MB, faiz artırımlarına başlayacak mı?
UZMAN GÖRÜŞÜ / Hakan AKLAR-Ak Yatırım Önümüzdeki dönemde faiz artırımlarını konuşuyor olacağız gibi gözüküyor. Merkez Bankası, Çarşamba günü 2008 yılının ikinci enflasyon raporunu açıklayacak. Merkez Bankası'nın enflasyon raporunda 2008 ve 2009 enflasyon tahminini yukarı çekmesi bekleniyor. Hatırlanırsa, yılın ilk enflasyon raporunda da 2008 enflasyon tahmini revize edilerek yüzde 4,1'den yüzde 5,5'e çıkarılmıştı. 17 Nisan'daki Para Politikası Kurulu'nun yaptığı "gerekirse ölçülü faizi artırım yapılabilir" açıklaması üzerine enflasyon tahmininde yapılacak muhtemel bir yukarı revizyon faiz artırımı beklentisini güçlendirecektir. Peki, şubat ayına kadar faiz indiren Merkez Bankası ne oldu da nisan ayında faiz artırımı yapabilirim söylemine geçti? Sanırım bunun için bazı gelişmeler üzerinde düşünmek gerekiyor: 1- Global likidite şartlarında bozulma ve borçlanma maliyetlerinin artmasına rağmen, Türkiye'nin dış borçlanmasında ciddi bir yavaşlama yaşanmadı. Bu da iç talep şartlarının 2007 yılından pek de farklı olmayabileceğini, 2008 yılında iç talebin dezenflasyona katkısının sınırlı kalabileceğini düşündürüyor. 2- Artan kur (1 $+1_ sepet YTL'ye karşı yıl başından bu yana ortalama yüzde 16 değer kazandı) üretici fiyatlarının ilk çeyrekte yüzde 6,3'e yükselmesine katkıda bulundu. Maliyet enflasyonu arttıkça (iç talebin fazla gevşemediği ortamda) TÜFE de artmaya devam eder beklentisi oluştu. 3- Yüksek enerji, gıda fiyatlarına ilave olarak YTL'nin değer kaybı TÜFE beklentilerini yıl sonu için yüzde 8,4'e çekti. 12 ay ve 24 ay sonrası için beklentiler de kötüleşti. 4- Gıda ve enerji hariç çekirdek enflasyon kötüleşen beklentilere paralel olarak artmaya başladı. 5- Kurdaki düzeltme ihracata ivme verirken ithalatı kısıtlayacak, sonuçta net dış talep artışı enflasyonist baskıları daha da artırabilir. 6- Yılın ilk iki ayında sanayi üretiminin yüzde 9,4 artmasına bakarak sanayinin ekonomik görünüm konusunda oldukça güvenli olduğu çıkarımı yapılabilir. Tarım dışı sektörün, azalmakla birlikte, iş yaratmaya devam etmesi, reel faizlerde ciddi bir artış olmaması enflasyonun yönü konusunda soru işaretleri yaratıyor. 7- Tüm dünyada enflasyonun artması ve diğer gelişmekte olan ülkelerdeki faiz artırımları da Türkiye'yi faiz artırımlarına zorlayabilir. 8- Türkiye'ye ciddi sermaye akımının gerçekleştiği AB bölgesinde faizlerin yüksek kalması (3 ay Libor geçen yılın nisan ayında yüzde 3,9 iken 2008 Nisan ayında yüzde 4,8 seviyesinde), bunun yanına, Euro'nun değerlenmesinin Avrupa Merkez Bankası'nın para politikasını daha da sıkılaştırması Türkiye'de de para politikasının sıkılaştırılmasını getirebilir. Kısaca, önümüzdeki dönemde faiz artırımlarını konuşuyor olacağız gibi gözüküyor.