Mektup

Ömer Gencal
Ömer Gencal EkoSpektrum: Piyasa ve Duygular omer.gencal@dunya.com

Sevgili kızım; Üniversitede aldığın ders­ler arasında en çok keyif aldığın Oyun Teorisi dersinin sende yepyeni bir bakış açı­sı yarattığını görmek beni çok mutlu ediyor. Geçtiğimiz ay, öğretmenin dönem ödevi ola­rak verdiği konuyu benimle paylaşman ve ülkemizdeki siyasi çalkantıları oyun teorisi perspektifinden ele alarak yorumlaman ger­çekten gurur vericiydi.

İktidar ve muhalefet kanadındaki aktörle­rin stratejilerini karşılaştırmalı üstünlükler üzerinden analiz edip matematiksel bir mo­delle desteklemen ise büyük bir alkışı hak ediyor. Keşke bu oyunun yapısını ve olası so­nuçlarını senin kadar net görebilen yöneti­cilerimiz olsa… Anayasa değişikliği için ge­liştirilen stratejiler, erken seçim ihtimali, bu seçimin istenen adayla yapılıp yapılmayaca­ğı, hatta yargının bu süreçte bir araç olarak kullanılması gibi birçok karmaşık unsuru modellemen oldukça etkileyici.

Simülasyonun sonuçlarına göre, kısa va­dede hiçbir tarafın kazanamadığı bir oyu­nun içinde olduğumuz gerçeği, Oyun Teori­si’ni bilen biri olarak beni hiç şaşırtmadı. Ve sen bu ödevi teslim ettikten yalnızca iki haf­ta sonra, iktidar kanadının senin öngördü­ğün adımları birer birer uygulamaya başla­dığını gözlemlemek, analizinin ne kadar isa­betli olduğunu ortaya koyuyor.

Modelinin işaret ettiği gibi, bu oyunun so­nunda ekonomik olarak toplumun tüm ke­simlerinin zarar gördüğü bir sürece hızla sü­rükleniyoruz. Adeta sonucu belli bir tren ka­zasının ağır çekimini izliyor gibiyim. Bilim bu kadar açık öngörüler sunabiliyorken, ka­rar alıcıların bunları neden göremediğini ya da gördükleri hâlde neden görmezden gel­diklerini anlamak çok zor.

Birkaç örnekle bu öngörülerinin ne kadar isabetli olduğunu paylaşmak isterim: Büyük bedeller ödeyerek zar zor biriktirdiğimiz 100 milyar dolarlık rezervin 25 milyar doları sadece üç gün içinde eridi. Güven ortamının zedelenmesiyle devlet tahvillerinin faizleri 7 ila 10 puan arasında yükseldi. Bu artış, ge­lecek nesillere taşınacak büyük bir faiz yükü anlamına geliyor. Türkiye’nin risk primi an­lamına gelen CDS oranı da 250 baz puandan 320’nin üzerine çıktı. Yani ülke, dış borçlan­ma için daha yüksek maliyetlerle karşı kar­şıya. Gerçekten çok üzgünüm.

Bu süreç bana Yunan mitolojisindeki Sis­yphus’un hikâyesini hatırlatıyor. Hilekârlığı ve kibri yüzünden cezalandırılan Sisyphus, sonsuza dek bir kayayı tepeye yuvarlamakla görevlendirilmişti; ancak kaya her seferinde aşağı yuvarlanır ve Sisyphus yeniden başla­mak zorunda kalırdı. Biz ne yaptık da böyle­sine yorucu, bitmek bilmeyen bir döngünün içinde cezalandırılıyoruz, bilmiyorum.

Henüz tam olarak gözlemleyemesem de, bu belirsizlik ortamında TL yerine dövizi tercih edenlerin sayısının artması kuvvetle muhtemel. Enflasyonun seyri hakkında ke­sin konuşmak için erken olabilir; ancak gi­dişat, enflasyonun yeniden yükseleceğini ve bu durumun geniş halk kesimlerini olumsuz etkileyeceğini gösteriyor.

Sevgili kızım, ödevinde ulaştığın temel so­nucu – bu oyunun sonunda kazananın olma­ması ve tüm toplumun ekonomik olarak kay­betmesi – şimdiden yaşayarak deneyimliyo­ruz. Umarım, bu oyunun aktörleri çok geç olmadan sağduyuyla hareket etmeye başlar ve daha büyük yıkımların önüne geçilebilir.

Seninle gurur duyuyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ateş gibidir… 11 Mart 2025
Babiş… 18 Şubat 2025