Mayıs ayı enflasyon rakamları herkesi uyarıyor!..
Beklenenden düşük çıkan mayıs ayı enflasyon rakamları kısa vadede piyasaları rahatlatmış, Başbakan'ı tekzip etmiş ve Merkez Bankası'nın benimsetmeye çalıştığı orta vadeli söylem hakkındaki şüpheleri artırmı görünüyor. Tüketici fiyatlarındaki aylık artış yüzde 0.40 düzeyinde kalırken yıllık rakam yüzde 9.66'ya yükselmiş. Türk Lirası'nın değerindeki dalgalanmalara yüksek hassasiyet sergileyen yurtiçi üretici fiyatları ise gerilemiş, aylık veri yüzde 0.52 azalırken yıllık oran yüzde 11.28'e gerilemiş; yüksek faizin yüksek enflasyonun sebebi olmadığı net bir şekilde kendini göstermiş. Fakat çekirdek enflasyon olarak bilinen özel kapsamlı tüketici fiyat artışları kırmızı alarm düzeyini korumaya devam ediyor ve bu yılın ikinci yarısına ilişkin iyimser önermeleri kesinlikle desteklemiyor; söz konusu oranlar yüksek oranlı aylıklar sayesinde çift haneli seviyeleri zorluyor.
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız veriler Türkiye ekonomisine ilişkin kırılganlığın azalmadığını, döviz kurunda ve/veya faizlerde yaşanması muhtemel yeni yükselişlerin ciddi sıkıntılar yaratmaya devam edebileceğini düşündürüyor. Çekirdek enflsayondaki aylık artışların, tüketici fiyatlarında gözlenen oranın yaklaşık üç katına yaklaşması beklenenden düşük artışın geçici mevsimlik koşullardan kaynaklanmış olabileceğine işaret ediyor. Haziran ve temmuz aylarında yine aynı sebepler ile tüketici fiyat artışları sınırlı kalabilir veya bir miktar gerileyebilir; hava koşulları nedeniyle bu geçici olumluluk geçmiş yıllar ortalamasının altında kalabilir. Fakat ağustos-aralık dönemi için olumlu düşünmek pek olası görünmüyor. Durum böyle olunca yıllık enflasyonun yeni en yüksek yapmayacağı ve gerileyeceği söyleminin ayakları yere basmıyor!..
Bu yılın ilk yarısında Türk Lirası'nın değerinde yaşanan dalgalanmaların çekirdek enflasyon ve yurtiçi üretici fiyatları üzerindeki etkisi oldukça yüksek ve böyle olmaya devam edecek gibi görünüyor. Merkez Bankası'nın, bu etkinin yüzde 15 ile sınırlı kalacağı yönündeki eski söylemini destekleyen bir durum söz konusu olamıyor. Eğer Başbakan'ın bilinen ısrarı doğrultusunda faizler düşürülür ise döviz kurunun bu duruma tepki göstermesi ve enflasyon rakamlarının bu yıl için yeni rekorlara koşması ihtimali hayli yüksek. Ayrıca dış piyasa koşulları ile mevsimlik duruma ilişkin bilinenler, beklentileri olumsuz yönde etkilemeye devam edecek gibi görünüyor. Baz etkisi abartılarak üretilen iyimser söylemlerin zamanla etkisiz kalabileceğini de hesaba katmak gerekiyor.
Küresel düzeyde risk alma isteğinin dalgalı bir şekilde gerilemeye devam ediyor olması Türk Lirası'nın değerinde ve faiz oranlarında belirleyici olmaya devam edecek. Bu durumu terse çevirme amaçlı sözel veya eylemli müdahaleler ise kırılganlığımızı artırmaktan başka bir işe yaramayabilir… Buna rağmen piyasaların olası faiz düşüşünü şimdiden fiyatlamaya başlamış olması kafaları iyice karıştırıyor…