Maden kaynaklarımızı daha verimli kullanmalıyız
Kadem EKŞİ - UMREK Yönetim Kurulu Üyesi Jeofizik Mühendisi
Ülkemizin ekonomik ve sanayi gelişimi ile nüfus artışı sonrasında, her ülkede olduğu gibi doğal maden kaynakları ihtiyacının artmasına neden olmakta. Ancak, doğal maden kaynakları açısından çok zengin bir yapıya sahip ülkemizde yaşanan dışa bağımlılık, ülke ekonomisini ve ülke güvenliğini tehlike altına almaktadır. Ülke ekonomisine katkı sağlamak ve sağlam bir ülke güvenliği oluşturmak amacıyla, 2023 hedefine uygun olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’mız tarafından Ulusal Maden Kaynak ve Raporlama Komisyonu (UMREK) oluşturulmuştur.
Türkiye’de madencilik
Ülkemizdeki madenciliğin çok eski dönemlere uzandığını gösteren en güzel örnek, Anadolu’da yaşamış Lidyalıların madeni para kullanmış olmasıdır. Yine Anadolu ve Trakya bölgelerimizde, Osmanlı Dönemi’nde birçok maden yatağı keşfedilmiş olsa da, bunlar genelde yabancı devlet ve şirketlerce işletilmiştir. Cumhuriyetin ilanı sonrasında maden araştırma ve işletme çalışmaları için 1935 yılında Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) kurulmuştur. Sonrasında 1954 yılında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) kurularak petrol araştırma projeleri, bu kurum tarafından yürütülmüştür. 1957 yılında ise Türkiye Kömür İşletmeleri kurularak taşkömürü ve linyit yataklarının işletilmesi gerçekleştirilmiştir. Günümüzde ise yer altı kaynakları ve enerji politikaları ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı görevlendirilmiş durumdadır. Son olarak Temmuz 2018 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) kurulmuştur.
Maden kaynaklarının ve araştırmalarının önemi
Doğal maden kaynakları, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, her çeşit sanayi için vazgeçilmezlerdendir. Öyle ki ülkelerin gelişmesi için ihtiyaç duyulan petrol, doğal gaz ve ekonomik değeri yüksek minerallerden oluşan doğal maden kaynakları, birçok ülke arasında anlaşmazlıklara, çatışmalara ve hatta savaşlara sebep olmaktadır. Bir maden sahasında yapılan arama ve buna bağlı olarak yapılan değerlendirme çalışmaları sonucunda, yatağın yalnızca tenör ve rezervi değil diğer (fiziksel, kimyasal, jeolojik, mineralojik, teknik, teknolojik ekonomik, yasal, çevresel, sosyal vb.) tüm karakteristiklerinin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Madencilik sektörü aramalar sonucunda ortaya çıkarılacak varlığın nicelik ve niteliklerinin belirlenmesindeki zorlukların yanı sıra yatırım tutarının yüksek olması nedeniyle de büyük bir risk taşımaktadır. Bu riskin azaltılması, maden araştırmalarının her safhasında bilim ve teknoloji ışığında yapılan çalışmalarla ve sonrasında yapılacak güvenilir bir raporlama sistemi ile mümkündür.
Güvenilir bir raporlama sistemi nasıl oluşturulabilir?
Maden arama ve üretimi sırasında yapılan çalışmaların belirli uluslararası standartlara uygun olarak yapılması, analizlerin akredite laboratuvarlarda şeffaf bir şekilde yapıldıktan sonra tüm verilerin birleştirilerek yetkin kişiler tarafından raporlanması, dünya üzerindeki tüm madencilik sektör grupları ve finans kuruluşları tarafından kabul görmektedir. Dünya ticaretinde madencilik yatırımlarının yükselen trendi, uluslararası kabul edilebilir bir rezerv ve/veya kaynak sınıflandırma sisteminin oluşması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Raporlama standartları; borsa ve mali kuruluşlar tarafından, maden arama sonuçları, maden kaynakları ve/veya rezervlerinin, üretimlerinin kamuoyuna rapor edilebilmesi için gerekli asgari standartlar ve bu konuda en iyi uygulamaları tanımlamaktadır. Dünya genelinde tutarlı raporlama standartları geliştirmek ve yayımlamak amacıyla faaliyet gösteren uluslararası bir şablon gözetilerek ve aynı şablonda yer alan standart tanımlarla uyumlu hale getirilerek UMREK Kodu geliştirilmiştir.
Maden sahalarında yapılan maden arama ve işletme faaliyetlerin uluslararası standartlara uygun raporlanması ve bu raporlamaların doğru, güvenilir ve şeffaf olmasını sağlamak amacıyla kısa adı “UMREK” olan “Ulusal Maden Rezerv ve Kaynak Raporlama Komisyonu" kurulmuştur. Bu sisteminin kurulması ile madencilik faaliyetleri sonucunda elde edilecek verilerin güvenilirliği, takibi ve gelişmesi sağlanacaktır. Yerli ve yabancı yatırımcılar güvenilir madencilik verileri üzerine yatırımlarını yapabilecektir. Doğal kaynaklarımızın değerlendirilmesi, yönetilmesi ve planlanması sağlanabilecektir.
UMREK ile finans sektöründeki kazanımlar nelerdir?
Yabancı şirketler, sermaye piyasalarını kullanıp Borsadan elde ettikleri fonlarla Türkiye veya başka ülkelerde maden ruhsatları alabilirken, Türk şirketleri sermaye piyasasını çok az kullandığından bu imkana sahip değildir. Güçlü bir sermaye yapısı için, Türkiye'deki madencilik şirketlerinin halka açılmaya teşvik edilmesi ve Borsa İstanbul'da işlem görmesinin özendirilmesi önem arz etmektedir. Borsa İstanbul'da şu anda, işlem gören BIST Madencilik Endeksi XMADN'de 4 madencilik şirketi var. (KOZAA, KOZAL, PRKME, IHLGM, IPEKE) Kanada Toronto borsalarında 1.400'den fazla madencilik şirketi işlem görmektedir. Bu şirketlerin 12'sinin Türkiye'de de işlettikleri madenler bulunmakta ama bu şirketlerin hiçbiri BIST’te kote değildir.
Sonuç;
Teknik altyapısı olan ve/veya olmayan yatırımcıları ve/veya danışmanlarını bilgilendirici nitelikte; riskleri, fırsatları kapsayıcı madencilik yatırımını tüm yönleriyle, olası belirsizlikleri değerlendirebilme imkanına sahip olan, Yetkin Kişi Piyasa Raporları ile maden kaynaklarımızın daha verimli şekilde işletilmesi, ekonomiye kazandırılması, bankalarca sağlanacak finansmanın artırılması ve Türkiye’de emtia piyasalarının gelişmesine katkı sunulması konularında, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı çatısı altında bütün paydaşlar, çalışmalarını artırarak devam etmelidir.
Ülkemizdeki madencilik sektöründe, kaynakların araştırılması ve işletilmesi konularında doğru araştırma ve raporlama ortamının sağlanması, sektörde çalışan teknik personelin niteliklerinin sınıflandırılması, sektörel bazda eğitimin gelişimini sağlayacak vizyon için çalışmaya devam etmeliyiz.