Mardin’den güzel bir haber…
Hayranı olduğum kentlerden birisidir Mardin. Her vesileyle gitmeye, kalmaya; taşının, doğasının şiirini duymaya, yaşamaya gayret ederim. Aşağıda uzanan uçsuz bucaksız “deniz” gibi ovadaki ufuk çizgisini görmeye çalışırım. Karadayken ufuk görebileceğiniz ender kentlerden birisidir Mardin.
Savur, Mor Petrus ve Pavlus Kilisesi, Hacı Abdullah Bey Konağı, Kıllıt Köyü, Mor Yuhanna Kilisesi, Kırklar Kilisesi, Su Sarnıçları, Kale, Deyrul Zafaran Manastırı, Bakırcılar Çarşısı, Ulu Cami, Şehidiye Cami, Midyat… Bu satırları yazarken hemen aklıma gelen ve her gittiğimde mutlaka yeniden yeniden ziyaret etmeye çalıştığım yerlerdir.
2009 yılından beri bu mekânlara, Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi de eklendi. Müzenin açılış gününde de oradaydım. Zamanın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da katıldığı törende konuşan Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Mardin’in olağanüstü güzel bir şehir olduğunu belirterek “Zamanın durduğu hissini veren bir kentteyiz. Birlikte yaşama güzelliği var bu kentte. Sakıp Bey de böyle biriydi. Bu müze ona yakışır diye düşündük” demişti. Mardin Kent Müzesi projesinin ilk olarak İstanbul Valisi Muammer Güler ve ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Metin Sözen tarafından Sakıp Sabancı’ya getirildiğini, ancak onun ölümünün ardından projenin Türkan Sabancı ve Dilek Sabancı’ya anlatıldığını dile getiren Sabancı, bu başarının arkasında Dilek Sabancı’nın coşkusu, arzusu ve desteğinin bulunduğunu da eklemişti.
Geçtiğimiz günlerde posta kutuma, Sabancı Vakfı tarafından restore ettirilerek müze haline getirilen Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi’ni ziyaret edenlerin sayısının 500 bini aştığı haberi düşünce çok sevindim. Tabii ki anılar da hemen belleğime üşüştü.
Yerli ve yabancı çok sayıda ziyaretçinin yoğun ilgi gösterdiği müzede bugüne kadar ““Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Koleksiyonu’ndan Seçmelerle Doğa İnsan ve Deniz”, “Abidin Dino Mardin’de” ve “Seyreyle… Ara Güler Mardin’de” sergileri açılmıştı. 2013 yılında da ilk kez bir uluslararası sergiyi “Mardin’de Bir Oryantalist: Marius Bauer”i ağırlamışlardı. Son açılan sergi, “Batının Gözüyle Doğu Fotoğrafl arı” idi. Bunlardan bazılarını gezme fırsatını bulmuştum.
Mardin Kent Müzesi’ne Sakıp Sabancı Müzesi koleksiyonlarından kaftan, halı gibi çeşitli etnografik objelerle de destek veriliyordu.
Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan, müze ziyaretçilerinin sayısının 500 bini aşması nedeniyle bir açıklama yapmış ve özetle şunları söylemişti:
“Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi, 78 ildeki kalıcı eserlerimiz arasında şüphesiz en nadidelerinden birisi. Mardin, mimari, şiir, sanat, edebiyat, yemek, müzik gibi kültürün tüm unsurlarının bir araya geldiği bir kent. Kentin eşsiz güzelliklerini sergilediğimiz bu eseri Mardin’in siluetine, ülkemizin kültürüne ve turizmine kazandırmaktan çok mutluyuz, gururluyuz.
Müzenin Mardin’e değer kattığına inanıyoruz. Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ile tarihi yapıya geri dönme, tarihi yapıları restore etme, bunları potansiyel olarak turizme ve Mardin halkına kazandırma yolunda çalışmalar başladı.
Müze çevresinde Vilayet Konağı ve Artuklu Üniversitesi binalarının onarımlarının da tamamlanmasıyla bir ‘kültür-eğitim’ güzergâhı oluşmuş oldu. Mardin’in geçmişine ve geleceğine kazandırdığımız müzeyi ülkemizin kültürel mirasına da katmış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”
Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, sergilediği eserler ve ev sahipliği yaptığı etkinliklerle Mardin’e gelen turist sayısının artmasına da katkı sağlıyor. Kentin ziyaretçileri, benim gibi yaparak mutlaka müzeye uğruyor. 2015 yılında dünyanın en büyük seyahat sitesi Trip Advisor tarafından Mükemmellik Sertifikası’na da lâyık görülmesiyle uluslararası bilinirliği de iyice artmış durumda.
Yaşadığımız bu zor günlerde güzel bir haber verebilmenin mutluluğuyla…