Mayalı tam buğday ekmeğe ilgi sınırlı
Son yıllarda mayalı tam buğday ekmeğin sağlık bakımından önemi daha çok konuşulur oldu.
Buna paralel olarak mayalı tam buğday ekmek piyasada bulunur oldu.
Ama halkımız beyaz ekmekten vazgeçmiyor.
Türk halkının “beyaz ekmek” merakı yüzünden fırıncılarımız da unun “beyazının da beyazını” satın alıyor.
Bu talep karşısında değirmencilerimiz unun beyaz olmasını önleyen, buğdayın kepeğini ve de daha önemlisi rüşeymi (embriyo-kökçük- kalkancık) ayırarak buğdayın sadece “dolgu kısmı” olan gövdesini öğütüyor.
Buğdayın E vitamini başta olmak üzere, diğer vitaminleri karbonhidrat ve protein değerleri, mineralleri, kalsiyumu, fosforu, magnezyumu, demiri, çinkosu rüşeym ve kepek olarak değirmende kalıyor. Kepek ve rüşeym hayvan yemi oluyor.
Halkımızın “beyazın da beyazı” ekmeğine, içinde hiçbir vitamin, mineral, protein değeri olmayan un giriyor.
Beyazın da beyazı arayışındakileri mutlu etmek için bazı değirmenler una son anda beyazlatıcı kimyevi madde katıyor. Korkunç bir gerçek şu: Değirmenlerimizin çoğunun yeni makineleri bu talebe dönük makineler. Buğdayı öğütürken rüşeymi ve kabuğu (kepeği) çıkaran makineler.
Buğdayı olduğu gibi üretebilecek makine sayısı azaldı.
Beyaz un üretmek için değirmende undan ayrılan buğday kepeğinin lif içeriği zengin. İnsan sağlığı için önemli bir madde.
Kepek, B1 vitamini ve de diğer B gurubu vitaminleriyle birlikte vücudun, özellikle beynin, enerji üretiminde gerekli bir vitamin. Kan hücrelerinin oluşumu ve sağlıklı bir dolaşım sistemi için gerekli olan hidroklorik asidin üretiminde önemli rol oynuyor. Karbonhidratlardan enerji üretimine, kalp ve sindirim sistemlerinde bulunan kasların korunmasına destek veriyor.
En tehlikeli gelişme beyaz unun artık evlerin mutfağına girmesi. Evlerde ekmek yapılsa bile beyaz unla yapılıyor.
Beyaz un alışkanlığından kolay kurtulmayacağımız anlaşılıyor.