Maymunları korkutmak için tavuğu kesmek

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS [email protected]

Çin yönetiminin son aylarda aldığı önlemler tartışılıyor. Çinli siyasetçiler, finansal risklerin bir krize yol açmasından korkuyor. Radikal adımlar atılıyor. Şirketlerin yurt dışına para çıkarması kısıtlanıyor. Çin ekonomisinin belki de en büyük sıkıntısı olan borçlanmanın önüne geçilmeye çalışılıyor.  Çin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, ülkenin dev finansal kurumlarının nasıl borçlandığını, risk yönetimlerini nasıl yaptıklarını inceliyor. Yapılan işlemlerin sistemik risk oluşturacağı kaygısı var. Son yıllarda Çin’den ciddi bir para çıkışı oldu. Bu çıkış Çin ekonomisinde taşları yerinden oynattı. Çin Yuanı değer kaybetti. Para çıkışının kontrol edilmesi için atılan adımlar ve Çin Merkez Bankasının müdahaleleri ile yuan dengelendi. Yönetim, Komünist Partinin sonbaharda yapacağı 19’uncu kongresinden önce büyük bir problem yaşanmasını istemiyor. Çin’de özel şirket borçları inanılmaz seviyelere geldi. Beijing ve Shanghai gibi şehirlerde oluşan mantık dışı gayrimenkul fiyatları, gayrimenkul finansmanı kitaplarındaki değerleme yöntemlerini baştan yazdırır. Çin’de verilen kredilerin yarısı emlak sektörüyle ilintilidir. Çin’deki bu yüzde 50’lik oran, Japonya’da 1980’lerin sonundaki gayrimenkul kredileri/toplam krediler oranının bile üzerindedir. 1990’ların başında Japonya’da balon patlamış, varlık fiyatları çökmüştü. Bugün oluşan şartlar açısından bakılırsa, Çin’den başka bir ülke finansal kriz yaşamadan bu işten çıkamaz.

Çin Mandarin dilinde, ‘‘maymunları korkutmak için tavuğu kesmek’’ deyimi vardır. Bu tabir, diğerlerine örnek olması için birisini cezalandırmak anlamında kullanılır. Çin yönetimi parasını dışarıya çıkarmak isteyen yatırımcıları korkutmak için dev şirketlerin peşine düştü. Wanda, Anbang, Fosun gibi şirketlerin dışarıda yaptığı alımlar mercek altına alındı. Bu şirketlerin yaptığı işlemlerden doğabilecek risklerle ilgili, bankalardan rapor istendi. Bu soruşturmalar Çin medyasına da servis edildi. Çin’de son yıllarda yaşanan sermaye çıkışının iki trilyon dolara yakın olduğu düşünülürse, bu şirketlerin yaptığı anlaşmalardan doğabilecek risk tutarı devede kulak kalır. Tabii parasını Çin dışına çıkarmak isteyenlere gözdağı vermenin etkin yolu büyük oyuncuların üzerine gitmektir.

Çin’de uygulanan ekonomi politikasının samimiyeti ile ilgili soru işaretleri var. Ekonomi yönetimi yüzde 6.5 olan büyüme oranının yüzde 2.5’e düşmesini kabullenirse, hızlı kredi büyümesinden gerçekten çekiniyordur. Politikacılar hala, ‘‘Sonbahardaki kongreyi bir atlatalım. Sonra alıştığımız sisteme devam ederiz’’ mantalitesine sahipler. Aslına bu bir kısır döngüdür. Çin’de şirketlerin borç alma kapasitesi yüksek kaldıkça, büyüme oranı da güçlü olur. Çin ekonomisini yorumlayan analistler de bu büyüme oranlarına bakarak, ‘‘Çin ekonomisinin güçlü olması dünya ekonomisine destek olur’’ ifadesini kullanırlar. Ağırlıklı olarak kredilere dayalı bir ekonomik büyümenin ne kadar sağlıklı olduğu tartışmanın odak noktasıdır. Komünist Partinin kongresine kadar ortalık sakin olur. Kongreden sonra borçlanmaya dayalı sistem devam eder. Çin yönetimi 2012’den beri kredi büyümesini düşüreceğini söylüyor. Çin’de krediler 2011-2016 arasında 22 trilyon dolar arttı. Bugünkü söylemin aksine, kredilerin önümüzdeki yıllarda da hızla artacağını düşünüyorum. Çin ekonomisindeki dengesizlikler devam edecek. Bu mevzuları daha uzun süre konuşacağız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019