Liderler buluşması-dostlar alışverişte görsün
Şant Manukyan / İş Yatırım
AB liderlerinin görüşmelerinden anladığımız, rakamlar kesin olmasa bile, bütçe açığının yüzde 3 ile sınırlanması, borç/GSYİH oranınına yüzde 60 tavanı getirilmesi gibi bazı önlemler tartışılıyor. Ve elbette yaptırımlar söz konusu olacak. Bu tip adımlar krizin çözümüne direkt katkıdan ziyade yatırımcı algılarını değiştirmek üzerinden dolaylı etkide bulunacaktır. Ancak kriz çözüldükten sonra bir daha kriz olmaması için elbette gerekli adımlar.
Ben yine de şeytanın avukatlığını üstlenerek bazı soruları gündeme getirmek istiyorum. Kuralları çok net bir şeklide belirlenmiş olan ve buna dayanarak belli bir ratingin altında tahvilleri teminat olarak kabul etmeyeceğini açıklamış bulunan ECB bu kuralı ilk krizle beraber değiştirmedi mi? Şu anda çöp statüsünde bulunan Yunan tahvillerini bilançosunda taşımıyor mu? O halde 2023 tarihinde İspanyol ekonomisi kötü duruma girerse ve Paul Krugman gibi ekonomistler "kamunun borçlanması gerekiyor bu krizden çıkması için" gibi reçeteler yazmaya başlarsa bu kurallar değişecek mi? Bugün rekor seviyede işsizlikle boğuşan İspanya ve rekor seviyede istihdamın keyfini yaşayan Alman ekonomileri aynı seviyeye gelmeden aynı kurallar altında ne süre yaşayabilecek? Kendimi tekrar ettiğimi biliyorum ancak tekrar belirtmekte fayda var. Devletler, özellikle de sosyal olanlar, üretici kesimin yarattığı değeri artık üretimden düşmüş tüketici kesime aktarırlar. Bugün üretici olan yarın tüketici olacağı için kesimler arasında da bir mutabakat vardır. Bu fonlamayı vergiler ve borçlar üzerinden yapabilirsiniz. Elbette vergi belli bir seviyeye kadar alınabilir. Borçlanmak için ise eskiden karşılığında bir varlık, yani altın sahibi olmanız gerekiyordu ve sınırlarınız belliyidi. Bugün ise bir devlet duvara çarpmadan önce sınırsız miktarda borçlanabilir durumda. P. Volckerin "Merkez Bankalarının Rolü" başlıklı konuşmasında da belirttiği gibi merkez bankaları enflasyonla mücadele için kurulmamıştır. Aksine pek çok defa merkez bankalarının enflasyon yarattığı görülmüştür. Merkez bankalarının aslı görevi devleti fonlamaktır. ECB gibi bu işi yapmakta istekiz olduğunuz zaman "piyasanın" ve politikanın baskısı altında kalmanız söz konusu olur. Karı varlıkları elinde tutun bankalar yazacaktı ama zararı tüm toplum paylaşsın….. Euro bölgesinde yaşanan kriz euronun önemli ölçüde değer yitirmesi ile sonuçlanacak. FED veya AB lideleri büyük kırılmaları erteleyebilir, öteleyebilir ancak temel değişiklikler yapmadan ortadan kaldırmaz.