Makine hassas sektördür
Darwin’in anlatımı ile “Canlıların uzun ömürlü olanları, en akıllıları olmadığı gibi, en güçlüleri de değildir; uyum yeteneği yüksek olanlardır.” Bu genellemeyi başkalarının açıklamalarına gerek kalmaksızın kendi kişisel gözlemlerimizle de doğrulamamız mümkün.
Şimdi insanlığın gündemindeki sorunların ilk sıralarını, üretim, ulaşım ve iletişim alanındaki köklü değişmelerin yarattığı yeni hayat biçimleri ve hayat tarzları alıyor. Değişen iş çevresine uyum sürecinin alabildiğine hızlandığı bir evreden geçiyoruz; atacağımız her adım geleceğimizi biçimlendiriyor.
Çok üst düzeyden bakıldığında, uyum yeteneğini geliştiren en etkin aracın “eğitim-öğretim” olduğu konusunda herkes birleşiyor. Eğitim-öğretimi geliştirmenin yol ve yöntemlerinden biri de deneyimi ve birikimi olanların açık ortamlarda örtük bilgilerini açık bilgi haline dönüştüren tartışmalar yapmalarıdır.
Dünya Gazetesi sektörde “söyleyecek sözü olanları” bir araya getiriyor; sorunlar ve çözümlerin neler olduğuna ilişkin düşünceleri herkesin ulaşabileceği biçimde sunuyor.
Merih Eskin, Adnan Dalgakıran, Cüneyt Divriş, Hüseyin Durmaz ve Yusuf Öksüzömer’le makine sektörünün sorunları ve çözümler ele alındı.
Yanılabilme özgürlüğünü kullanarak, eli taşın altında olanların değerlendirmelerinden anlayabildiklerimi üç yazıda okuyucu ile paylaşmak istiyorum.
Önce sektörün büyüklüğüne bakalım: Dünya ölçeğinde yaklaşık 36 trilyon dolar GSYH üretiliyor; bu üretimin 4.2 trilyon dolarını, yani yüzde 12’sini makine sektörü gerçekleştiriyor. Ekonomide bu denli ağırlıklı olan sektöre gereken önem vermeli, özeni göstermeliyiz ki, maddi ve kültürel zenginliği artırarak, insanımızın refahını hedeflediğimiz yere taşıyabilelim.
Türkiye dünya nüfusunun yüzde 1’ine sahip; makine sektöründeki payı ise yüzde 0.5. Bu sonuç bile sektörün potansiyelini ve asgari hedefin ne olması gerektiğini bize net olarak anlatıyor.
Makine sektörü hemen hemen bütün üretim alanlarına “girdi veren”, teknik anlatımı ile “ileriye etkileri yüksek” üretim alanlarından biridir. Bu açıdan yaklaşıldığında, gelişmekte olan ülkelerde GSYH’deki büyüme oranından daha yüksek büyüme potansiyeline sahip olan sektör “özel önem arz eden, hassas ve stratejik sektör” olarak tanımlanır. Gelişme iddiası olan toplumlar, söz konusu özelliklere sahip sektörleri göz bebekleri gibi korurlar; korumak zorunda olduğunu bilirler.
Makine sektörünün önemi sadece “girdi verdiği sektörlerin yaygınlığı” ile de açıklanamaz. Makine sektörü, emek-yoğun ve sermaye–yoğun karakterli yatırımları, istihdam ve gelir yaratma potansiyeli, “girdi aldığı sektörleri” geliştirmesi gibi özellikleri de dikkate alınması gereken bir üretim alanıdır.
Eğer “teknoloji yaratan toplum” değilseniz;
• Makinelerle ithalat ve kullanma biçiminde tanışıyorsunuz.
• Bir adım sonra, bakım-onarım yapabilme ve kullanma verimini artırma aşamasına geçiyorsunuz.
• Bakım-onarımda “hüner aşamasına” gelindiğinde, “işlev dengesinden bağımsız taklit” üretimlere başlıyorsunuz.
• Teknoloji üretenlerle “lisans ve teknik yardım anlaşmaları” yaparak “kısmı üretim becerisi” yakalayabiliyorsunuz.
• Kısmı üretim becerisinin yaygınlaşması ile sağlanan “birikimi” kullanarak düşük kaliteli makine üretimi yaygınlaşıyor.
• Gelişme orada da durmuyor, gelişme kararlılığı sürdürülürse “ihtiyaç ve işleve göre tasarım ve dış pazarlarda satılabilir makine üretimi” düzeyine ulaşabiliyorsunuz.
• Gelişmenin sonuna geldiğinizi düşünmeyin; bu aşamadan sonra, “tasarım, Ar-Ge, disiplinlerarası işbirlikleri ile özgün ve kaliteli makine üretimi” ve daha da önemlisi “bütünlüğü olan projeleri ” dünyanın her yerinde hayata taşıyabilme aşaması geliyor.
Gelişme aşamaları, sizi son aşamada kendini yeniden üretebilen “yaratıcı gelişme alanına” götürüyor ki, bu aşamayı “hünere akıl katabilme” yeteneğini ve becerisini kazanma aşaması olarak niteliyoruz.
Makine sektörü gibi önemli bir üretim alanını tartışırken, hepimiz şapkayı önümüze koyup, aşırı ve noksan değerlendirme tuzağına yakalanmadan, gelişme aşamalarının neresinde olduğumuzu nesnel biçimde tartışmak zorundayız.
Gelecek hafta, makine sektöründe bütün aktörlerin görevlerini tartışacağız.