Masal
Küçükken hepimiz ne çok severdik masalları... Yatarken okumayı, büyüklerden dinlemeyi... Hayal âlemimizi süsler, bizi alır bambaşka dünyalara götürürdü. Yetişkin olunca da başka masallara maruz kalacağımızın bir habercisiymiş meğer o saf çocukluğumuzun masalları!
Koca devler, cüceler, insan yiyen bitkiler, canavarlar, tepegözler zaten hep etrafımızdaymış. Temiz çocukluğumuzda tanımadık onları: Bildiklerimiz aile ile sınırlı olduğu için o masum karede kaldık. Okula başladık biraz öğrendik, sınıflar yükseldikçe biraz daha bilgilendik. Değişik olaylarla yüzleştikçe anlar gibi olduk! Asıl bizi bekleyen kahramanlar ise iş âlemindeymiş, meğerse... Elinde çatalı ile bekleyen şeytanlar, tuzak kurmaya hazır tilkiler etrafımızı sarmış.
Yalan kahramanı Pinokyo neden bize ders olmamış mesela... Ustasını kandıran kukla! Demek ki; size can vereni önce aldatmak vardı hayatta. Babaanne kılığına giren kurt, kırmızı başlıklı kızı nasıl yemeye hazırsa; bugün de benzer şekilde herkes sizi yok etme çabasında. O masallarda öğrenmedik mi sizi bir güzel kırmızı elma ile kandıranları. Umutların, bir türlü erişilemediği Kaf Dağı’nın arkasında olduğunu… Hele La Fontaine’in masalları! 1600’lü yıllarda kurt / kuzu, karga / tilki fabllarını yazarken esinlendiği, etrafındaki insanlar âlemi değil miydi?
Ama unutmayalım ki, işin en güzel kısmı masalların sonudur. Hep sıkıntılar biter, umutlu anlar gelir. Bazen bir öpücük, bazen iyi dostlar, mutlu sona eriştirir bizi… Umudumuzu kaybetmeden, hatta kristal ayakkabı bile olmadan, bazen gerçek, bazen ilahi adalet bizi kucaklar.
Masallar âlemi yalan değildir. Düpedüz gerçeğin yansımasıdır. Ezop masalları bize dostluk, doğruluk, alçak gönüllülük öğretmiştir. Kurt ile köpek dayanışmasını şimdilerde bulmak zor olabilir belki… Sakin, yavaş ilerleyen kaplumbağanın tavşana karşı yarışmayı kazandığını da unutmayın. Bazen ummadığınız hayalleriniz, sizi müthiş hatalar yapmaya da zorlayabilir ve üzülen yine siz olursunuz. Bunun için masalların büyüsünü aklınızdan çıkarmayın!
Masallar biterken, gökten düşen elmalar bile adaletli dağılır. Biri bana, biri size, biri bunları yazdırana!