Merkez bankalarına yönelik beklentiler artıyor...
Gülizar TÜRK/ ANADOLU YATIRIM
Avrupa'da derinleşen borç krizi, ABD ve Çin'de hız kesen ekonomik büyüme, küresel ekonomik aktivitedeki yavaşlamayı tetiklerken, merkez bankalarına yönelik teşvik beklentilerini de artırıyor. Bankalarını kurtarma adına yardım talebinde bulunan İspanya'nın, tam kurtarmaya maruz kalabileceği endişeleri borçlanma maliyetlerini ayyuka çıkarırken, Avrupa MB'nin, borçlanma maliyetlerini düşürme adına ikincil piyasadan tahvil alımına gidip gitmeyeceği gündemin merkezinde yer alıyor. 26 Temmuz'da Euro'yu kurtarma taahhüdü vererek piyasaları ralliye sokan AMB Başkanı Draghi'nin, geçen haftaki faiz toplantısında "Yanlış yorumlanmışım" diyerek beklenen aksiyonlara gitmemesi, risk satım iştahının pimini çekmişti. Tahvil alımı konusunda topu hükümetlere atan Draghi'nin, sorunlu ülkelerin Avrupa Kurtarma fonlarına başvurmaları halinde koordineli olarak tahvil alımlarına gidileceğinin sinyalini vermesi ve İspanya'nın yardım talebinde bulunacağına yönelik beklentilerin artması, piyasaları yeniden risk-on moduna döndürdü. Makro ekonomik verilerdeki kötüleşme, destek beklentilerini her geçen gün daha da artırırken, krizin çözümünde "zaman satın almaktan öteye gitmeyen" sözler nedeniyle temkinli duruşta fayda görüyoruz.
Fed, QE3 beklentilerini Eylül'e öteledi...
ABD'de 6 Kasım Başkanlık seçimleri yaklaşırken, %8,3'e yükselen işsizlik ve 2Ç'te %1,5'e gerileyen büyüme, Fed'in yeni tur parasal genişlemeye gideceği yönündeki beklentileri canlı tutuyor. Geçen haftaki toplantıda Fed'in, "istihdam ve büyümedeki toparlanmanın yavaşlaması halinde gereken neyse yaparız" mesajını yinelemesi, QE3 beklentilerini 12-13 Eylül'deki FOMC toplantısına ötelerken, 31 Ağustos'taki Jackson Hole toplantıları da olası QE3 sinyali adına takip edilecek.
"Yatırım Yapılabilir" seviyeye doğru...
Yurtiçi piyasalarda ise, iç dinamiklerin desteğiyle yaşanan pozitif ayrışmanın, önümüzdeki dönemde kalıcılığı takip ediliyor olacak. Olumlu seyreden cari açık ve enflasyon verileri "Yatırım Yapılabilir" derecelendirme notuna yönelik iyimserliği artırırken, Merkez Bankası'nın politik duruşunu gevşetmesi yönünde aksiyona gideceği beklentilerini de destekliyor. Makro ekonomik veriler pozitif ayrışmayı desteklerken, Suriye'deki iç savaş ve İran'a yönelik yaptırımların yarattığı arz yönlü kaygılar ise, küresel petrol fiyatları için yukarı yönlü riskleri tetikleyerek piyasalarda baskı yaratabilir. Petrol fiyatlarının seyri, cari açık-enflasyon beklentileri ve MB'nin "temkinli" politika duruşuna devam edip etmemesi bakımından önemli olacaktır.