Merkez Bankaları yine umut ışığı

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS [email protected]

Geçen hafta Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Draghi’nin açıklamalarıyla moral bulan küresel piyasaların hızı kesildi. Tabii sadece AMB’ndan değil, son günlerde Japonya Merkez Bankası’ndan (JMB) da beklentiler yükseldi. JMB’nın yeni parasal genişleme adımları atacağını düşünenlerin sayısı az değil. Bu konuda temkinliyim. Bu hafta bir hamle gelmeyebilir. Japon piyasalarında, ‘‘USD/JPY’de 115 seviyesi Merkez Bankası açısından kritik’’ görüşü dillendiriliyor. Parite 115’e yakın olduğu için spekülasyonlar artıyor. Global piyasalarda risk iştahı düştüğünde, Japon Yeni ve altın gibi finansal varlıklar güçleniyor. Japonya da hemen her ülke gibi para biriminin değerlenmesine sıcak bakmıyor.

Büyük Merkez Bankaları piyasalar üzerinde eskisi kadar etkili değil mi sorusu akla gelebilir. Bu kurumların hala çok güçlü olduklarını düşünüyorum. Bu kurumlar ‘‘son borç verici’’ pozisyonlarını koruyorlar. Portföy yapılarını değiştirebiliyorlar. Yatırımcı tercihlerini etkileyebiliyorlar. Beklentileri yönetebiliyorlar. Güçlerini yedi yıldır görüyoruz. Ancak bunlar arasında Fed’i başka bir yere koymak lazım. Finans piyasaları üzerinde daha etkili olabilecek başka bir Merkez Bankası yok. Zaten gözler Fed’in bugünkü toplantısında. Fed’in bugün güvercin mesajlar vereceği düşünülüyor. Güvercin mesajların geleceğine inananlar, Amerikan ekonomisinin hız kestiğini vurguluyorlar. Aslında bazı sinyaller geliyor ama şu aşamada çok endişe edecek bir durum yok. Yellen, Fischer ve Dudley’nin oluşturduğu Fed’deki troyka, ‘‘Enflasyon yükselmese de faiz artırılabilir’’ mesajını sıkça veriyor. Bu isimler için önemli olan istihdam piyasasındaki iyileşme gibi gözüküyor. Finansal piyasalardaki aşırılıkların biraz törpülenmesini istiyor da olabilirler. Biraz arka planda kalsa da, geçen hafta yayımlanan enflasyon verisinde ilginç noktalar var. Manşet enflasyon yüzde 2 hedefinin altında olmasına rağmen, çekirdek enflasyon yüzde 2.1‘le dört yılın zirvesine çıkmış durumda. Merkez Bankaları makro verileri mevcut konjonktüre göre değerlendirir. Yarın Yellen veya Fischer, ‘‘2016’da enflasyonun artacağı görüşümüzü koruyoruz. Çekirdek enflasyon da bunun sinyalini veriyor’’ diyerek, argümanlarının altını sağlamlaştırmak isteyebilirler. Arka planda kalan enflasyon datası, bir anda öne çıkarılabilir. Enflasyondan bağımsız olarak, Fed’in bugün güvercin mesajlar vermesi, ekonominin hızının düştüğünü ima etmesi, piyasalara tekrar motivasyon sağlayabilir. Yukarıda da belirttiğim gibi, Fed etkisi diğerlerine benzemez.

BİST ve diğer gelişen ülke endekslerindeki değerlemelerle ilgili çok şey söyleniyor. Örneğin; BİST’in, Hang Seng endeksinin Fiyat/Kazanç ve Piyasa değeri/Defter değeri gibi oranlarından yola çıkarak pozitif yorumlar yapılabilir. Çin’in, gelişen ülke piyasaları üzerindeki etkilerinin büyük kısmı fiyatlanmış olabilir. Yuandaki devalüasyon, Shanghai endeksindeki düşüş artık beklenmeyen faktörler değildir. Fakat yatırımcı, ‘‘Piyasada bir momentum yoksa değerin bir önemi var mıdır?’’ sorusunu sormalıdır. Yukarıda bahsettiğim borsa oranları daha uzun süre düşük kalabilir. Diğer taraftan kafa yorulması gereken konu, yakın gelecekte hangi katalizörün devreye girip piyasaları yükseliş havasına sokacağıdır. Dünya ekonomisinin büyüme hızını aniden artıracağı düşünülmüyorsa ki Çin ve Kore gibi önemli gelişen ekonomilerde büyüme beklentileri aşağı yönlü revize ediliyor, Merkez Bankaları’nın sahneye çıkmalarını beklemekten başka bir çare gözükmüyor. AMB, JMB ve Fed’den piyasa dostu hamleler ve açıklamalar gelecek ki keyifler yerine gelsin.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019