Maçtan çok hakem konuşuldu
İlk yarıyı lider tamamlayan Beşiktaş’ın arka arkaya iki maçının olumsuz saha ve hava koşulları nedeniyle ertelenmesinin ardından ligimizde ilginç bir tablo oluştu. Önümüzdeki hafta kupa maçları dolayısıyla lige ara verilmesiyle birlikte Beşiktaş, ilk lig maçını 40 günlük bir aranın ardından oynayacak. Bu atmosferde şampiyonluğun güçlü adaylardan Fenerbahçe, maçlarını kayıpsız geçerek Beşiktaş üzerinde bir baskı oluşturmak istiyor ki, Eskişehirspor ve Rizespor maçlarından gelen 6 puanla bunu başardıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Deplasmanda Eskişehirspor’u 3-0, sahasında Rizespor’u 2-1’le geçen sarı-lacivertliler hedefledikleri puanları topladılar ancak saha içinde “şampiyonluğun güçlü adayı” nitelemesine zıt bir görüntü verdiklerini de söylemeliyiz. Her ne kadar eksiklerden dem vurulsa da başkan Aziz Yıldırım’ın deyimiyle “transfere 70 milyon euro harcayan” bir takımın bu tür söylemleri dillendirmesi çok inandırıcı bulunmayabilir.
İkinci yarıda Rize yokları oynadı
Maç öncesi karşılaşmaya ilişkin görüşlerimizi siz değerli okurlarımızla paylaşırken, Rizespor’un kısıtlı hücum gücünden yola çıkarak Fenerbahçe’ye kafa tutmalarının epey zor olacağından bahsetmiştik. Bir hafta önce attığı gole sevinirken kendisini sakatlayan ve profesyonellikte adeta çığır açan(!) Kweuke maça yetiştirilemeyince Karadeniz temsilcisi açısından işler iyiden iyiye sarpa sarmıştı. Açıkçası ikinci devrede Ahmet İlhan’ın geliştirdiği etkili kontratak dışında Rizespor’un ofansif anlamda yokları oynadığını söylemek mümkün. Öte yandan maçı analiz ederken ofansif bakımdan Fenerbahçe için de benzer ifadeler kullanmak yerinde olur. Zaten maçtaki üç golün de penaltılarla atılması yukarıdaki savımızı yeterince destekliyor. Bir hafta önce kazandığı Eskişehirspor maçında Fenerbahçe’den çok hakem Alper Ulusoy’u konuşmuştuk. Daha sonra MHK’nın Alper Ulusoy’u 8 hafta dinlendirmeye karar verdiğine ilişkin haberler basında yer bulmuştu. Görünen o ki, bu haftanın konusu da Deniz Ateş Bitnel olacak. Lafı hiç dolandırmadan fikrimizi söyleyelim. Bitnel, ikisi tartışmasız biri tartışmalı üç penaltı kararı verdi. Tartışmasız derken, Fenerbahçe lehine çalınan ilk penaltı kararının tartışmasız biçimde yanlış olduğunu belirtmek isterim. Rizespor’un kazandığı penaltıda ise Volkan Demirel’in müdahalesi tartışmasız biçimde penaltıyı gerektiriyordu. Fenerbahçe’nin kazandığı ikinci penaltıda ise futbol kamuoyu ikiye bölünmüşe benziyor. İyisi mi ben el kararı vermekte kullanılan doneleri hatırlatayım siz kararı kendiniz verin. El/kol doğal konumunda mı? Mesafe uzak mı yoksa yakın mı? Top başka yerden sekiyor mu yoksa direkt ele mi geliyor? El mi topa doğru gidiyor yoksa top mu ele geliyor? Oyuncu elini sakınmak için gayret içerisinde mi? Bu sorulara objektif yanıtlar verdiğinizde umuyorum ki, siz de sonuca ulaşacaksınız.
İkisininde 10 numarası yoktu
Evet, bir kez daha hakemi yorumlamaktan maçı yorumlamaya fırsat bulamadık. Aslına bakarsanız, bu maç özelinde iki takımın da benzer problemler yaşadığını düşünüyorum. İki ekibin de orta alanda oyunu yönlendirecek, pas dağıtımı yapacak ve pozisyon hazırlayacak oyuncusu yoktu. Hal böyleyken karşılaşmanın pozisyon sayısı bakımından beklenenin altında kalmasına şaşmamalı. Fenerbahçe, maç içinde en iyi yaptığı işlerden biri olan önde baskıyı ilk yarı gayet başarılı biçimde uyguladı ve rakibi kendi ceza alanı çevresine kümelenmeye zorladı. İkinci devre ise fizik bakımdan düşüş gösterdiler ve Çaykur Rizespor’a oyuna ortak olma şansı verdiler. “Peki, Rizespor bunu değerlendirebildi mi?” diye soracak olursanız cevabım net. Böyle bir orta alan yapılanmasıyla topa hâkim olmak ve pas istasyonları kurmak Rizespor için zaten olmayacak duaya âmin demekti. Hikmet Karaman takımını sadece “rakibi durdurmak” üzerine kurguladı ve hakem Deniz Ateş Bitnel’in de etkisiyle bu kumarının bedelini mağlup olarak ödedi.