Ligin yayıncısı Kulüpler Birliği olursa!...

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR [email protected]

 

1442.jpg

 

Geçen hafta çok ilginç bir gündeme tanık olduk. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'nun yönetimi ve denetimine geçen LigTV'nin satışı konusunda henüz daha bir netlik bulunmazken, hem Türkiye Futbol Fedrasyonu (TFF), hem de Kulüpler Birliği LigTV'ye talip oldu. Böylesi bir konu ilk kez Türk futbol kamuoyunun gündemine girdi. Bu hafta bu konunun olabilirliği üzerinde durmaya çalışacağım. 

Henüz futbol dünyasında, doğrudan yayıncı kuruluşun federasyon veya kulüplerce işletildiği bir model yok. Buna karşın hafta içi yapılan tartışmalarda bir kafa karışıklığı da yaratılmadı değil. Yapılan bazı açıklamalarda, İngiliz Premier Lig'de böyle bir modelin varlığı dile getirildi. Oysa ki, Premier Lig modelinde sadece kulüplerin kurduğu Premier Plc. şirketi bulunuyor ve bu şirket ligin tüm haklarını pazarlama yetkisi ile iktisadi ve mali konularda yapılabilecek tüm anlaşmaları imzalama yetkisine sahip. Yani, bu şirket ligin yayın haklarını ihale ediyor fakat kendisi lig maçlarını yayınlamıyor. 

TFF veya Kulüpler Birliği yayıncı kuruluşu satın alabilir mi?

TFF veya Kulüpler Birliği'nin yayıncı kuruluşu almasının önünde herhangi yasal bir engel yok. Ancak, TFF'nin yasadan gelen organizatör rolü var. Bu satın alma işi teorik olarak mümkün görünmekle birlikte, pratikte çok önemli zorluklar da söz konusu. 

Diğer yandan Kulüpler Birliği’nin, yayıncı kuruluşu satın almaktan daha çok, lig yapılanmasında Premier Lig PLC. gibi bir organizasyonun gerçekleştirilmesine yönelik stratejilere odaklanması gerektiğini düşünüyorum.

Nerede proje, nerede kaynak?

Yayıncı kuruluşun Kulüpler Birliği tarafından satın alınması söz konusu olsa bile, Kulüpler Birliği’nin bu konuya ilişkin stratejik bir iş planının olup olmadığına bakmak lazım. Böyle bir yayın organının alındığını bir an düşünelim, peki bu işin satış ve pazarlaması nasıl yapılacaktır? Kulüplere verilecek önemli büyüklükteki parayı ödeyebilecek sponsor nereden ve nasıl bulunacaktır? Yayıncı kuruluşun işletmesi nasıl sağlanacaktır? Kendi ürününe para verip satın alamayacağına göre, bu satın alma amacının arka planında neler var? Kulüpler Birliği bugünkü naklen yayın bedelinin üzerinde bir tutara ulaşacağını mı düşünmektedir? 

Kısacası, böylesi bir talebin yerine getirilmesine ilişkin Kulüpler Birliği Vakfı'nın nasıl bir stratejik planı var (daha doğrusu var mı?) bilmiyoruz. 

Kulüplerin en önemli gelir kaynağını naklen yayın geliri oluşturuyor. Bu nedenle Kulüpler Birliği’nin yayıncı kuruluşu satın aldıktan sonra, bu geliri kulüplere transfer etmeye devam edebilmesi için çok sağlam kaynaklara ihtiyacı bulunuyor. Bunun için ciddi stratejiler üretmesi lazım. Bu yayın haklarının satış ve pazarlaması için Kulüpler Birliği’nin kendisini reorganize etmek zorunda.

Normal döngüde bugünkü naklen yayın gelirinin yaratılmasında iki taraf bulunuyor. Bunlardan birisi yasal olarak bu işin içinde olan TFF ve diğeri de yayıncı kuruluş. TFF’nin organizatörlüğünde, açılan ihalede yayıncı kuruluş belirleniyor ve bu ihalenin yüzde onluk kısmı TFF'ye ödeniyor. 

Kulüpler Birliği'nin bu işe talep göstermesiyle, TFF'yi devreden çıkartmak gibi bir düşüncesinin olduğu anlaşılıyor. Ne var ki, TFF'nin yasadan gelen organizatörlük görevi söz konusu. Burada bir diğer önemli açmaz da, sahibi olduğu kendi mal veya hizmetine yıllık 450 milyon dolar gibi bir para vermesi gerekiyor ki, bunun tek anlaşılabilir çözüm yolu, yayıncı konumundaki Kulüpler Birliği'nin elindeki ürünün bedelini çıkartabilmesi için çok ciddi sponsor bulması veya reklam, medya gelirine ulaşması gerekiyor. Bu da pratikte çok kolay gerçekleştirilebilir bir şey değil. 

Kısacası, bu talep belki denemeye değer bir girişim, heyecan verici bir proje olabilir. Alanında bir ilk olabilir. Ancak, bu iş için çok profesyonel yaklaşım ve stratejik iş planları, rantabl bir fizibilite ve kredibilite olanakları yaratmak gerekiyor. Bugünkü örgütsel yapı ile bu iş bir hayalden öteye gitmez. 
Çok tartışılan İngiliz Premier Lig yapılanmasına da bir bakalım.

Premier Lig Yapılanması?

Haftalık 174 ülkede yaklaşık 600 milyon insan tarafından izlenen, yıllık naklen yayın gelirleri 2.3 milyar euroya ulaşan, 20 takımın mücadele ettiği Premier Lig bu konumuyla, bugün Dünyanın en çok izlenen ve en çok para kazanan ligi durumunda. 

Peki, İngilizler bu işi nasıl yapıyorlar?

İngiliz Premier Lig aslında bizdeki Kulüpler Birliği Vakfı'na karşılık geliyor. Bu oluşum sadece ligin organizasyonunu, kulüplerin UEFA ile koordinasyonunu sağlıyor, lig yapılanmasını idari olarak yönlendiriyor, denetliyor ve tescil ediyor. Kesinlikle iktisadi ve mali konularla uğraşmıyor. Bu işlerle uğraşmak amacıyla 1992’de Premier Plc. adıyla anonim şirket statüsünde kurulmuş farklı bir yapılanma söz konusu. Bu yapılanma, kulüpler adına ligin tüm iktisadi ve mali işlemlerini yapmaya, kontratlar imzalamaya tam yetkili ticari bir şirket. Federasyon gelirden bir pay alıyor. Federasyonun asli görevi denetimden ibaret. Ligin pazarlanması ve işletmesiyle ilgilenmiyor. Premier Lig’in yayıncısı ise BSkyB (British Sky Broadcasting) ve BT (British Telecommunications). onları için ana yayıncı kuruluş BskyB oldu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar