Merkez Bankaları oyun kurucu olmaya devam ediyor
Geçen ay sürpriz şekilde 500 baz puanlık artışla politika faizini %50 seviyesine yükselten Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bu ayki toplantıda beklentiler paralelinde politika faizini sabit tuttu.
Seçimlerin geride kalması, TCMB rezervlerinde yaşanan kısmı toparlanma, not artırımına yönelik artan beklentiler ve yaz aylarıyla birlikte başlaması olası dezenflasyonist süreç ile sıcak para anlamında yabancı girişlerinin artacağı beklentisi bu noktada merkez bankasına, atılan adımların gecikmeli ve birikimli etkilerini gözlemlemek için alan ve zaman yaratmış durumda. Bu anlamda önümüzdeki birkaç ay TCMB’nin bekle-gör konumunda kalmaya devam etmesi olası görünüyor.
Bununla birlikte, henüz yurtiçi talep ve enflasyonun istenildiği ölçüde baskılanamadığının da altını çizen merkez bankası, toplantı notlarında ihtiyatlı duruşunu koruduğunun ve gerektiği taktirde sıkılaşmanın dozunu artırmaktan çekinmeyeceğini de vurguladı.
Merkez bankasının sürpriz içermeyen ve kararlı duruşunu gösteren bu karar sonrasında kısa vadede önemli bir piyasa etkisi beklememekle birlikte, sıkılaştırma noktasındaki karalı duruş ve faiz silahı dışında atılabilecek diğer adımlar piyasalar üzerinde ana belirleyici olmaya devam edecek.
İçeride piyasaların gözü merkez bankasında olmaya devam ederken küresel çapta da durum çok farklı değil. ABD merkez Bankası (Fed) da küresel cephede piyasaların odağında. Küresel çapta enflasyonla mücadelenin sonuna yaklaşıldığına ilişkin beklentilerin artmasına rağmen ABD'de geçen hafta açıklanan verilerin karışık sinyaller vermesi para piyasalarındaki fiyatlamalar, Fed'in ilk faiz indiriminin yılın son çeyreğine kalabileceğine işaret ediyor.
ABD'de enflasyonla mücadelenin beklenenden uzun sürebileceğine işaret eden bu durum, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere küresel varlık fiyatlamaları üzerinde henüz net bir baskıya neden olmasa da yakından izlenen başlıca konu durumunda. Fed’in faizleri mevcut seviyelerinde daha ne kadar tutacağı, ilk faiz indirim zamanlaması ve büyüklüğü gibi sorular piyasayı uzun bir süre daha meşgul ediyor olacak.
TCMB’nin sıkı duruşu ve ekonomi yönetiminin kararlı tutumuyla son dönemde tekrar artan yabancı yatırımcı ilgisi açısından fed’in atacağı adımlar ve bu bağlamda şekillenecek küresel risk iştahının yönü, BİST açısından yakından takip edeceğimiz konu başlıklarından olmaya devam edecek. Özetle hem Fed hem TCMB BIST ve tüm TL varlıklar açısından an belirleyici konumunu yıl sonuna kadar sürdürüyor olacak. BİST açısından orta uzun vadeli olumlu hikayenin devam ettiğini söylemek mümkün.
Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürüldüğü, ülke risk priminin gerilediği, TL’nin reel olarak değerlendiği, ülke kredi not artırım potansiyelinin korunduğu mevcut süreçte uzun vadeli bakış açısıyla hisse senetleri cephesinde yönün yukarı olduğunu söylemek mümkün. Seçimlerin geride kalması, TCMB rezervlerinde yaşanan iyileşme, not artırımına yönelik artan beklentiler ve yaz aylarıyla birlikte başlaması olası dezenflasyonist süreç özellikle sıcak para anlamında yabancı girişlerinin artmasını beraberinde getirebilir.
Yabancının almaya başladığı ve alacağı büyük hisseler için oldukça olumlu bir sürecin başında olabiliriz. Ancak yabancının radarına giremeyen, ayrıca özel bir hikaye ya da beklentisi olmayan, borçlu, işletme sermaye ihtiyacı yüksek ve bunu kısa vadeli borçla çeviren şirketler içinse zorlu süreç devam ediyor. Bu noktada yatırımcıların hisse seçiminde çok dikkatli olması gereken bir süreçte olduğumuzun bir kez daha altını çizelim.