Merkel yine nasıl kazandı?
Dr. Ali Topçubaşı - Topçubaşı Group Yön. Krl.Bşk.
Merkel uğradığı büyük oy kaybına rağmen, seçim sandığından 1. Çıkmayı başardı. Yüzde 8.9 oranındaki oy kaybına rağmen yüzde 32.9 oy ile en yakın rakibi olan Sosyal Demokrat Parti'nin aldığı yüzde 20.5 oy oranına göre yüzde 50’den fazla oy alması, Almanya yurttaşlarının önemli kısmının ekonomiyi öncelik olarak kabul ettiklerini göstermektedir.
Merkel 2005 yılında iktidara geldiğinde, Almanya’da işsizlik oranı AB-27 ortalamasının bile çok üzerinde seyrediyordu. Daha önceki Başbakan Gerhard Scröder; 2005 yılında Almanya’da işsiz sayısının 5 milyon 200 bin ile son 60 yılının yüksek oranına sahip olduğunu itiraf etmiştir. 2005 yılında Fransa’da yüzde 8.7, İtalya’da yüzde 7.8, İspanya’da yüzde 9.7, Yunanistan bile yüzde 10.1 olan işsizlik oranının Almanya’da yüzde 12 olması, Merkel’in ilk seçim zaferinin kazanmasının yapı taşları olmuştur. 2017 yılında AB içinde ırkçılık söylemlerinin karşılık bulmasının etkisiyle diğer ülkelerde iktidarların değişmesine yol açmasına karşın, Almanya’da Merkel’in 1. gelmesinde ekonomilerindeki istikrarın önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır. 2017 yılında AB’de de işsizlik oranlarındaki yüzde 10.5 gibi yüksek oranlara karşın, Almanya’da bu oranın yüzde 5’in bile aşağısına düşürme başarısı, karşılaştırma yapan Alman seçmenlerinin tercihlerini Merkel’den yana kullanmalarına neden olduğu anlaşılmaktadır.
AB içinde Almanya’nın çok öne çıkmasında diğer önemli faktörün, topluluğun dünya ekonomisindeki ağırlığının azalmasına karşın, bu ülkenin ağırlığının artması olduğu anlaşılmaktadır. 2005 yılında Merkel iktidara geldiğinde AB’nin dünya ekonomisindeki payı yüzde 21.6 ile ABD’nin yüzde 19.46 olan payından bile yaklaşık 2 puan, Çin’in yüzde 9.7 olan payından yaklaşık 2 kat fazla iken, 2017 yılında tam ters yönde gelişme göstererek AB’nin dünya ekonomisindeki payı yaklaşık 3 puan gerileyerek yüzde 16.4’e gerilerken, Çin’in payı 2 kattan daha fazla artarak AB’nin bile yaklaşık 2 puan daha yukarıya çıkarak yüzde 18.1’e yükselmiştir.
Almanya seçim sonuçları, dünyadaki seçmenlerin ekonomideki beklentilerinin ve kaygıların önemli bir tercih faktörü olarak değerlendirilmesi gerektirdiğini göstermektedir. Merkel zamanında Almanya’nın ekonomik gelişmesinin diğer AB ülkelerinin oldukça üzerinde seyretmesi, bu faktörün seçmen tercihlerinde kayda değer etki yarattığını göstermektedir