Mahşetin Dörtlüsü
Elbette dün akşamdan itibaren tüm piyasalar FOMC açıklaması ve Ben Bernanke’nin basın toplantısı sonucunda oluşan görüntüye yönelik trade ediyor.Bu yazı toplantı sonuçunu görmeden yazıldığından dolayı kısa vadeli bir görüş bildiremiyorum. Ancak dünyanın dört ana sorunu var diyebiliriz.Birinci sorun elbette FED’in parasal genişlemeyi (QE) önce azaltma sonra da tamamen bitirme ihtimali. QE’nin azaltılması veya bitirilmesi kesinlikle faiz arttırılması anlamına gelmiyor vurgusu yapılsa da herkes biliyor ki QE’nin başlaması nasıl yeni bir dönemin habercisiydi ise bitmesi de öyle.
FED portföyündeki bonoları satmasa bile alımları kesmesi durumunda ABD tahvil getirileri yükselmeye başlayacaktır. Yani risksiz getiri olarak kabul edilen getiri yükselecektir. Bu da global olarak tüm varlık fiyatlarının yeniden gözden geçirilmesi anlamına geliyor. Geride bıraktığımız iki hafta boyunca ufak bir prova yaşandı diyebiliriz. Tüm gelişmekte olan piyasalarda endeksler, bono getirileri ve para birimleri sert satışlara maruz kaldı.
Sayın Başcı’nın Türkiye için yerinde tespit durum tüm gelişmekte olan piyasalar için de geçerli aslında. Satışlar spot piyasadan çıkış şeklinde değil swaplar üzerinden yaşandı. Şayet yatırımcılar FED’in QE’yi kısa vadede bitireceğine emin olursa bu durum değişecektir. Her durumda düşük ABD getirileri dönemi geçen yıl sona erdi.Yatırımlarımızı belirlerken bu gerçeği göz önüne almakta fayda var.
İkinci sorun ise elbette Euro bölgesi. Henüz üzerinden fazla vakit geçmeden G. Kıbrıs ekonomik paketin uygulanamaz olduğunu dile getirmeye başladı. Almanya’da ise eylül ayında secimler yapılacak. ECB’nin OMT stratejisinin başarılı olduğunu ancak önemli reformların ya başlamadığını veya tamamlanmadığını görüyoruz. Bu nedenle Avrupa’dan gelebilecek kötü haberlerin tüm sistemi zorlaması ihtimali halen yüksek. Üçüncü sorun Japonya’da yaşanan belirsizlik. Abe ve BOJ iddialı bir programı hayata geçirmeye çalışırken volatilite de (özellikle Japon bonolarında) çok ciddi yükseliş gösterdi. Bu durumun sürdürülmesi mümkün değil. Şayet önümüzdeki aylarda Japon ekonomisi gerçek anlamda iyileşme işaretleri göstermez ise BOJ’un 2%’lik enflasyon hedefi kontrolsüz bir bono satışına neden olacaktır.
Bu da vergi gelirleri artmadan borçlanma ve ödeme maliyetlerinin artması anlamına gelecektir. Bugüne kadar diğer büyük ekonomilerin iyi performansı nedeni ile kimseyi rahatsız etmeden yavaş yavaş çöken Japon ekonomisi artık herkesin sorunu haline gelebilir. Son olarak belki de en az konuşulan ancak en etkili olabilecek sorun Çin’in büyümesinde görülen net yavaşlama.
Kontrollü ve iç tüketimi tarafından desteklenen bir yavaşlama global olarak pozitif bir gelişme olacaktır. Ancak Çin ekonomisinde dengesizlikler öyle büyük noktalara ulaşmış durumda ki yavaşlamanın kontrol edilebilmesi çok zor olabilir. FED’in QE stratejisi kısa ve orta vadede çok önemli olsa da oyunun tek belirleyicisi değil.