok büyük risk oluşturmuyor. Bütçe açığı artıyor ama Merkez Bankası’nın yüksek karı ve özelleştirme gelirleriyle bu da atlatılır. Dış kaynak girişi zayıflıyor, ama benzer ülkelerde de durum aynı. Finansal piyasalarında oynaklık arttı ama nedeni, jeopolitik riskler ve not düşüşü, yani ekonomideki kırılganlıklar değil.

Üç ay sonraki temmuz raporunda ise çok farklı bir çerçeve ortaya konmuş. Çizilen çerçeve benim yorumumla özetle şöyle:

* Enflasyonun böylesine azmasında, genişlemeci maliye politikalarının ciddi katkısı olmuştur.

Ekonomik büyüme normal seviyelerinde olmasına rağmen genişlemeci maliye politikalarının sürdürülmesi enflasyonun böyle hızlanmasına yol açtı.

* Merkez Bankası yeterince sıkı para politikası izliyor, bundan sonra enflasyonun kontrol altına alınabilmesi maliye politikalarının desteğine kaldı.

* Bundan sonrası için para ve maliye politikalarının sıkı bir eşgüdüm içinde olması ve enflasyonu düşürmeye güçlü bir öncelik vermesi şart.

* Türkiye, global piyasalardaki ters akımlardan, benzer ülkelere göre daha fazla etkileniyor. Bunun nedeni ekonomimizdeki kırılganlıklar.

* Yüksek cari açık, artan bütçe açığı ve yüksek enflasyon koşullarında, aşırı finansal dalgalanmaları azaltmak için de genişlemeci maliye politikalarının terk edilmesi gerekiyor.

* Para ve maliye politikalarının enflasyon öncelikli sıkı eşgüdümü, finansal dalgalanmaları azaltacaktır.

* Genişlemeci maliye politikalarında ısrar, finansal dalgalanmaları artırır. Bu durumda Merkez Bankası para politikasını daha da sıkılaştırmak zorunda kalır. Bu da sonunda ekonominin daralmasına yol açarak genişlemeci maliye politikasının arzuladığına ters bir sonuç doğurur.

* Finansal dalgalanmalar, kurlardaki ve faizlerdeki artış borçlu şirketlerin bilançosunu bozuyor.

Bu durum sonunda kredi daralmasına ve ekonomik yavaşlamaya yol açar. Bunun için de enflasyon öncelikli eşgüdümlü bir para ve maliye politikası gerekiyor.

Özetle Merkez Bankası, “Benden bu kadar. Bundan sonrası Beştepe’ye bağlı” diyor. Buna rağmen Beştepe’de açıklanan 100 günlük programda, bu yaklaşımın izlerini pek görmemiş olmamız, ekonominin ve piyasaların seyri açısından kritik bir gelişme.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar