Libya'dan mektup geldi amma
DEİK Türk Libya İş Konseyi Başkanı Ersin Takla, Libya yönetiminin ayaklanma sonrası akamete uğrayan işlerini yeniden yürütmeleri ve işbaşı yapmaları için Türk Müteahhitlere mektup göndererek çağrı yaptığını açıklıyor. Türk müteahhitler ülkede farklı bölgelerde iş yaptıklarını, bazı bölgelerde güvenlik sorunu olmadığını, bazı bölgelerde hala güvenlik sorunu olduğunu, bazı bölgelerde şantiyelerinin Nato bombardımanına maruz kaldığını, Libya'da yeni yönetimle sağlıklı ilişkilerin sürmesi gerektiğine inandıklarını, ancak, yeniden işbaşı yapılabilmesinin 6 ay sonra olabileceğine inandıklarını belirtiyorlar.
Libya'da ayaklanmalar başladığı dönemde 220 Türk müteahhidi Libya'nın farklı bölgelerinde aldıkları taahhüt işlerini yürütüyorlardı. Önce, 17 Şubat 2011'de gösteriler başladı, bunları bazı kentlerdeki ayaklanmalar izledi. Kaddafi iktidarda kalmak için direnince başta onun doğduğu şehir Sirte olmak üzere Nato'nun bombalamaları gündeme geldi. Yaklaşık 100'nün bürolarının da bulunduğu Libya'dan bu kargaşa döneminde Türk müteahhitler birbiri ardından geri çekildi. Bazı şantiyeler bombalanırken, bazılarında yağmalama olayları yaşandı. Libya'da iş yapan müteahhitler bu gelişmelerden sonra, yeni Libya yönetiminin kurulmasını, hak edişlerinin ödenmesinin ne zaman yapılabileceği ve yeniden işbaşı yapıp yapamayacaklarını düşünmeye ve beklemeye başladılar.
DEİK Türk-Libya İş Konseyi Başkanı Ersin Takla, "Libya devletinin işverenler kanalıyla kendilerine, yeniden işe başlayabilmek için şartları görüşmek üzere bir davet mektubu" aldıklarını DÜNYA'ya açıklıyor. "Verilen mesaj başka, detaylı bilgi başka, çok dikkatli olmak lazım" diyerek gelişmeleri değerlendirirken bir "Amma" koşulunu dile getiriyor. Şu anda Libya'da yönetimdeki yapılanmaları, yurt dışındaki paraların serbest bırakılması girişimleri olduğunu belirterek, bir öncelikler listesi içersinde hareket edildiğini "Bize göre yavaş gözükse de kendileri için işlerin hızlı yürüdüğünün" altını çizerek kendi değerlendirmesini, "Ben çok kötümser değilim. Bu şartlar altında daha hızlısı olmaz" cümlesiyle dile getiriyor.
Takla, verilen raporlardan 1 milyar dolar civarında yapılmış iş ve hak ediş olduğunu, ama bunların 400 milyon dolarlık kısmının ödeme aşamasına gelen istihkak olduğunu, diğer 600 milyon dolarlık bölümünün ise prosedürünün henüz ödeme aşamasına gelmemiş olan işler olduğunu açıklıyor. Yeni Libya yönetiminin mevcut mukaveleli işlerden öncelikleri olduğunu yüzde 70'ler mertebesine gelen işlerde sağlık sektörü ve hastanelere öncelik verme kararında olduklarını, bunun ardından okullar ve altyapı yatırımlarının gündeme alınması kararında olduklarını açıklıyor. Ersin Takla, Libya yönetiminin bazı projeleri güncelleme ve revize ederek uzatma kararında olacaklarını, bazı yatırımlardan da vazgeçme kararında olabileceklerini söylüyor.
Türk müteahhitlerinin de mukavelelerin güncellenerek uzatılmasından yana olduklarını, ancak yeni mukaveleler yapılırken, doğan ilave masraflar ve ilave maliyetlerin güncellemede yer almasının gerekli olduğunu öne sürdükleri de Takla tarafından belirtiliyor.
Libya'da iş yapan müteahhit dostlarımızla yaptığımız konuşmalarda bölgelere bağlı olarak şartların farklı olduğunu, Yağmalama ve bombalamanın yaşanmadığı Bingazi gibi kentlerdeki projelere yeniden işbaşı yapılmasının daha kolay olabileceğini, buna karşın Kaddafi'nin kenti olarak bilinen Nato tarafından bombalanan ve yağmalanan kentlerde, işe dönmenin daha uzun zaman alacağını belirtiyorlar. Ülkede hala güvenlik sorunu bulunduğunu, birçok şantiyede zarar tespitlerinin tam yapılmadığını, yeniden işe başlamak için yapılacak sözleşmelerin ve hak edişlerin ödenmesinin zaman alacağını, kendi tahminlerinin geri dönüp işe başlamanın en iyi olasılıkla 6 ay alabileceğini belirtiyorlar. 2012 yılında idari harcamaların ve ülke içi ödemelerin öncelik alacağı için, dış ödemelere öncelik verilmesinin önde olamayacağını düşündüklerini, "Birleşmiş Milletler para verecek" sözünün ancak, "acil bazı projelerle" ilgili olabileceğine inandıklarını belirtiyorlar. Görüştüğüm müteahhitler Libya'da işlerinin düzene girmesinin ancak 2013 yılında mümkün olabileceğini düşündüklerini açıklıyorlar. Ama 1970'li yıllardan bu yana Türk Müteahhitlerinin yer aldığı, zaman zaman olumsuzluklar yaşanmasına karşın terk edilmeyen Libya'da önümüzdeki dönemlerde de yer alacakları için yeni yönetimle ilişkilerini sağlıklı yürütme kararlarının önemli olduğunun altını çiziyorlar.