Maliye Bakanı’nından iki sevindirici haber
Bilgütay YAŞAR
Son dönemde, basından da izliyorsunuzdur, vergi cephesindeki en önemli gelişmelerden biri Hükümetin gelir ve kurumlar vergisi kanunlarındaki reform çalışmaları. Bildiğiniz gibi bu konuda geçen dönem kanun tasarıları hazırlanıp, TBMM’ye sunulmuş, ancak çeşitli nedenlerle kanunlaşamamıştı. Ülkemizde toplanan vergi gelirlerinin neredeyse yüzde 70’e yakını KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerden toplanıyor. Gelir vergilerinden (gelir ve kurumlar vergisi ) toplanan gelirler Dünya ortalamalarının altında kalıyor. Ülkemizde beyanname veren mükellef sayısı oldukça düşük. Kayıt dışılığını azaltılması, vergisini doğru verenlerin vergi yükünün düşürülmesi gerek. Bütün bunlara bakıldığında gelir vergileri yasalarında reform niteliğinde değişiklikler yapılması elzem.
Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal, bakanlık koltuğuna oturduktan sonra hükümetin vergi yasalarındaki reform çalışmaları da hızlandı. Sayın Bakan, hemen her hafta bir sivil toplum kuruluşunu ziyaret edip sorunlarını dinliyor. TÜSİAD, YASED, TOBB, TİM, MUSİAD gibi sivil toplum kuruluşlarında vergi çalıştayları yapılıyor, sorunlar ve öneriler kendisine bire bir aktarılabiliyor. Bu çok önemsenmesi gereken bir durum. Yasaların ilgili grupların görüşleri alınmadan aniden uygulamaya konması, yasanın baştan ölü dogması gibi bir şey. Maliye Bakanı'na bağlı bir kuruluş olan Vergi Konseyi de yeni vergi tasarıları için, ilgili tüm grupların görüşlerini alarak tasarı hazırlıklarına katkıda bulunuyor.
Basından izliyorsunuzdur, bu çalışmalar sırasında Sayın Bakan zaman zaman verdiği demeçlerle nasıl bir vergi yasası olması gerektiği konusunda ipuçları veriyor. Bunlarda önemsediğim ikisi ile ilgili kısaca görüşlerimi siz okuyucularımla paylaşmak istedim.
Çalışanlara sağlanan gönüllü kreş yardımları ücret olarak vergiden istisna edilecek
Bunlardan birincisi Sayın Bakanın açıkladığı “Kreş Yardımları” ile ilgili vergi istisnası haberi. Ülkemizde çocukların okul öncesi eğitim oranı gelişmiş ülkelere göre çok düşük. 3-6 yaşındaki çocuklarımızın büyük bölümü bir eğitim kurumundan eğitim almadan okula başlıyorlar. Hâlbuki eğitimde en önemli yaş bu yaşlar. Bu yaşları heba etmemek için hızlıca okul öncesi eğitime önem vermeliyiz. Kreşlere destek okul öncesi eğimi de destek demektir.
Bir diğer önemli sorunumuz kadının istihdamında gelişmiş ülkelerinin gerisindeyiz. Kadınların çalışma hayatına girmesi, burada kalması ve yönetici pozisyonlara çıkması ülke ekonomisinin gelişimi için işin olmazsa olmazı. Kadınların çalışma hayatındaki en önemli konulardan biri çocuk bakımı. Bu konuda devlete, belediyelere önemli görevler düşüyor.
İşte kreş yardımları konusunda Sayın Bakanın, kreş yardımlarının vergiden istisna edilecek sözünü bu nedenlerle çok önemsiyorum. Vergi konularında önemsiz bir istisna gözükse de toplumsal etkisi açısından son derece önemli bir konu. Elbette bu istisna uygulaması tek başına tüm sorunu çözmeyecek ama çözüme önemli bir katkı sağlayacaktır.
Mevcut durumda, İş Kanunu'na göre kreş açmak zorunda olan iş yerlerinin kreş açmaları ve burada çalışanlarına kreş hizmeti vermesi gelir vergisi açısından ücret sayılmıyor ve ücret vergilemesine tabi tutulmuyor. Ayrıca bu işletmelerin kreş hizmetlerini başka bir kurumdan almaları durumunda da bu ücret olarak düşünülmüyor ve vergilendirilmiyor. Ancak iş kanununa göre kreş açmak zorunda olmayan işletmeler çalışanlarına gönüllü olarak kreş yardımı yaptıklarında bu tutarlar gelir vergisi kanununa göre ücret olarak vergilendiriliyor. İşte Sayın Bakanın açıkladığı istisna uygulaması hayata geçerse bu yardımlar ücret olarak vergilendirilmeyecektir.
Esnafa ailevi harcamaların vergi matrahından indirilme imkânı
İkinci sevindirici haber, esnaflarımızla ilgili. Sayın Bakanın, esnafa ailevi giderlerinin, en azından bazılarının ve belli limitler dahilinde, vergi matrahlarından düşülebileceği yönünde çalıştıklarını açıkladı. Yapılan açıklamadan, konunun henüz çalışma aşamasında olduğunu anlıyorum. Kapsamı, örneğin serbest meslek sahiplerini ve ücretlileri kapsayıp kapsamadığı, hangi büyüklükteki işletmeler için geçerli olacağı, hangi harcamaların kapsamda olduğu, üst bir limitin olup olmayacağı gibi konular henüz netleşmiş değil.
Bildiğiniz gibi bizim gelir vergisi kanununda esas prensip işle ilgili giderlerin vergi matrahından düşülmesidir. Bunun, eğitim ve sağlık harcamalarının beyanname veren mükelleflerle sınırlı olmak üzere vergi matrahından düşülebilmesi gibi birkaç istisnası var ama uygulaması çok sınırlı. Bir ülkede vergiye gönüllü uyumu sağlamak için alınan verginin adil, kabul edilebilir olması önemli. İnsanların nasıl geçindiğini hesaba katmadan elde ettiği gelir üzerinden vergi almaya çalışmak çok adil olmasa gerek. Birçok ülkede insanların temel yaşam standartları gözetilerek, bu standardı sağlayacak kadar gelir vergi dışı tutulabilmekte, birçok özel harcama matrahtan indirilebilmektedir. Sayın Maliye Bakanın bu konudaki demeci, bu yönde atılmış önemli bir adımdır, umarız hayata da geçer.