Marmaray, İstanbullular için bir nimettir
Marmaray’ın bedava kullanım dönemi sona erdi. İstanbul’un bir yakasından ötekine Boğaz’ın altındaki tüp geçitten trenle geçmek isteyen İstanbullular bundan böyle para ödeyecekler. Bu vesileyle gecikmiş bir Marmaray değerlendirmesi yapayım ve Marmaray vesilesiyle Anadolu’nun lojistik altyapısı ile ilgili önemli olduğunu düşündüğüm bir noktanın altını çizeyim. Siz hiç Türkiye’nin otoyol haritasına göz attınız mı? Bugün bir göz atın isterim doğrusu. Hem Türkiye’ninkine hem de Kore’ninkine bir bakın. “Yine mi Kore?” demeyin lütfen. Kore, bizim bugünlerde yapmaya çalıştığımızı, son otuz yılda yapabilmiş tek ülkedir. Son otuz yılda orta gelir düzeyinden, yüksek gelir düzeyine sıçrayabilmiş tek ülke. Nasıl olmuş da sıçramış diye meraklananların bu otoyol işini hiç akıldan çıkarmamasında fayda var bana kalırsa. Marmaray son derece büyük bir hizmettir ancak konusu yolcu taşımacılığıdır. İstanbul-Ankara hızlı treni projesi de, son derece önemlidir ama yine yolcu taşımacılığı ile alakalıdır.
Türkiye eğer yüksek gelirli bir ülke olacaksa, Anadolu sanayiinin pazarları ile bağlantılarını yeniden düşünmek ve güçlendirmek zorundadır. Yolcu taşımacılığı kadar konteynır (yük) taşımacılığı da ulaştırma politikamızın temel unsuru olmalıdır. Doğrudur. Yolcular oy verir ama konteynırlar oy kullanamaz. Ancak konteynırlar istihdam yaratırlar. Ulaştırma politikasında, yolcuya ağırlık verip, yük taşımacılığını ihmal eden asimetri gözden geçirilmelidir. Ben Marmaray’ın İstanbul için bir büyük nimet olduğunu düşünüyorum. Marmaray ile birlikte doğrusu ya İstanbul metrosunun belkemiği yerine yerleştirilmiş oldu. Tartışmasız son derece önemli bir adım atıldı. Ben Marmaray’ın öyle söylendiği gibi iki kıtayı birleştirdiği için önemli olduğunu düşünmüyorum. Hatırlayın onu daha Cumhuriyetimizin ellinci yılında Boğaziçi köprüsü ile birlikte yapmıştık. Yine çok altı çizildiği gibi, bu tüp geçidin yeni İpek Yolu ile bir alakası olduğu kanaatinde de değilim.
Çok önemli bir nedenle böyle diyorum. Marmaray konteynır taşımacılığı için bir anlam ifade etmiyor. Marmaray trenleri yük değil, yolcu taşıyacaklar yalnızca. Halbuki tarihi hatırlayın lütfen, İpek Yolu doğrudan bir yük taşımacılığı hattıydı. Ben Marmaray’ın geç kalmış bir İstanbul projesi olduğunu düşünüyorum. Münhasıran İstanbul’a ait olduğu kanaatindeyim. Bu nedenle de önemli buluyorum. Neden? Türkiye nüfusunun yaklaşık beşte biri İstanbul’da yaşıyor. Marmaray ile birlikte artık İstanbul metrosunun süratle tamamlanması gerekiyor. Böylece bir sürü İstanbul artık bir tek İstanbul haline gelebilecek. İstanbul’un bir ucundan diğerine toplu taşıma ile gidilebilecek. Bence memleketin verimlilik düzeyi kesinlikle artacak. Bundan sonra İstanbul’a nüfus yığılmasının verimlilik oranını düşürdüğünü daha az ifade edebileceğim. Bu nedenlerle projenin son derece manalı olduğunu düşünüyorum.
Size bir süre önce Şangay metrosundan bahsetmiştim. Şangay metrosu inşaatı 1993 yılında başlamıştı. Bugün Şangay metrosu 500 kilometre. Çinliler yirmi yılda beş yüz kilometrelik metro yapmışlar. Biz ise yirmi yılda İstanbul’a 11 kilometre, Ankara’ya ise 10 kilometre metro hattı döşeyebildik. Bu utancı silebilmek için önümüze şimdi Marmaray ile birlikte bir fırsat geldi. Marmaray, kendi başına bir anlam ifade etmiyor ama inşa edilecek İstanbul metrosunun bel kemiğini oluşturduğu için son derece önemli. Peki, neden kimse Marmaray’ın İstanbul için önemini kalın çizgilerle çizmedi de hep bir memleket projesi, bir çağ projesi, kıtalar aşan bir büyük ulaştırma projesi olduğunu vurguladı? Gayet basit bir nedenle. Memleket nüfusunun beşte biri İstanbul’da yaşıyor.
Bu ne demek? Memleket nüfusunun yüzde 80’i İstanbul’da yaşamıyor. İşte bu nedenle bir büyük İstanbul projesini yeterince kutlayamadığımızı düşünüyorum ben doğrusu. Marmaray ulaştırma politikamızda yolcu taşımacılığı vurgusunun en son ürünü bana sorarsanız. Geçen gün Türkiye’nin otoyollar haritasına bakıyordum. Ben Türkiye’nin karayolları altyapısının ve şimdilerde demiryolları altyapısının konteynır taşımacılığı düşünülerek tasarlanmadığı kanaatindeyim. Hızlı tren, mesela, konteynır taşıyamıyor. Taşımayacak da. Türkiye’nin son derece fakir otoyol ağının tamamını Turgut Bey’in vizyonuna borçluyuz. Ama Rahmetlinin ömrü, başlattığı işi tamamlamaya yetmedi.
Son on yılda Türkiye hiç otoyol yapmadı. Hep duble yol yaptı. Memleketin otoyol haritasına bir bakın Allah aşkına. İstanbul,Antep ve İzmir çevresinde birbirine bağlanmayan kopuk kopuk hatlar var. GölbaşıPozantı arasını bile daha tam tamamlayamadık. Son dönemde çok duble yol yaptık ama hiç otoyol yapmadık. Halbuki otoyol yük taşımacılığı, duble yol ise yolcu taşımacılığı içindir. Alın size aynı asimetri. TIR’lar geçtikçe duble yolun harap oluvermesi tam da bundandır. Anadolu’da sanayinin yarım yamalak otoyollarımızın etrafında gelişmiş olması da herhalde bu gerçeğe işaret etmektedir. Kabul edelim, otoyol maliyetli bir yatırımdır. Ancak bugünün Türkiye’sinde otoyol yatırımı yapmamak, yarın için daha büyük külfet demektir. Marmaray iyidir. Ancak artık ulaştırma politikamızda yolcu taşımacılığına ağırlık veren anlayışın, yük taşımacılığına ağırlık veren bir anlayışla dengelenmesi zamanı gelip de geçmektedir. Türkiye’nin otoyol haritası tamamlanmalı, Turgut Bey’in Anadolu vizyonu yarım bırakılmamalıdır