Lisanslama Sistemi, futbolu ileri taşıyor

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR [email protected]

İki hafta önce bu sütunlarda "Kulüp Lisanslama Sistemi Türk futbolunu nasıl etkileyecek" başlığıyla son zamanlarda kulüplerimizin en önemli gündem maddelerinden birisini oluşturan, onlar için yaşamsal öneme sahip bir konuyu sizlerle paylaşmış ve konuya ilişkin bazı görüş ve değerlendirmelerimi aktarmıştım.

Bu hafta da yine kaldığımız yerden Kulüp Lisanslama Sistemi üzerinde durmaya devam edeceğiz.

Bu uygulamanın kulüplerimizi etkileyeceği kaçınılmaz. Bunun böyle olması da zaten federasyon tarafından bekleniyor, isteniyor. Kulüp Lisanslama Sistemi'ne uyum ve gerekli önlemlerin alınmasına ilişkin takvim süreci başlamış durumda. Bu süreçte kulüplerimiz 2014-15 sezonuna kadar üzerlerine düşen görev ve yükümlülükleri UEFA müsabakalarına katılabilmek için hukuki, sportif, altyapı, personel ve mali kriterleri yerine getirecek önlemleri hayata geçirmek, yani UEFA Kulüp Lisansı almak zorundadırlar.

Bu süreçte, Spor Toto Süper Lig ve Bank Asya 1.Lig kulüpleri UEFA lisansı için Türkiye Futbol Federasyonu'na başvuruda bulunmak zorundalar.

UEFA kulüp lisansı başvuruları ne durumda?

UEFA Kulüp Lisansı almak için 2004-05 sezonundan bu yana başvuruda bulunan ve lisans alan kulüplerimiz aşağıdaki tabloda görülüyor. Tablodan da anlaşılacağı üzere 150 profesyonel kulübü bulunan Türkiye futbolunda 2004 ila 2011 sezonları arasında ortalama 26 kulüp lisans alabilmek için federasyona başvuruda bulunmuş, ancak yıllar itibariyle her sezon ortalama 9 kulüp lisans alabilmiş.

UEFA Kulüp Lisansı için Başvuran ve

UEFA Kulüp Lisansı Alan Kulüpler

Sezon   Lisans İçin Başvuran  Lisans Alan 

2004-2005 Sezonu  30 7

2005-2006 Sezonu  22 9

2006-2007 Sezonu  25 11

2007-2008 Sezonu  25 14

2008-2009 Sezonu  24 7

2009-2010 Sezonu  28 8

2010-2011 Sezonu  29 7

Bugün UEFA'ya üye 53 ülkeden 47'sinde  Ulusal Kulüp Lisans Sistemi uygulanmaktayken, altı ülkede ise (Makedonya, Moldova, Slovakya, Karadağ, Arnavutluk ve Türkiye'de) Ulusal Kulüp Lisans Sistemi henüz uygulanmamakta. Ancak Federasyon'un en son açıklamasına göre Türkiye bu altı ülke içinden çıkmış durumda.

Kulüp Lisanslama Sistemi'nin Gelirleri Artırıcı Etkisi

Yazımızın ana başlığında da vurguladığımız üzere Kulüp Lisanslama Sistemi, uygulamanın yapıldığı ülke liglerinde, alınan önlemler sayesinde parasal gelirin arttığı yapılan çalışmalar sonucu ortaya konmakta. Özellikle sportif, altyapı, ve mali kriterlerde yapılan iyileştirme, alınan önlem ve uygulamalar bir yandan sıkı bir mali disiplin getirerek kulübün fonlarının daha verimli harcanmasına neden olurken, diğer taraftan da gerek alt yapıya ayrılan kaynaklar gerekse başta stat olmak üzere bazı sportif tesislerde yapılan iyileştirmeler kulüplerin gelirlerinde önemli artışlara yol açabiliyor.

Bu kriterlerin hayata geçirilmesi kulüpleri daha sağlıklı  bir mali yapıya kavuşturup rekabetçi dengeyi yükseltirken, aynı zamanda sürdürülebilir bir büyümeye de ortam ve zemin hazırlıyor.

Kısacası, Kulüp Lisanslama Sistemi sonuç itibariyle orta ve uzun vadede rekabeti düzenlemeyi amaçlayan bir çalışma. Bu  amaçla lokal federasyonlar UEFA'nın konuya ilişkin talimatlarını yerine getirmek durumundalar.UEFA'nın organizasyonu olan turnuvalara katılabilmenin yolu UEFA lisansı almaktan geçiyor.

Bu kriterler aynı zamanda UEFA'nın yine 2014-15 sezonuna kadar tüm kulüplerde uygulamaya çalıştığı Finansal Fair Play kurallarıyla da eklemlenmek, bütünleşmek zorunda.

UEFA bu sayede kulüpler arasında rekabeti düzenlemek ve haksız rekabeti minimize etmek istiyor. Dengede bir rekabetin kurulması futbolun geleceği için olmazsa olmazların başında geliyor. Bu nedenle rekabeti olumsuz etkileyen her türlü uygulama şimdi UEFA tarafından elimine edilmek isteniyor. Büyük kulüplerin giderek daha da  büyümesi, buna karşın küçüklerin yok olup gitmelerine izin vermek istemiyor.

Bu kriterlerin uygulanması bir yandan rekabeti yeniden düzenlerken, diğer taraftan kulüplerin sağlam bir mali yapıya, sürdürülebilir bir büyümeye ve bu sayede geleceklerini garanti altına alabilecek bir alt yapıya ulaşmaları hedefleniyor. Bugüne kadar ki uygulamalarda yukarıda verdiğimiz sınırlı sayıda örneklerle de olsa kulüplerin disiplin altına aldıkları mali yapıları, alt yapıya yapılan yatırımlar, spor tesislerindeki iyileştirmeler sonunda kulüplerin sportif performanslarını maksimize ediyor. Bunun kaçınılmaz sonucu ise sportif performansın mali performansa dönüşmesi oluyor. Sportif performansın mali performansa dönüşme oranı ne kadar yükselirse, o kulübün parasal gelirleri de marka değeri de yükseliyor.

Kulüp Lisanslama Sistemi ne yazık ki, sulandırılmadan, kulüpten kulübe değişmeden ve bir ayrıcalık gözetmeden tavizsiz uygulanması halinde bu amaca ulaşabiliyor ve rekabeti düzenliyor.  Bu nedenle bu konuda bugün ülkemizde en önemli sorunsal da işte burada başlıyor. Kulüp lisansı verilen kulüplerin gerek mali yapıları, gerekse diğer kriterlere ilişkin mevcut durumları lisanslamada daha alacağımız çok yolun bulunduğunu bize gösteriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar