Meclise sunulan tasarıda neler değiştirildi?

Zeki GÜNDÜZ
Zeki GÜNDÜZ VERGİ POLEMİKLERİ [email protected]

Torba tasarıya göre, Kurumlar Vergisi hesabı yapılacak, daha sonra indirim ve istisnalar öncesi matraha yüzde 10 uygulanmak suretiyle Asgari Kurumlar Vergisi hesaplanacak. Hangisi yüksekse mükelleflerden Kurumlar Vergisi olarak o tutar alınacak.

 Değerli okurlar, ilk ver­gi tasarısı torbasın­da yer alacak dediği­miz (8 Temmuz tarihli Dünya Gazetesi’nde yayımlanan ya­zımız) konuların büyük ölçü­de tasarıda yer almış olduğu­nu görüyoruz. Alınan görüşler ve gelen uyarılar dikkate alı­narak 1 Temmuz’da STK’lar­la paylaşılan taslakta bazı de­ğişiklikler yapılmış. Meclisi­mize sunulan tasarıyı hızlıca gözden geçirdiğimizde, daha önce ilk torbada yer alan deği­şiklikler şeklinde paylaştığı­mız hususlardan farklı olarak tespit edebildiklerimizi pay­laşalım istedik.

1-Asgari Gelir Vergisi bu torbada yok.

Gelir Vergisi mükellefleri­nin, zararda dahi olsalar ci­roları üzerinden, is­tisna-indirim öncesi kazançlarından vergi alınması anlamına ge­len öneriye bu tasarıda yer verilmemiş.

2-Yurt İçi Asgari Kurumlar Ver­gisi’nde ciro üzerin­den vergi alınmasın­dan vazgeçilmiş.

Tasarıya göre Kurumlar Vergisi hesabı yapılacak, da­ha sonra indirim ve istisna­lar öncesi matraha yüzde 10 uygulanmak suretiyle Asgari Kurumlar Vergisi hesabı ya­pılacak, hangisi yüksekse Ku­rumlar Vergisi olarak o tutar alınacak.

Ciro üzerinden yurt içi As­gari Kurumlar Vergisi’n­den vazgeçilmiş. Aynı zaman­da Asgari Kurumlar Vergi­si’nde de kazanılmış haklar korunmaya çalışılmış. Daha önce alınmış teşvik belgeleri­ne göre hesaplanan Kurumlar Vergisi, Asgari Kurumlar Ver­gisi’nden indirilebilecek.

İndirim ve istisnaların ka­nunda açıkça sayılan bir kıs­mının indirimli Kurumlar Vergisi hesabında matrahtan indirimi kabul edilmiş.

Taslak bu şekilde yasalaşır­sa geçmiş yıllar devreden za­rarının dikkate alınamayaca­ğı gibi bir sonuç ortaya çıkıyor ki bu hususa açıklık getirilme­si ve mahsubun sağlanması önemli olacak.

3-Yurt dışı çıkış harcı 500 TL olarak teklif ediliyor.

Harç her yıl yeniden değer­leme oranında otomatik arta­cak.

4-Vergide uzlaşma im­kanı kaldırılıyor.

Burada kayıt düşüyorum. Şayet uzlaşma konusu bu şe­kilde yasalaşırsa bundan son­raki affın gerekçesi bu mad­de olur.

5-KDV iadelerindeki esas usul, vergi ince­lemesi olarak belirleniyor.

Bu hususda uygulamayı görmemiz gerekecek. Vergi iade süreçleri ve maliyeti ar­tabilir.

6-İştirak hisse satışın­daki istisnanın yüzde 75’ten 25’e inmesi ile işti­rak hisselerinin bölünme­sinin kaldırılması da pa­ketten çıkarılmış.

Mali İdarenin bu istisna ve bölünme konusundaki yak­laşımının gözden geçirilme­sinde fayda bulunmaktadır. Şirketlere satarak, yeni or­tak alarak, ortaklığı ayırarak, birleşerek, bölünerek, iştirak veya gayrimenkulü satarak yeniden yapılanabilecekle­ri araçları korumak ve çeşit­lendirmek gerektiğini düşü­nüyoruz.

7-KDV 5 yıldan fazla devredemeyecek.

KDV’nin 5 yıldan son­ra devrettirilmemesi konu­sunda yürürlüğün 5 yıl sonra 2030’da başlayacak olması da (her ne kadar öneriye katıl­masam da) tasarıdaki hukuki tartışmaları önlemeye dönük bir başka olumlu yaklaşım.

Ancak, ödenmiş KDV’nin devrinin engellenmesi hiç bir şekilde hukukiliği olmayan bir yaklaşım. Mali İdare iste­diği gibi tabi ki incelesin. De­vir devam ettiği müddetçe in­celemede zamanaşımı sınırı da olmasın, ama aslında en­dekslenerek devretmesi ge­reken, bir dönem iadesi tartı­şılan KDV’yi bu yolla yok et­mesin.

Yeni vergi tasarıları

Bu dönem tasarıda yer al­mayan daha önce gündeme gelen diğer konuların peyder­pey gündeme gelme olasılığı yüksek. İş alemi artık tarih­sel “sızlanma”, ”isteme”, ”ge­rekçesiz karşı çıkma”, ”geri çekilip uygun zamanda eski­ye döndürme” reflekslerini bir yana bırakıp, bir yandan kayıt dışılıkla mücadele ko­nusunda inisiyatif almalı, bir yandan da doğru bildiği konu­larda argümanları ile kendini anlatma çabasına girmelidir. Aksi takdirde Mali İdare ça­baları Gramsci’nin Tarihsel Bloku(*) gibi görecek, sadece yük taşımak istememe uya­nıklığı olarak algılayacaktır.

(*) Tarihsel blok, var olan düzen içinde eğitim kurum­larının, sendikaların, din merkezlerinin ve çeşitli halk topluluklarının taleplerini otoriteye iletmek amacıyla bir araya gelinmesi sürecine denir

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar