Mali Kural'ın bütçe disiplini için yararı politikacı için zararı va

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Mali Kural yasa tasarısı TBMM gündemine alınmadı.

Çok kişi bunun nedenini referandum oylamasına ve seçime bağlıyor. Çok kişi politikacının bütçe harcamalarında kendi kendini bağlamak istemediğini söylüyor.

İyi de, Mali Kural konusunu bu hükümet gündeme getirdi. Sayın Babacan partililere, hükümete Mali Kural'ı anlatarak, onaylarını alarak tasarıyı hazırladı.

Ne oldu da sonunda yalnız kaldı ?

Mali Kural ile ülkeye bütçe disiplini getirilmek isteniyordu.

Kanun çıktığında bugünkü hükümet, gelecekteki hükümetler mali politikalarında belli sınırlamalara uymak zorunda kalacaktı.

Kamu açığı, milli gelirin (GSYH) yüzde 1'ini geçemeyecekti.

Ülkenin kaynaklar/harcamalar dengeleri, yılda 5 büyüme hedef alınarak kurulacaktı. Büyüme yüzde 5'in altına düşerse, büyümeyi hızlandırmak için kesenin ağzı açılacak, büyüme yüzde 5'i aştığında, keseye para konulacaktı.

Kamunun hesabı şeffaf olacaktı.

Kamu gelir-giderlerinin belirlenen sınır içinde kalması bir kanunla sağlanacak. Hesapları Sayıştay denetleyecekti.

Mali Kural ile, Türkiye Cumhuriyeti "ele güne seslenecekti" Diyecekti ki, "Ey ahali... Biz kendi kendimizi sınırlıyoruz. Kendi harcamalarımızı kendimiz kontrol ediyoruz. Hesaplarımız, kitaplarımız şeffaf. IMF ile ilişki kesildi diye sanmayınız ki, biz har vurup harman savuracağız, gelirden çok harcama yapacağız. Hayır. Biz harcamalarımızı gelirimize uyduracağız. Sanmayınız ki IMF hesapları kontrol etmediği için hesabı kitabı saklayacağız. IMF'ye gerek olmadan biz her türlü bilgiyi şeffaf olarak yayımlayacağız. Hem de bu bilgilerin tamamı AB standardında yani AB tanımlarına uygun bilgiler olacak."

Mali Kural tabii ki ülke için önem taşır. Fakat ülkeyi dışardan izleyenler, Türkite riskini değerlendirenler için çok daha fazla önem taşır.

Çünkü yurt dışından Türkiye'yi izleyenler, Türkiye riski olanlar için önemli olanlar:

Türkiye'nin başkalarından aldığı malların, başkalarından aldığı kredilerin anapara ve faizini zamanında ödemesidir.

Bunun için de bütçesinin açık vermemesi, böylece borç yükünün artmaması ve de bütçe gelirlerinin bir bölümünün (faiz dışı dışı fazlanın) borç stokunu azaltmak için kullanılmasıdır.

Ülkenin hesabının, kitabının, dünya standardında tutulması ve şeffaf olmasıdır.

İyi de politikacılar ve hükümet Mali Kural ile ellerinin kollarının bağlanmasını neden istemezler?

Mali Kural demek "sıkı maliye politikası" demektir. Bu politikada memur, emekli maaşları" gıdım gıdım" artırılır.

Sıkı maliye politikasında sosyal güvenlik harcamaları disiplin altına alınır. Hastane ve ilaç harcamalarına sınır getirilir.

Sıkı maliye politikasında kamu kuruluşları personel alımında cimri davranmak zorundadır.

Sıkı maliye politikasında devlet daha az yatırım yapar

Enerji KİT'leri, kömür işletmeleri, demiryolları gibi devamlı zarar eden KİT'ler de Mali Kural kapsamında giderleri ile gelirlerini denkleştirmeye kalkınca, ürettikleri mal ve hizmetlere devamlı zam yapmak zorunda kalır.

Anlaşıldığı kadarı ile politikacılar ve hükümet referandum oylaması ve seçim öncesi ,"Durup dururken kendi kendimizi sınırlamaya ne gerek var…Hele şu dönem sona ersin…Sonra bu işe bakarız" diyerek Mali Kural'ı gündemden kaldırmayı uygun gördüler."

Önemli olan şu: Mali Kural konusundaki çalışmaları bu hükümet başlattı. Bugüne kadar Sayın Babacan hükümetin ve partisinin desteği ile çalışmaları yürüttü. Sonuca bağladı. Dışarıya, içeriye söz verildi. 2011 Orta Vadeli Programı ve Orta Vadeli Mali Planı, Mali Kural'a göre hazırlanacaktı.

Şimdi durup dururken dış dünyada ve içeride tereddütler oluşmaya bağladı. Hükümetin niyeti olmasa da, seçim harcamalarının başlayacağı beklentisi ortaya çıktı. Kötü olan budur.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018