Malatya kayısısına Avrupa Birliği tescili ne kazandırır?
Türkiye, sahip olduğu gen kaynağı, zengin biyoçeşitlilik, iklim ve tarımsal üretim kültürü bakımından coğrafi işaretler konusunda büyük potansiyele sahip.
Coğrafi işaret tescili yapılacak 2 bin 500 ürün var.
Ancak, yurtiçinde coğrafi işaret alan 200, Avrupa Birliği'nden (AB) tescil alan sadece 3 ürünümüz var.
Bu hafta başına kadar AB'den tescil alan sadece Aydın İnciri ve Gaziantep Baklavası vardı. Bu iki ürüne Malatya Kayısısı eklendi.
Avrupa Birliği'nden coğrafi işaret alması Malatya kayısısına, kente ve ülke ekonomisine ne kazandırır?
Dünyada yılda ortalama 3.4 milyon ton kayısı üretiliyor. Türkiye, 700 bin tonu aşkın yaş kayısı üretimi ile dünyada ilk sırada yer alıyor. Bu üretimin yarısını da Malatya gerçekleştiriyor. Malatya'da üretilen kayısının büyük bölümü kurutularak kuru kayısı olarak ihraç ediliyor. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği verilerine göre; Türkiye'nin kuru meyve ihracatı son 10 yılın ortalamasına göre 450 bin ton ve değer olarak ise 1.3 milyar dolar seviyesinde. Bu ihracatın yaklaşık 4'te birini kuru kayısı oluşturuyor.
Kayısı üretimi iklime bağlı olarak dalgalı bir seyir izliyor. Kuru kayısı rekoltesi de buna göre oluşuyor. Ege İhracatçı Birlikleri verilerine göre; 2012-2013 sezonunda 176 bin 718 ton olan kuru kayısı üretimi, 2013-2014 sezonunda 110 bin 345 ton oldu. Don felaketinin etkili olduğu 2014-2015 sezonunda üretim rekor düzeyde düşerek 8 bin 210 tona geriledi. 2015-2016 sezonunda 84 bin 500 ton, 2016-2017'de ise 103 bin 250 ton olarak gerçekleşti.
İhracatın yüzde 50'si AB'ye
Kuru kayısı ihracatının yüzde 50'si Avrupa Birliği ülkelerine yapılıyor. İhracat verilerine bakıldığında 2012-2013 sezonunda 113 bin 422 ton ihracat karşılığında 301 milyon 575 bin dolar, bir sonraki sezon 111 bin 541 ton karşılığı 339 milyon 972 bin dolar döviz girdisi sağlandı. 2014-2015 sezonunda üretimin 8 bin tona gerilemesi nedeniyle stoklarda hurda olarak kabul edilen ürünler bile ihraç edildi. Miktar bazında önceki sezona göre yarı yarıya bir düşüş olmasına rağmen gelirde düşüşün sınırlı kaldığı 2014-2015 sezonunda 50 bin 783 ton ihracat karşılığı 298 milyon dolar döviz geliri oldu. 2015-2016 sezonunda 76 bin 549 ton kayısı karşılığında 322 milyon dolar, 2016-2017 sezonunda ise 15 Nisan 2017 itibariyle 67 bin 613 ton kuru kayısı ihraç edilerek 217 milyon dolar döviz sağlandı.
En çok ihracat yapılan ilk 10 ülke sıralamasında ABD ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi Fransa, Almanya, Birleşik Krallık, Avustralya, Rusya, Hollanda, Brezilya, İspanya ve İtalya izliyor. Bu yıl kuru kayısı rekoltesinin 150 bin ton civarında olacağı tahmin ediliyor. İklim koşullarına bağlı olarak kayısının kurutulması yaklaşık 1 ay gecikti. Bu nedenle piyasaya henüz yeterli ürün gelmediği için fiyat konusunda bir belirsizlik var.
Coğrafi işaret ne kazandırır?
Malatya kayısısının AB tarafından coğrafi işaret verilerek tescil edilmesi önemli bir başarı. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası'nın başvurusu ile yapılan tescil, Malatya kayısısını ayrıcalıklı bir konuma taşıyacaktır. Coğrafi işaret tescilinin ana amacı, tescillenen ürüne ayırt edici bir kimlik verilmesidir. Yani sahtelerine, taklitlerine karşı ürünü korumaktır. AB'de 1752 şarap ve 1315 peynir çeşidi coğrafi işaretli ürün olarak tescilli. Bu ürünler diğer ürünlerden daha yüksek fiyatla satılmakta. Tüketici ürünü alırken coğrafi işaret logosuna bakarak alıyor. Coğrafi işaretli ürün katma değer yaratan ve üreticisine para ve prestij kazandırıyor.
Türkiye'de ise coğrafi işaret bilinci yeterince olmadığı için. Alınan tescil belgesi duvara asılıyor.Ürünlerin korunması için ciddi bir çaba yok. Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın teşhir ettiği ürünler arasında en çok yer alan ürünlerden birisi zeytinyağı. Türk Patent Enstitüsü tarafından coğrafi işaret verilerek tescillenen Ayvalık zeytinyağı, en çok taklit edilen ürünlerden birisi. Fakat, Ayvalık zeytinyağı korunamıyor. Sahtekarlar tağşişli, içinde eser miktarda zeytinyağı olan yağları "Ayvalık zeytinyağı" diye satabiliyorlar.
Planlı üretim olmalı
Bu çerçeveden bakınca kayısı konusunda uzmanlığı ile bilinen uzun yıllar Malatya'da kayısı ihracatı yapan şimdi de aynı işi İzmir'de sürdüren Ali Savaş:" Tescil belgesi alındı diye kayısının fiyatı artmaz. Kayısıya katma değer katarsanız, yenilik yaparsanız değeri artar. Türkiye, kayısıda öncelikle üretim planlaması yapmalı.Talebin üzerinde üretimi artırmak, fiyatı düşürür. Malatya Kayısı için üretimden başlanarak bir planlama yapılmalı. Kalıntı sorunlarına çözüm bulunmalı. Ürünü değerli hale getirdikten sonra belgeniz olsun olmasın kayısıdan para kazanırsınız. Avrupa'da vitamin kaynaklı meyveler bilinçli olarak tüketiliyor. Kayısı da bunlardan birisi" bilgisini verdi.
Önceki gün CNN Türk'te Duygu Demirdağ'ın sunduğu Ana Haber'de kayısının coğrafi tescil belgesi almasını konuştuk. Programdan hemen sonra izleyicimiz Yusuf İnce şu mesajı yazdı: "Malatya kayısısını koruyalım, sahip çıkalım diyorsunuz, kayısı üreticileri kan ağlıyor. Çiftçiler artık bıktı. Kurusu dünyanın yüzde 80'nini karşılıyor diyorsunuz. Peki hakkı 3 lira mı? En iyi kayısının kilogram fiyatı 6-7 lira. Piyasayı 3-5 kişi belirliyor. Biz çiftçiler bu işin çilesini yıllardır çekiyoruz. Hakkımızı alamıyoruz. Lütfen bize yardımcı olun. Lütfen. Gündeme bile gelmiyor."
Ülke ekonomisi, Malatya ve bölge ekonomisi için büyük önem taşıyan kayısıda üretici örgütsüz. Yıllar önce kurulan Kayısıbirlik'in kapısına kilit vuruldu. İhracatçı, üretimdeki dalgalanma nedeniyle istikrarsız bir piyasada ürünü pazarlamaya çalışıyor. Özetle, Avrupa'nın tescil ettiği Malatya kayısısı altın değerinde bir ürün. Fakat yanlış politika ve yanlış ellerde değersizleşiyor. Coğrafi işaretin değer kazanması için üretimden son tüketiciye kadar yeni bir politikaya ve bakış açısına ihtiyaç var.