Maliye politikası ne kadar gevşetilebilir?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Türkiye ekonomisi son yıllardaki en zor döneminden geçiyor. İhraç pazarlarındaki daralma sanayimizi durma noktasına getirdi. Tarım dışı işsizlik oranı %17 ile toplumsal barışı zorlayan bir düzeye yükseldi. Türkiye ekonomisinin 2009 yılında %5'in üzerinde küçülmesi bekleniyor.

Durumun ciddiyetini gören Merkez Bankası politika faizlerini Ekim ayından bu güne 625 baz puan indirdi. Ancak kredi mekanizmasının açılması sağlanamadı. İş güvencesinin azaldığından korkan hane halkının tüketici kredisi talebi azalmaya devam ediyor. Takipteki alacaklardaki artıştan endişelenen bankalar küçük ve orta ölçekli şirketlerin kredi faizlerini düşürmekten imtina ediyor.

Ekonomideki daralmanın boyutunu sınırlamak için para politikasının yanı sıra maliye politikasının da gevşetilmesi zorunlu gözüküyor. Hükümet geçen hafta açıkladığı paket ile bu konuda önemli bir adım attı. Krizin etkilerinin en çok hissedildiği otomotiv, beyaz eşya, inşaat gibi sektörlerde dolaylı vergi oranları indirilerek sınırlı da olsa bir canlanma sağlandı.

Ancak ekonomiyi desteklemek için kamunun elindeki kaynaklar oldukça sınırlı. Şubat ayı rakamları kamu maliyesinde ciddi bir bozulma olduğunu gösteriyor. Ekonomideki daralma nedeniyle gelirler sert bir şekilde düşerken seçimler öncesinde harcamalar hızla artıyor. Yılın ilk iki ayı itibariyle bütçe açığı hedefine ulaşılırken, faiz dışı fazla hedefinin %7'sinde kalındı.

Son dönemde artan vergi cezalarının ve vergi barışından sağlanan gelirlerin bütçe açığındaki artışı tersine çevirmesi mümkün görünmüyor. 2009 yılı için yaptığımız tahminler faiz dışı fazlanın 2001'den bu yana en düşük seviyesine yüzde birin altına gerileyeceğini, bütçe açığının ise hızla yükselerek yüzde beşi aşacağına işaret ediyor.

Türkiye ekonomisi sert bir düzeltme ile karşı karşıya. 2002 yılından bu yana öğünerek anlattığımız daraltıcı maliye ve para politikalarına rağmen hızlı büyüdüğümüz günler geride kaldı. Genişleyici maliye ve para politikalarına rağmen enflasyonun hızla gerileyeceği ve ekonominin sert bir şekilde küçüleceği yeni bir döneme girdik.

Bu dönemde mali kalabalıklaşmaya yol açmadan reel ekonomiyi desteklemek için uzun vadeli dış kaynağa ihtiyacımız var. Bütçe açığındaki artışın cari dengedeki düzelme ile eş anlı olarak gerçekleşmesi bu konuda bizi bir parça rahatlatıyor. 2002-2003 yıllarında milli gelirin %12'sine yükselen iç ve dış açık toplamının 2009 yılında %6.7'ye gerilemesini bekliyoruz.

Ancak dünya mali piyasalarında sert bir daralmanın yaşandığı mevcut konjonktürde buna güvenmemeliyiz. Reel sektöre sürdürülebilir destek vermek için Uluslararası Para Fonu ile güçlü finansman içeren sağlam bir stand-by yaparak piyasalara güven vermemiz gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019