Lila Kağıt; tedarikçisi, müşterisi ve çalışanları ile eğitime destek veriyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Dünya standartlarında temizlik kağıtları üretme vizyonuyla 2008 yılından bu yana faaliyet gösteren, bugün hem iç pazara hizmet veren, hem de 75 ülkeye ihracat gerçekleştiren Lila Kağıt, sürdürülebilirliği temel felsefesi olarak belirlemiş bir şirket.

Lila Kağıt Genel Müdürü Alp Öğücü bundan bir kaç sene önce yapmış olduğumuz söyleşide, “Kaynakları daha verimli kullanmak için iş birliklerinin artacağı bir döneme giriyoruz. İş birliği yapmak kaynak rekabeti yapmaktan çok daha verimli” yorumlarını yapmıştı.

Öğücü’nün dediği gibi, Lila Kağıt, ürün tasarımından kaynak kullanımına, toplumsal fayda yaratmaktan yerel kalkınmaya, yönetimden, eğitime kadar her alanda sürdürülebilirlik odaklı hareket ediyor.

2010 yılından bu yana devam eden TEGV (Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı) iş birliği, bu bakış açısının en önemli örneklerinden biri. “Çocuklarımızın okul dışı kaliteli eğitime ulaşmaları, bilinçli bir toplumun yetişmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması açısından çok önemli” diyor Alp Öğücü.

Bu doğrultuda, 2010 yılından bu yana Maylo markalı ürünlerden elde edilen gelirin bir kısmı ile çocukların nitelikli eğitim alması için TEGV’e katkı sağlanıyor. Şirket, aynı zamanda kurumsal koşu takımı ile “iyilik peşinde koşarak” çocukların aydınlık geleceği için katkı topluyor.

“TEGV ile iş birliğimiz çerçevesinde 2010 yılından bugüne kadar 20 binden fazla çocuğumuzun eğitime katkıda bulunduk. TEGV’le olan iş birliğimizde bir adım ileri gidelim istiyoruz” diyen Öğücü, geçtiğimiz yıl yaşanan güzel gelişmeleri şöyle anlatıyor: “2016-2017’de bir eğitim birimi açabilir miyiz diye sorgulamaya başladık. 2018 yılında konuyu müşterilerimize ve tedarikçilerimize taşıdık. Geçen sene Migros’la iş birliği gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra, çalışanlarımızla Avrasya Maratonu’na katılarak, bağış topluyoruz. Bu süreçte, dünyanın en büyük selüloz üreticilerinden biri olan Brezilya merkezli ormancılık şirketi Fibia, TEGV ile yapmış olduğumuz işbirliğinden çok etkilendi ve Türkiye’de bir eğitim birimi açmak istedi. 2018 Kasım ayında, Tekirdağ Süleymanpaşa’da TEGV Fibria Öğrenim Birimi’ni açtık. Bu, Fibria’nın Brezilya dışında gerçekleştirdiği ilk sosyal sorumluluk projesi oldu. TEGV de yurtdışından bağış almış oldu. İyiliğe gönül vermiş iki iş ortağımızı böylesine değerli bir projede bir araya getirmiş olmak bizim için çok önemli.”

Hedef Çorlu’ya bir eğitim birimi açmak

TEGV Fibria Öğrenim Birimi’nin işletme masraflarını üstlenen Lila Kağıt, aynı zamanda bu projenin bir benzerini fabrikasının bulunduğu Çorlu’da hayata geçirmeyi planlıyor. Bu taleplerini gerekli otoritelere ilettiklerini söyleyen Öğücü, “Hem tedarikçimiz, hem müşterimiz, hem de çalışanlarımızla eğitime destek vermeye devam edeceğiz. Biz bu iş birlikleri ile eğitime verdiğimiz desteği kendi hikayemiz olarak görüyoruz. Aynı zamanda çalışanlarımız için anlam yaratıyoruz” diyor.

MEB vizyonu ile örtüşen eğitim

TEGV Genel Müdürü Sait Tosyalı ise TEGV Fibria Öğrenim Birimi’de geçtiğimiz Kasım ayından bu yana 6-14 yaş aralığında bin 200 çocuğa ulaştıklarını söylüyor. 75 gönüllünün eğitim verdiği birimde, çocuklara kendi potansiyel ve yeteneklerini keşfetmelerine ve nitelikli eğitim almalarına fırsat tanınması amaçlanıyor. Tosyalı, öğrenim birimi bünyesinde yer alan Maker atölyesi ile çocuklara “yaparak öğrenme modelini” aşıladıklarını dile getiriyor. Birimde ayrıca matematik, fen, sanat, okuma ve bilişim alanlarında da eğitimler veriliyor. Tosyalı’nın vurguladığı bir diğer konu da, TEGV’in eğitim anlayışının Milli Eğitim Bakanlığı 2023 Eğitim Vizyonu belgesi ile örtüşüyor olması.

Sait Tosyalı, 1995 yılından bu yana ilköğretim çağındaki çocuklara eğitim desteği sağlayan TEGV’in bugüne kadar on binlerce gönüllü ve bağışçıların verdikleri katkılarla 2,6 milyonu aşkın çocuğa eğitim desteği verdiğini söylüyor. "TEGV bugün Türkiye genelinde 32 ilde, 10 eğitim parkı, 39 öğrenim birimi, 24 ateşböceği (mobil öğrenim birimi) ile hizmet vermeyi sürdürüyor. Etkinlik noktalarımız, her gün çocuklarla dolup taşıyor” diyen Tosyalı, bağışçılık kültürünün gelişmesinin eğitimde fırsat eşitliği yaratılması açısından önem taşıdığını da vurguluyor. “Bir çocuğun bir yıllık eğitimi 150 TL. 73 eğitim birimimizden her sene 150 bin çocuk geçiyor” diye ekliyor Tosyalı.

Dolayısıyla özel sektörün bu konuda elini taşın altına sokması gerekiyor. Hem çocukların nitelikli eğitime ulaşabilmeleri için, hem de ihtiyaç duyulan nitelikli işgücünün yetişmesi için.. Bu nedenle Lila Kağıt’ın yaptığı bu işbirliği özel sektör için anlamlı bir örnek oluşturuyor.

Endüstriyel ormanlar, ülke ekonomisine büyük katkı sağlar

TEGV Süleymanpaşa eğitim birimindeki küçük öğrencilerin “Lila” dendiğinde “ağaç” çiziyor olmaları, iyiliğin bulaşıcı olmasının bir göstergesi. Üretiminin tamamını endüstriyel ağaçlandırma alanlarından ithal ettiği selüloz ile gerçekleştiren Lila Kağıt, eğitim kadar, çevre konusunda da sürdürülebilir faaliyetlere imza atıyor. Şirket, endüstriyel ormanların önemi konusunda Türkiye’de farkındalık yaratmayı ve ülke genelinde endüstriyel ağaç yetiştiriciğini yaymayı amaçlıyor. Şirket, her yıl satmış olduğu ürüne eşdeğer olarak Türkiye'ye orman kazandırmayı planlıyor. Böylece sadece doğal ormanları korumakla kalmayacak, aynı zamanda hammadde ithalatı da büyük oranda engellenmiş olacak. Lila Kağıt bu hedef doğrultusunda 2014 yılında ENAT ile iş dünyasına örnek olacak bir işbirliğine imza attı ve 50 bin ağaç dikimine sponsor oldu.

Ağaç dikimleri aynı hızla devam ediyor. TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit'in 2005 yılında hayata geçirdiği Türkiye'nin ilk endüstriyel ağaçlandırma şirketi ENAT (Endüstriyel Ağaç Tarımı Sanayi ve Ticaret A.Ş.) doğal ormanların daha iyi korunmasını, artan odun hammadde ihtiyacını karşılayarak dış pazarlara bağımlılığın azaltılmasını, erozyonun ve karbon emisyonunun azaltılmasını ve kırsal kalkınmaya katkı sağlanmasını hedefliyor.

Lila Kağıt Genel Müdürü Alp Öğücü, gelişmiş ülkelerde endüstriyel ağaç tarımı ile ormanların çoğaldığını ifade ederken, aynı modelin Türkiye’de de yaygınlaşması gerektiğine inanıyor. Fakat Öğücü’nün verdiği bilgilere göre, Türkiye’de özel sektörün endüstriyel orman alanında çabalarının olmasına rağmen, üretim küçük ölçeklerde kalıyor. Endüstriyel ormanların, ülke ekonomisi için çok önemli bir değer yaratacağını ifade eden Öğücü, bu kapsamda devlet ve imar planlamalarına, arazi yapıları ile ilgili çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar