Merkez bankaları para politikasında Maradona teorisi
İngiliz Merkez Bankası Direktörü Mervyn King, merkez bankası politikalarında yaratılan beklentinin çok büyük bir güce sahip olduğunu bundan tam yeni yıl önce dile getirdi. Bugün ise dünyanın en önemli iki merkez bankası olan FED ve Avrupa Merkez Bankası, "Para Politikasında Maradona Teorisi"ni uyguluyorlar. Uzmanlara göre, Draghi'nin Tahvil Alım Planı'nın başarılı olması için Maradona teorisinin yanı sıra, Cruyff dönüşü de gerekebilir.
Yıl: 1986.
Mekan: Mexico City Azteca stadyumu.
Maç: İngiltere-Arjantin Dünya Kupası çeyrek finali.
Başrolde dünyaca ünlü Arjantinli futbolcu Diego Maradona.
Orta sahadan topu alan Maradona, karşısına çıkan beş savunma oyuncusunu geçerek, topu filelere göndermeyi başarıyor.
Maradona'nın 1986 yılında attığı bu gol, 2005 yılında İngiltere Merkez Bankası Direktörü Mervyn King tarafından gündeme getirildi. King'e göre Maradona'nın golü atma şekli, para politikalarının doğası hakkında çok şey ifade ediyordu.
King, bu düşüncesini şu kelimelerle dile getirdi: "En etkili unsur Maradona'nın sanal düz bir çizgi üzerinde ilerlemesi oldu. Düz bir çizgi üzerinde koşarak beş oyuncuyu nasıl geçebilirsiniz? Bunun cevabı şu: İngiliz savunma oyuncuları, Maradona'ya yönelik beklentileri doğrultusunda hareket ettiler. Onlar Maradona'nın sağa ya da sola doğru gideceğini; arkadaşlarına pas vereceğini tahmin ettiler; Maradona da bu sayede tek başına dümdüz ilerlemeyi ve tüm zamanların en iyi golünü atmayı başardı."
Mervyn King, merkez bankası politikalarında yaratılan beklentinin çok büyük bir güce sahip olduğunu bundan yeni yıl önce dile getirdi. Bugün ise dünyanın en önemli iki merkez bankası olan FED ve Avrupa Merkez Bankası (ECB), Para Politikasında Maradona Teorisi'ni uyguluyorlar.
FED, sıfıra yakın faiz oranı seviyesini 2015 yılına kadar koruyacağı sözünü veriyor. Verilen bu sözün güvenilir olması, iş dünyası ve hanehalkının uzun vadeli kredi almasının maliyetini azaltacağı için önemli.
Sınırsız tahvil alımı
Bu arada FED ve ECB, işler yoluna girene kadar bilançolarını genişleterek ekonomik durgunluk havasını ortadan kaldırmak istiyorlar.
ECB Başkanı Mario Draghi, Euro Bölgesi'nin dağılmasına yönelik beklentileri önlemek için ellerinden gelen herşeyi yapacaklarını dile getiriyor. Sınırsız tahvil alımı sözü bu önlemlerin başında geliyor.
FED ise, ABD istihdam piyasasında bir düzelme gerçekleşene kadar Fannie Mae ve Freddie Mac'in mortgage temelli tahvillerini alacağını açıklamıştı.
Sonuç olarak FED ve ECB'nin umudu, bu sınırsız tahvil alımı beklentisinin piyasayı olumlu etkileyecek olması.
BNP Paribas ekonomistlerinden Paul Mortimer-Lee, ECB'nin yeni tahvil satın alım planına yönelik Financial Times'a yaptığı açıklamada, "Eğer Merkez Bankası sınırsız tahvil alımı müdahalesinde bulunur ve bunu güvenilir kılarsa, başka hiçbir şey yapmasına gerek kalmaz. Şu ana kadar borçla mücadele ve belirsizlik konusunda yapılanlar iyi sonuçlar verdi" diyor.
ECB Başkanı Mario Draghi'nin güvenilirliği son dönemde oldukça artmış durumda. Draghi, Alman Şansölye Angela Merkel ve Alman finans Bakanı Wolfgang Schauble'nin de desteğini alıyor.
Cruyff dönüşü de gerekebilir
Fakat Mortimer-Lee, yine de para politikasında Maradona Teorisi'nin yetersiz kalabileceği yönünde uyarıyor: "İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, İngiliz savunma oyuncularının durumuna düşebilir. Hareketsiz kalarak, destek isteyebilir. Bu durumda piyasa şu soruyu soracaktır: Bu strateji işe yarıyor mu? Maradona koşarak düz bir çizgide ilerleyebildi, çünkü savunma oyuncuları onun sapmalarına, yön değiştirmelerine alışmıştı."
FT'ye göre Mario Draghi'nin, Maradona teorisinin yanı sıra, Hollandalı futbolcu Johan Cruyff dönüşünü de geliştirmesi gerekebilir. "Cruyff Dönüşü" olarak tanımlanan hareket, defans oyuncularının hazırlıksız yakalanmalarına sebep olan seri bir çalım. Cruyff topu durdurduktan sonra önce pas verecekmiş gibi yapıyor; daha sonrasında ise hızlı ve beklenmedik bir şekilde topu bacaklarının arasından arkaya atıyor. Bu çalımı etkili ve savunması zor yapan en önemli ayrıntı, yine tahmin edilmesinin zor olması.
Cruyff dönüşünün merkez bankaları için anlamı şu: Draghi'nin tahvil alım planının (OMT) işlemesi için, büyük miktarda hükümet tahvili satın alımı gerekiyor.
FED yakasına gelince: Analistlere göre bankanın bilançosundaki genişleme eğilimi daha güvenilir bir nitelik taşıyor; fakat gündeme gelen sorular şöyle: FED, istihdam piyasalarını, finans piyasaları kadar kolay etkileyebilecek mi? Tahvil alımının sağlayacağo yararı müşterilere yansıtabilecek mi?
Borçların azaltılması
İngiltere Merkez Bankası hükümet tahvili alımının sınırlarını kabullendi ve Ağustos itibariyle "Borç verme için finansman" (funding for lending) programını başlattı. Bu programın amacı, fonlama maliyetlerinin düşürülmesi yoluyla bankaların daha uygun ve ucuz koşullarla kredi vermesini sağlamak.
Analistlere göre ucuz kredi herkesin işine yarayacak, fakat bankalar için önemli bir diğer sorun, düzenlemelere uyum sağlayabilmek için sermaye artırımı gerçekleştirmek ve yatırımcıların imdadına yetişmek. Bu kapsamda da, kredinin genişletilmesinden çok, hızlı aktif satışı yaparak borçların azaltılması etkili olacak.