Likdite coşkusuna bir fren de FED'den geldi
Serhan YENİGÜN / Finansinvest
Avrupa Merkez Bankası ile başlayan, Fed ile devam eden ve Çin, İngiltere, Japonya ile de desteklenen likidite coşkusu artık hız kesiyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hisse senedi piyasalarında farklı boyutlarda ve sürelerde belirgin bir ralli yaşatan bu iyimserlik İMKB'de 9 Ocak'ta başlayıp 9 Şubat'ta sona ermiş görülüyor. 9 Ocak'ta 49.263 seviyesini gören İMKB 100 Endeksi 9 Şubat'ta 61.587 seviyesini gördü. Bir ayda TL bazında %25, USD bazında ise %34 değer kazanan İMKB 100 Endeksi, takip eden beş işlem gününde ise 61 binin altında kaldı ve en azından son rallinin momentumunun artık iyiden iyiye gücünü kaybettiğini gördük. Bu güç kaybının ardından bir soluklanma dönemi ve sonrasında yeniden yukarı yönelim beklenebilir elbette, ancak bir düzeltme ve kısa sürede elde edilen kazançların sindirileceği bir piyasa dönemine girme ihtimali de göz ardı edilmemeli.
Likidite beklentileri ile yüz bulan bir ralliden bahsediyorsak eğer, Avrupa'yı olduğu kadar Fed'i de incelemeliyiz. Fed'in önceki akşam yayınlanan tutanaklarında, 2014 ortasına kadar düşük faiz dönemi sürse de ek parasal gevşeme ve likidite enjeksiyonu beklentilerini kısmen zayıflatan ifadeler bulunuyordu. Fed'in karar organı olan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) üyelerinin düşük bir kısmı ek parasal gevşeme uygulamalarının hemen başlaması gerektiğini düşünürken, bir diğer grup ise son dönemde ılımlı mesajlar veren ekonomik görünümün bozulması ve buna ek olarak enflasyonun yüzde 2 olan uzun dönem hedefinin altında kalacağı öngörüsünün oluşması halinde tahvil alım fikrine açık olduklarını ifade ettiler.
Fed'in daha fazla tahvil alımı ile ülke ekonomisine destek olması yönündeki beklentilere açık kapı bırakılmasına rağmen bir önceki toplantıya göre daha az sayıda parasal gevşeme taraftarı olduğunun görülmesi likidite coşkusunun da ivme kaybetmesine neden oluyor. Ancak burada likiditenin kısılacağından değil, sadece daha fazla artırılması yönündeki beklentilerin bir miktar zedelendiğini hatırlatalım. Fed yetkililerinin henüz bilanço küçültme gibi bir niyetleri olmadığını, düşük faiz ortamının uzun bir süre daha sürmesi konusunda nerdeyse fikir birliği olduğunu görüyoruz. Komite üyelerinin çoğu, Fed'in 2015 yılından önce bilançosunda bulunan menkul kıymetleri azaltmaya başlamasını beklemediğini ifade ediyor. Bu da, Avrupa odaklı risklerin zaman zaman geri planda kaldığı dönemlerde piyasaların yeniden moral toplaması için uygun zeminin süreceğine işaret ediyor.