Makine üreticileri nelere odaklanmalı?
Öğrenme edilgen karakterde bir olgudur: Kendinizde “öğrenme isteği” yaratmıyorsanız; uygun iklimin, iyi öğretmenin, yeterli araç-gereçin, işinin ehli gazete yazarının sizin için yapacağı çok fazla bir şey yoktur.
Ülkemizdeki makine üreticileri de bu yazıda paylaşacağımız eğilimle ilgili meraklarını ateşlemez, ilgilerini artırmazlarsa korkarız ki bir büyük fırsatı kaçıracaklardır.
Bu yazıdaki merkez düşüncemizi şöyle özetleyebiliriz: Çok sayıda üretim alanında, üretim tesisleri son tüketim pazarlarına yakın yerlere dönüş yapıyor. Çin'e göç eden bir dizi üretim tesisi hızla ana pazarlara dönüyor. İleri otomasyon uygulamalarında öncü olan otomotiv sektöründe uzun zamandır yeni fabrikalar ana pazarın bulunduğu yerelere kuruluyor. Bu gelişmenin makine üretiminin bütün alanlarını etkileyeceği çok açık. Gelin öngörme ve önlem alma mekanizmaları geliştirelim; geleceğe yönelik nasıl konumlanacağımızı netleştirelim.
Atalarımız derler ki: “Ev danasından öküz olmaz!” Yabancıların söylediklerine daha çok itibar ederiz de, kendi içimizde yükselen sesleri duymayız. Bu insani özelliği bildiğim için size iki yabancı tanık adı vereceğim: Biri Joh Lee... Diğeri de DE Magazine' nın T 4/2013 baskısında Helen Sibum'un söyleşisi. Her iki kaynak da ileri otomasyon uygulamaları nedeniyle, işgücü maliyetini dikkate alarak başka ülkelere göçen fabrikaların ana pazarlara geri döndüklerini söylüyor.
Eğilimler de zamana benzer: Eğilimlerin yönünü, hızını, fırsatlarını ve tehditlerini öngörebiliriz, onlardan yararlanabiliriz ama onların yönünü değiştirmeye gücümüz yetmez. Olanak ve kısıtlarımızı iyi hesaplayarak, fırsatlardan yararlanabilir; tehditleri de en düşük maliyetle savuşturabiliriz. Eğilimlerle ne kadar erken ilgilenirseniz, yararlarınızı o kadar artırabilir; ne kadar geç kalırsanız sorunlar o kadar büyür.
Küçük, orta ya da büyük makine üreticisi olabiliriz, son yıllarda güçlenen üretim tesislerinin büyük tüketim merkezlerine dönüş eğilimini gözlememişsek, gelişmeler karşısında makine üretimine ilişkin alternatif tepkileri yerli yerine oturtmamız mümkün olmaz...
Üreticilerin farkında olması
Unutmayalım ki birbirleriyle iletişim kuran, örgütlenen, sorun belirleyen, sorunu insandan bağımsız çözme kapasiteleri artan makineler hızla yayılıyor. Bu gelişme, geleneksel makine üretimindeki işgücü bağımlılıklarını farklılaştırıyor; çok farklı düzlemde insan-makine ilişkisine doğru ilerliyoruz.
Unutmayalım ki ileri otomasyon uygulamaları ve yapay zekadaki gelişmeler, işgücünün maliyet içindeki yerini değiştiriyor:
• Üretim tesislerinin kuruluş yeri seçiminin kriterleri hızla farklılaşıyor.
• Fiziki sermayeyle -yol, liman, enerji altyapısı, iletişim altyapısı ve benzeri- işyeri bağlantılarının optimizasyon bileşen ve koordinasyon bağlamları dengesi yeniden yapılanıyor.
• Fiziki sermayeye bağlantılarının değişmesi, lojistik etkinliklerini farklı biçimde planlamayı ve yönetmeyi gerektiriyor.
• Üretim ve ticaret etkinlikleri ile çevre etkileşiminin ölçüleri değişiyor; duyarlılıklar artıyor.
• Enerji sistemleriyle bağlanının şekli maliyetleri önemli ölçüde etkileyebiliyor.
• Yüksek nitelikli işgücü ihtiyacı farklılaşıyor; temininde sorunlar artıyor; eğitiminde yaklaşımlar köklü biçim değişiyor.
• Vergi sistemleri makine üretiminde belirleyici girdilerden biri haline geliyor; endüstri-devlet ilişkileri bağlamında rekabette şans eşitliği yaratan vergi politikaları ihtiyacı artıyor; siyasi iradenin ve bürokrasinin bilgilendirilmesinin yöntemi değişiyor.
• Teşvik Sistemi'nin var olan birikimi koruyan, geliştiren, rekabet gücü yaratan, sağlanan kaynak ile üretilen değer arasında denge kuran, pastayı büyüterek payı büyüten, var olan pastadan pay kapmaya fırsat vermeyen bir yapıda tasarlanması gerekiyor.
• Ekonomide makro ekonomik istikrar kadar, mikro-ekonomik sorunlara ilişkin “farkındalık düzeyi” de önemlidir. Farkında olmadan gerçekçi alternatif tepki stratejileri geliştirilemez.
Geleceği inşa etmek elimizde
Ülkemizdeki makine üreticilerinin bir dizi sorunu olduğunu biliyorum. Bir dizi sorun arasında en önemlisinin “felsefe ve bakış açısı” olduğuna bütün içtenliğimle inanıyorum.
Bilişim Devrimi'nin yeni felsefi yaklaşımını belirleyen endüstri 4.0, analitik 2.0, insan kaynağı 2.0, üç boyutlu baskı ve eklemeli üretim; akıllı, bağlantılı ürün kavramlarının içerik ve bağlamlarını net olarak anlamadan gelecek 5 yılı güven altına almanın mümkün olamayacağı düşüncesindeyim.
Bu yazılarda, içerikleri henüz kitle zihninde netlik kazanmamış kavramlarla anlatım yaptığımın farkındayım. Söz konusu kavramları öğrenmeden, değişen dünyayı okumanın, anlamanın ve yeni vaziyetler almanın mümkün olmadığını anımsatmak istiyorum.
Yazdıklarımın bir çırpıda cam gibi berrak şekilde “anlaşılmasını” isterim ama bu her zaman mümkün olmuyor. Makine üretici dostlar, muğlak ve anlaşılmaz buldukları kavramları sormalı, eksik ve yanlış buldukları genellemeleri eleştirmeli. Makine üreticileri, hep birlikte bir ortak aklın oluşmasına yardım etmeli. Sizlere, bir dakika bile sürmeyecek kadar yakınız. Paylaşarak çevremizi daha iyi anlayabiliriz.