Lozan Barış Antlaşması’nın 101. Yılı

Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA
Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA DIŞ POLİTİKANALİZ [email protected]

Düşünün, 600 yıldan fazla yaşa­mış bir imparatorluğun külle­rinden yeni bir cumhuriyet yaratı­lıyor. Savaş alanında 600 yılın ver­diği tecrübe ve savaşma yeteneği emperyalistlere karşı sizi zafere götürüyor. Ama muharebelerdeki kazanımları masada tamamlaya­cak zaferlere ihtiyaç var.

İşte bu zaferin adı Lozan’dır. Ka­sım 1922-Temmuz 1923 arası ger­çekleşen Lozan Barış Konferan­sı'nda tam 18 adet senet imzalandı. Bu senetlerin biri ve en önemlisi ‘Lozan Barış Antlaşması’dır.

Devletler uluslararası tanınmay­la kabul edilirler; Lozan bu açıdan kurucu antlaşmadır. Lozan, Türki­ye Cumhuriyeti'nin varlığını tes­cilleyen antlaşmadır.

Lozan, yeni Türkiye'nin sınırla­rını belirleyen ve bu sınırlar içinde yeni devletin bağımsız ve egemen olmasını sağlayan belgedir. Hele ki mevcut sınırlarımızın Hatay’ın ka­tılışı hariç bugüne kadar değişme­mesi Lozan’ın sağladığı büyük is­tikrarın sayesindedir. Keza bu du­rumun yarattığı ortam, günümüzde Türkiye’nin ulusal kimliğini ve bağımsız dış politikasını koru­ma çabalarını desteklemekte, Türkiye, dış politikadaki adım­larını Lozan’ın sağladığı ege­menlik haklarına dayanarak gerçekleştirmektedir.

Lozan, Türkiye için uluslara­rası anlamda eşitlik demektir. I. Dünya Savaşı'nı sonlandı­ran barış antlaşmaları herhan­gi bir müzakere yapılmadan mağlup devlete dayatılarak imzala­tılmıştır. Bu dayatma II. Dünya Sa­vaşı’nın temel nedenlerinden biri olmuştur. Bu antlaşmaların hiçbi­risi bugün geçerli değil. Lozan ise eşit şartlarda bir uzlaşma sağladı­ğı için bugüne kadar gelebilmiştir.

İki savaşı bitiren antlaşmadır

Lozan bu anlamda diğerlerin­den farklıdır. Keza iki savaşı biti­ren antlaşmadır. Biri Osmanlı Dev­leti’nin mağlup olduğu I. Dünya Savaşı, diğeri ise bağımsızlığımı­zı kazandığımız Kurtuluş Savaşı. Tüm bunların yanında Lozan’ın gü­nümüze dek geçerliliğini koruma­sı aynı zamanda cumhuriyetimizin ne kadar sağlam temeller üzerine kurulduğunun da göstergesidir.

Lozan aynı zamanda Türkiye için iktisadi bağımsızlık belgesidir. Dü­yun-ı Umumiye borçları yeni kuru­lan devletimize ve Osmanlı sonrası kurulan devletlere paylaştırılmış ve taksitle ödenmiştir. Osmanlı için ba­ğımsızlık kavramını ortadan kaldı­ran kapitülasyonlar Lozan ile tarihe karışmıştır. Böylece iktisadi anlam­da millileşmenin önü açılmıştır.

O günün koşulları dikkate alınmalı

Bugün, tarihi okumalarından şüphe duyduğum bazı kitleler “Lo­zan zafer değil yenilgi” slogan­ları atarak Lozan’a olan düş­manlıklarını sergilemektedir­ler. Değerli hocam Dr. Rifat Uçarol’un “tarih o günün ko­şulları dikkate alınarak yo­rumlanabilir, bugünün koşul­larıyla o günü yargılarsanız büyük yanılgıya düşersiniz. Bu yanılgı döneminin en kudret­li lideri Kanuni Sultan Süley­man’ın neden saraya televiz­yon aldırmadığını tartışmak gibi bir şeydir” cümleleri bu kitle için çok uygun.

Öncelikle sadece bir tarafın çı­karlarını yansıtan, diğerinin çıkar­larını dikkate almayan barış ant­laşmaları yürütülemez ve daha bü­yük sorunlara yol açar. Örnek mi? 440 maddelik Versay Barış Anlaş­ması. Size bir örnek de bizim tari­himizden; 443 maddelik Sevr Ant­laşması. Uçarol, “Lozan Barış And­laşması'nın Hazırlanışı” kitabında antlaşmaların madde sayısına özel­likle dikkat çekmiştir. Lozan 143 maddeden oluşmaktadır.

Diğer ant­laşmaların ilk 26 maddesi Milletler Cemiyeti’nin kurucu maddeleridir. Bu Lozan’da yoktur. Diğer antlaş­malarda mağlupların neler yapma­sı gerektiğini bırakın gelecekte na­sıl bir politika izleyecekleri bile ya­zılarak tek taraflı, eşit olmayan bir yaklaşım sergilenmiştir. Böylece I. Dünya Savaşı mağluplarıyla Tür­kiye, ayrı bir statüde değerlendiril­miştir. Yani mağlup Osmanlı Devle­ti değil, yeni Türkiye muhatap ka­bul edilmek zorunda kalınmıştır.

Lozan Barış Antlaşması’nın giz­li maddelerinden dem vuranlar da giderek artıyor. 100 yılı geçmiş, 8 devletin imzaladığı bir belgede giz­lilik ne kadar konuşulabilir sizin takdirlerinize bırakıyorum.

Bir de Lozan’ın bir asır sonra bi­teceğini ilan edenler vardı. Antlaş­manın 101. yılını yaşıyoruz. Bu ce­vap yeterlidir diye düşünüyorum.

Lozan ile ilgili çok şey yazılabilir. Ben sonucu Ulu önder Atatürk'ün sözleriyle bitirmek istedim; "Lozan Antlaşması, Türk Milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması’yla tamamlandığı zan­nedilmiş, büyük bir suikastın yıkı­lışını ifade eden bir belgedir…"

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump’ın yeni dönemi 22 Kasım 2024
Ortak Türk Alfabesi 19 Eylül 2024