MB etkisi ve piyasalar…

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Serhan Yenigün / Finansinvest

Merkez Bankası, Çarşamba günü net parasal sıkılaşma adımlarını hızlandırarak bankalara uygulanan zorunlu karşılık oranlarında yüksek artırımlara gitti. Farklı vadeler için farklı oranlarda gidilen artırımlara baktığımızda, MB'nin mevduat vadelerinde uzun vadeli tercihleri daha cazip kılmaya çalıştığını görüyoruz. Bunula beraber MB, kredi talebinin yüksek olması nedeniyle kredilerdeki büyümeyi frenlemeyi ve ithalat talebini kısarak cari açık üzerindeki genişleme baskısını hafifletmeyi amaçlıyor. Bu konu hakkında birçok medya organında çok sayıda yazı ve yorumu görebilirsiniz. Burada, alınan kararların piyasalarımız üzerindeki olası etkilerini özetlemeye çalışalım.

Tahvil-bono piyasalarımız açısından baktığımızda, MB'nin TL likiditesini daraltıcı adımlar atmasının ilk etapta olumsuz etkiler yaratması beklenebilir. Bankaların krediye yönlendirecekleri kaynakların azaltılması nedeniyle, birinci olarak bankaların tahvil-bono portföylerini bir miktar azaltarak ek kaynak yaratmayı hedefleyeceğini görüyoruz. İkinci olarak, mevduat faizlerinde artış beklentisi nedeniyle tahvil getirilerinin daha az cazip olduğunu düşünen yatırımcılar bu alandaki yatırımlarını azaltarak mevduata plase edebilirler. Bu nedenle, MB'nin aldığı sıkılaşma kararının ilk etapta tahvil faizlerini yukarı çeken bir etkisi olduğunu görüyoruz.

İMKB cephesinden baktığımızda ise, bankaların marjlarında daralma ve artan tahvil faizleri nedeniyle SGMK portföylerinde değer kayıpları beklentisinin bankacılık sektörü hisselerine zayıflık getirebileceğini görüyoruz. Çarşamba günü MB kararlarının açıklanmasının ardından ilk işlemlerde bu beklenti fiyatlara girmeye başladı ve İMKB'de işlem gören banka hisse senetlerinde %2 - %3 civarında değer kayıpları görüldü. Perşembe günü ise tepki alımları daha etkindi. Ancak, yakın vade için bakıldığında İMKB'de işlem gören bankacılık harici kesimdeki sanayi ve hizmet sektörü şirketlerinin, bankalara göreceli olarak bir süre daha iyi bir performans sergileyebileceği unutulmamalı.

Döviz tarafında ise, TL likiditesinin daraltılması Lira arzının azaltılması anlamına geldiğinden yükselen faizler nedeniyle talebin canlı kalarak TL'nin destek bulmasına neden olabilir. PPK'dan faiz indiriminin gelmediği, ancak likiditenin MB'nin son dönem kararları ile 40 milyar TL'nin biraz üzerinde daraltıldığı bir ortamda USD/TL ve EUR/TL kurlarında TL lehine hareketlerin devam ettiğini görebiliriz.

Elbette bütün bu olası piyasa dinamiklerinin, yurtdışı gelişmeleri de takip ederek ve dikkate alarak değerlendirilmesi gerekiyor. Kuzey Afrika, Ortadoğu, Japonya ve Avrupa'da oldukça hareketli günler yaşanırken yurtiçi piyasalarımızın sadece MB parametresi ile şekillenmesi beklenemez. Bu nedenle, yatırımcıların yukarıdaki iç etkenleri dikkate alırken yurtdışı gelişmeleri de mutlaka izlemesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017