Marmaris’teki sel ve erozyon gerçeği

Emel YİĞİT
Emel YİĞİT AMATÖR ÇİFTÇİNİN GÜNLÜĞÜ [email protected]

Bir yandan kuraklık, bir yandan sel felaketleri. İklim değişikliğinin bize getirdiklerinin belki de şimdilik en hafifi. Anadolu'nun büyük bir kısmı kuraklıktan perişanken, Ege geçen hafta yağışlara teslim oldu.

Muğla'da iki yıl önceki büyük yangını hatırlıyorsunuzdur. Dağlar taşlar yandı. Günlerce süren yangınlardan en çok etkilenen ilçe Marmaris'ti. Hatta İçmeler ki en yeşil semtlerinden biriydi, etrafında neredeyse yanmayan ağaç kalmadı. Ve yazın yangınlarla kavrulan Marmaris'te geçen hafta bir sel felaketi yaşandı.

Metrekareye yaklaşık 120 kg yağış düştü, evleri su bastı. Dağlardan akan sularla gelen yüzlerce tomruk şehrin yollarını kapattı. Masmavi denizin akan toprakla birlikte kahverengiye dönüşmesini izledik. Öyle böyle değil şehrin içinden şiddetli bir nehir akıp geçti.

Bir yandan yanan bölgelerde ağaçlandırma çalışmaları yapılıyor ama yıllar alacak olan bu süreçte verimli topraklarımızı kaybedeceğiz. Görünen bu. Orman toprağı yüzlerce yılda oluşuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre Türkiye'nin yüzde 59'u yüzde 12 den fazla eğimli alanlardan oluşuyor ve bu alanların yüzde 11,5’inde şiddetli ve çok şiddetli erozyon görülüyor.

Tarım alanlarımızı kaybediyoruz

Yine Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğünün değerlendirmesine göre Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafi konum, iklim, topografya ve toprak şartları, ülkemizin erozyona karşı hassasiyeti artırıyor. Türkiye açısından erozyonun sebepleri incelendiğinde insan faktörü ön plana çıkıyor. Türkiye yüzölçümünün yüzde 60,28’sinde çok hafif, yüzde 19,13’ünde hafif, yüzde 7,93’ünde orta, yüzde 5,97’sinde şiddetli ve yüzde 6,7’sinde çok şiddetli olarak dağılım gösteriyor.

Arazi kullanımı açısından değerlendirildiğinde yer değiştiren toprağın yüzde 38,71’i tarım alanlarında, yüzde 4,17’si orman alanlarında ve yüzde 53,66’sı mera alanlarında meydana geliyor.

Türkiye’de çölleşmenin başlıca sebepleri; toprak erozyonu, hatalı tarım uygulamaları ve arazi kullanımı, hatalı sulama teknikleri sonucu tuzlanma, bitkilerin yetişmesini engelleyen tuzlu, jipsli ve aşırı alkali reaksiyon gösteren ana materyaller, ormansızlaşma, aşırı otlatma ve üst toprağın kirlenmesi... Ayrıca artan nüfusun doğal kaynaklara gittikçe artan talebi ve baskısı çölleşmenin sebeplerinden biri olarak gösteriliyor.

Erozyonla mücadele 1946 yılından bu yana sürüyor. 2008-2012 yıllarını kapsayan “Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı” çerçevesinde, beş yılda 2 milyon 429 bin hektar alanda ağaçlandırma, erozyonla mücadele ve ormanların iyileştirilmesi çalışmaları yapılmış. Türkiye’de yılda erozyonla taşınan toprak miktarı 500 milyon ton iken 2018 yılında 154 milyon tona indirilmiş. 2023 yılında toprak kayıplarının 130 milyon ton/yıla indirilmesi hedefleniyor.

Bir yandan seller, bir yandan kuraklık. Bakanlık kuraklıkla mücadele planını açıkladı geçen hafta. Suyu da toprağı da korumak zorundayız. Sadece kendimiz için değil, gelecek nesiller için...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Metropolde tarım 04 Mayıs 2023
Yılın ürünü; soğan 13 Nisan 2023