Merhaba Dünya!

Ömer EKİNCİ
Ömer EKİNCİ Dönüşüm Rotası omer.ekinci@desnet.com.tr

Yazılımın, yazılımcılığın bu kadar revaçta olduğu bir dönemde sizlere bir yazılımcı selamı ile merhaba demek istedim. Yazılımcılar tüm yazılım projelerinin ilk satırına “Hello World!” yazar. Bu aslında hayalin ve heyecanın da adıdır. “Bu yazılım öylesine büyüyecek ve öyle tutacak ki bütün dünyaya hitap edecek” demektir, buna inanmaktır. Hem de daha ilk satırdan.

Ben kendimi çok uzunca bir zamandır hayal ettiğim yerdeyim. Dünya’dayım. Hem de Dünya’da olmak için başka hiçbir zaman, bugün kadar doğru zaman olmamıştı. Dünya Gazetesi artık bir start-up, kendi hikayesini yeni baştan yazmak için inanmış genç, heyecanlı ve de deneyimli bir ekipten oluşan bir start-up. İşte bu yüzden bir genç girişimci olarak benim burada olmam için daha doğru bir zaman olamazdı.

Neden uzunca bir zamandır hayal ettiğim yer burası? Baba-oğul kendi girişimimizi kurarken, Perpa’da bir küçük dükkanda başladığımızda içinde çok büyük ve kalabalık olmayan işyerimizin ilk misafiri Dünya Gazetesi’ydi. Gazeteyi her sabah dikkatle okur, orada haberi çıkan ya da reklam veren işletmeleri not alırdım onlara ürün ve hizmetlerimizi satmak için. Çünkü o gazetede olan işletme sıradan bir işletme olamazdı. Asıl amacım buydu ama kimseye söylemeden bu gazetede haberimizin çıktığının hayallerini kurardım. Bugün kendi alanında çok iyi bir konumda olan şirketimizin başarısında Dünya’da haber olma hayallerimin itici gücü de var. Sonrasında köşe yazarlığına başladığım 2015’lerde de artık Dünya, ileriki yaşlarımda köşe yazmam gereken yerdi. İki hayalimi de yaşadım, Dünya’da haberimiz de çıktı, bugün de karşınızdayım.

Bu köşede bu ülkenin potansiyeline inanan insanlarla, başarılı girişimlerle ve girişimcilerle, dünyadan ve Türkiye’den örnek ve yenilikçi iş modelleriyle, yeni ekonomiye, aile şirketlerine, genç girişimciliğe rastlayacaksınız. En çok da umuda. Çünkü girişimci umutlu insan demektir. Umutlu olmasa girişimini ekemez, sulayamaz, büyüsün diye bekleyemez. “Bir girişimci olarak neden yazıyorsun, yazmayı bu kadar önemsiyorsun?” gibi bir soru da aklınıza gelebilir. Yazıyorum çünkü bu umudu yaymak da istiyorum. Girişimciliği yaygınlaştırmak, girişimcilere ilham vermek ve motive etmek. Sadece olumlu şeyler mi konuşmalıyız peki? Elbette doğruların altını çizerken yanlışların da üstünü çizmek, eksiklerin düzelmesi için önerilerde bulunmak görevimiz.

Bu yazı bir tanışma yazısı oldu, bundan sonraki yazılarda birbirimizi zorlayacağız, bazen ben sizi kızdırıp, canınızı sıkacağım, bazen de siz beni eleştireceksiniz, yazımı ya da fikrimi beğenmeyeceksiniz. İşte öyle zamanlarda, bana çok kızdığınızda hiç öyle e-posta adresiyle, faksla, teleksle uğraşmayın. Prensibimdir, her yeni gazeteye başladığımda, ilk yazımda cep telefon numaramı yazarım. Söyleyecek sözü, ekleyeceği, eleştireceği, kızacağı şeyler olan arasın, söylesin. 0532 257 95 92.

Bu uygulamama kızanlar, yaptığımı eleştirenler, “Deli misin?” diyenler çok oldu. Ama artık ulaşılmazların çağında değiliz. Dünyanın en büyük girişimcileri Twitter’da sorunuzu cevaplıyor. En başarılı iş insanları işletmelerinde müşterileriyle birebir temas kuruyor, onlara hizmet veriyor. O eski “ulaşılmaz olalım, fildişi kulelerimizden “halka” bakalım ve onlardan çok daha iyi bildiğimiz için onlara buyruklar verelim” dönemi kapanalı çok oldu.

Köşemizin adı neden Dönüşüm Rotası?

Çünkü hangi sektörde olursak olalım, sektör bağımsız bir şekilde şirketlerimiz dönüşüyor. Dönüşüm kaçınılmaz. Hangi yönetici pozisyonda olursak olalım aslında yönettiğimiz şey de bu dönüşüm. Unvanımız ne olursa olsun hepimiz bütün gün tüm toplantılarımızda, tüm aksiyonlarımızda bu dönüşüme çabalıyoruz. Sadece teknolojik ve makineleşme dönüşümü değil bu. Çalışan profilindeki dönüşüm, sosyal ve antropolojik değişimler, tüketici davranışlarındaki dönüşüm. Her ne yapıyorsak hepsini “dönüşüm” kavramı parantezine alabiliyoruz. Öyleyse bu dönüşümün de bir köşesi, izlenecek bir rotası olmalı dedik.

Henry Ford’un güzel sözüyle noktalayalım bu ilk yazıyı; diyor ki “Bana yalnızca iki el gerekti, ama ardından bir insan geldi”. İnsan faktörünü merkeze alınca her dönüşüm çok daha kolay olacak. Haftaya görüşmek dileğiyle.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar