Manşetlerin ve başlıkların tarihi
Tekrarın bıktırıcı etkisinden korksam da “ önyargılar, yerleşik doğrular, kör inançlar, kalıp düşünceler, tabular ve ezberlerle başa çıkma özeni” üstüne durmadan yazıyorum. Tadını kaçırmak istemediğimden, zihnimdeki ilkeli kuşkuyu diri tutmaya çalışıyorum.
Ertuğrul Özkök’ un Cem Yılmaz’a gönderme yaparak aktardığı, “Ya abi hiç tahmin ettiğim gibi değilmişsin... Çok seviyoruz bu cümleyi. Ama önyargılarımızı o cümleden daha çok seviyoruz. Yani önyargım cebimde dursun ama ben şaşırmaya devam edeyim. Hepimiz böyle bir durumdayız...” saptamalarını okuyunca, “doğru yolda” ilerlediğimi düşündüm.
Çok hızlı değişen dünyamızda, 20 yıl sonra ciddi bir tarihçi “gazete manşetleri ve yazı başlıklarına bakarak” yakın tarih yazarsa nasıl bir görümün ortaya çıkacağını kendi iç dünyamda sorguladım.
Okuduğum ve bildiğim büyük tarihçiler “zihniyet dinamiklerinin” önemine dikkat çekiyor; toplumun zihniyetini kavramadan iyi tarih yazılamayacağını söylüyorlar.
Zamanın ruhu
“Zamanın ruhunu” kavrayabilmek için dönemin “zihniyet kalıplarını” analiz etmeliyiz. Bugün ülkemizde yaşananları analiz eden bir tarihçi, bizim ortak değerlerimizi, ortak irademizi, ortak çıkarlarımızı, ortak projelerimizi ve ortak kurumlarımızın işleyişini kavradığında hükmünü verecektir.
Yaşadığımız dönemin en gözde bilim insaları, ekonomistleri, maddi ve kültürel zenginlik üretiminde coğrafyanın belirleyici olmadığını söylüyorlar. Ulaşabilirlik ve erişilebilirlikteki artışların yeraltı ve yerüstü zenginliklere sahip olmanının da maddi ve kültürel zenginlik üretinde güvence olmadığının altını çiziyor. Çok iyi düzenlenmiş makro-ekonomik politikaları diktatörlerin teknisyenlere hazırlattığını,ama diktatörlükle yönetilen toplumların zenginlik üretiminde başarılı olamadıkları örnekleriyle kanıtlanıyor. Diyorlar ki, toplumları zengin eden en etkili araç, “kapsayıcı kurumlara” sahip olmaktır.
Etkin kalkınma yaratmak istiyorsak,öngörme- önlem alma disiplinine uymalıyız. Önceliklerimizi belirleyerek, bir plana dayalı kaynak tahsisi yapmalıyız. Ayrıntılı geri-bildirimlerle sapmaları belirlemeli, ödünsüz gözetim ve denetimle ince ayarlar yaparak sistemin kendini yeniden üretmesini güven altına almalıyız. Kalkınma dinamiklerinin özünü oluşturan üretim döngüsünde “kapsayıcı ve işleyen kurumların” yerini ve önemini kavramalıyız.
Sayıştay seçimleri önemli
Sayıştay, kamu malı yönetimini gözetleme ve denetlemesi gereken önemli kurumlardan biridir.
Sayıştayla ilgili haberler, ülkenin geleceğini derinden ilgilendirmelidir. Bu ülkede vergi veren her insanın birinci derecede ilgili olması gereken kurumların başında Sayıştay yer almalıdır: “Sayıştay tüm fonksiyonları itibariyle bir çıkmaz içinde” başlıklı haber manşetlerde değil de, iç sayfalarda, sıradan bir haber olarak yer alıyorsa, kurumlara verilen önemi hafife almış olabileceğimiz düşünülmelidir.
Haberin kaynağı olan kişi, iyi okullarda eğitim- öğretim görmüş, Sayıştay Başkan Yardımcılığı yapmış, ekonomiden sorumlu devlet bakanına danışmanlık yapmış biriyse, ayrıntı bilgisi olması gereken kişidir; sözlerini alabildiğine ciddiye almak önyargılarımızdan bağımsızlaşmanın gereğidir.
Amacım, Sayıştay’ a aday adaylığını açıklayan birinin sözlerinden yola çıkarak bir polemik kapısı açmak değil. Eğer ülkemizin kalkınmasında “kurumların önemine” inanıyorsam, Sayıştay gibi bir kurumla ilgili haberleri manşetlerde yer alması gerektiğini söylememden daha doğal ne olabilir ki!
Sayıştayın yapısı ve işlevselliği 2023 ve daha ileriki zamanlar için hedeflerimize ulaşılmasının temel etkenlerinden biridir. Kurumlara sahip çıkmadan, öteki söylemlerin ve eylemlerin de değer ve anlam kazanamayacağını düşünüyorum. Uzun dönemli geleceği, kurumlarla güven altına alabileceğimizi düşünüyorsak, bugünlerde bütün tarafların görüşlerine yer veren Danıştay haberleri rüzgarı esebilmeli.
Çarpan etkisi
Sayıştay, uluslararası standartlara uygun mali denetimde örnek kuruluş haline getirilirse, çarpan etkisi yaratarak kamu denetimininin öteki alanlarında olduğu gibi, özel şirketlerin dış ve iç denetimlerinde de özen ve disiplin sağlanmasının önünü açar.
Yakın tarih yazmaya niyetlenenler, yaşadığımız dönemde kurumlarla ilgili haber manşetleri ve yazı başlıklarını iyi izlemeli; haber ve yorum içeriklerini analiz etmelidir ki, herkesin sorumluluğunu ne ölçüde yerine getirdiği düz aynalara yansıtabilsin.
Manşetlerin ve başlıkların tarihi yazılacaktır. Gelecek kuşaklar bugünlerin gelişme dinamiklerini anlamak için haber manşetlerini ve yorumlarının başlıklarını inceleyecek, tarihe not düşecektir.