Lego kahramanları euro krizine karşı!
Avrupa hikayesinin temeli birlik olma üzerine kurulu. Ama sorun bu birliğin bir türlü kurulamaması. Sorun kimsenin ne yapılması gerektiğini bilmemesi; kimsenin kimseyi dinlememesi. Ne yapmak istediğini bilen tek isim ise IMF Başkanı Christine Lagarde.
Reuters'ın internet sitesinde ilginç bir video yer alıyor. Videonun adı "Lego ile Ders: Euro krizi." Reuters finans blogger'ı Felix Salmon tarafından gerçekleştirilen videoda, lego karakterleri Euro krizini çözmeye çalışan aktörleri temsil ediyor. Başrollerde Oyuncak Hikayesi 3 ve Star Wars kahramanları var.
IMF'yi, "Hamm" yani, şaka yapmakta ısrar eden pembe bir domuz kumbara temsil ediyor. Hamm, ukala bir kişilik ya da en herkesin onun böyle olduğuna inanmasını istiyor.
IMF Başkanı Christiane Lagarde'ı canlı ve sert bir kovboy kız oyuncağı olan Jessie temsil ediyor. Jessie'nin amacı zorda olanları kurtarmak. Zor durumlarda kontrolü ele alan Jessie, herkesin kendi kaderini kendisinin kontrol etmesinde ısrarcı bir isim. Hayata karşı sert ve herşeyi başarabileceğine inanıyor.
Alman Sosyal Demokratları, kovboy şerif Woody oynuyor. Woody, filmin kahramanı Andy'nin en sevdiği oyuncak. Her ne kadar Andy büyüyüp üniversiteye gitmeye hazırlansa da, Woody, sahibinin oyuncaklarını çok sevmeye devam ettiğine inanıyor. Oyuncaklar bilinmeze doğru giderlerken, Woddy liderliği bırakmıyor ve hiçbir oyuncağın zarar görmesine izin vermiyor.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet'yi temsil eden kahraman Buzz Işık Yılı. Cesur bir uzay komandosu olan Buzz'ın lazer silahı ve açılabilir kanatları var. Woody'den sonra Andy'nin favorisi olan Buzz, aynı zamanda Woody ile yakın arkadaş. Buzz'ın asıl görevi kötü imparator Zurg'u yenmek. Fakat işler karışıp, oyuncakların gelecekleri belirsizlik içine girdiğinde, Buzz sahip olduğu özellikleri oyuncak ailesini bir arada tutmak için kullanıyor. Buzz, bu süreç boyunca, kendinin bile varlığını bilmediği şaşırtıcı özelliklerini keşfediyor.
Euro Grubu Başkanı Jean-Claude Junker'ın yerine geçen kahraman ise Star Wars filminden Yoda Usta. Yoda'nın en önemli görevi Jedi eğitimleri. Yüce inançları ve itaatleri bir araya getiren soylu bir düzen olan Jedi, gücün tüm doğasını özümsemiş 12 Jedi ustasından oluşan Yüksek Konsey tarafından yönetilir. Jedi olmak derin bağlılık ve ciddi bir irade gerektirir. Jedi eğitimi disiplini sağlamak ve yanlışları engellemek için katı bir şekilde yapılandırılır.
Ne yaptığını bilen tek kişi IMF Başkanı Lagarde
Sonuç olarak hikaye basit. Hikayenin temeli birlik olma üzerine kurulu. Ama sorun bu birliğin bir türlü kurulamaması. Sorun kimsenin ne yapılması gerektiğini bilmemesi; kimsenin kimseyi dinlememesi. Felix Salmon'a göre, ne yapmak istediğini bilen tek isim IMF Başkanı Christine Lagarde. Lagarde'ın hedefi herkesi aynı yola sokmak; ortak bir karar vermelerini sağlamak.
Sonuç olarak gerçek olan şu ki, siyasi birlik olmadan, ekonomik birlik de olmuyor.
Peki siyaset ve ekonomi arasındaki fark ne?
Uzmanlara göre, siyasi sorunlar çözülmek üzere üretilmezler. Bir karara varıldıktan sonra bile, aynı konu yeniden sorgulanabilir. Ekonomide ise, hataların ve gecikmelerin faturası ödenir. Siyasilerin her türlü önlemine ve uyarısına rağmen, yok edici bir dinamik gelişmeye devam eder. Yunanistan durumu bunun en somut örneği. Yunanistan iflas aşamasında. Başka ülkeleri olduğu kadar, Avrupa Merkez Bankası'nı da arkasından sürüklüyor. Tabii ki Yunanistan'ın iflas etmesi ihtimali, olası bir ihtimal değil. Bu, sadece Avrupa değil, tüm dünya için tehlikeli olur. Geçtiğimiz günlerde Wall Street Journal gazetesinde iki yorum yer aldı. Bu yorumlardan birisi, "Avrupalı bir bankanın iflası düşünülebilir mi?" sorusunu gündeme getirirken, diğeri ise "Yaşanan sorunu üstlenen birisi var mı?" diye soruyordu.
Yaşanan her gecikme, yüz milyarlarca euro kaybı anlamına geliyor
Avrupa'da yaşanan liderlik sorunu her zaman gündemde olan bir konu. Herhangi bir kriz ihtimalini kabul etmeyen Avrupa, Euro düzeyinde krize çözüm sunacak bir yönetim oluşturmadı. Bugün gerçekleşen tartışmalar ise, sorunların çözüme ulaşmasını sağlamıyor. Yaşanan her gecikme, yüz milyarlarca euro kaybı anlamına geliyor. Euro bölgesi, güvenilirliğini hızla kaybediyor.
Ekonomistlere göre alınması gereken en acil önlem, Avrupa Merkez Bankası, Avrupa Finansal İstikrar Fonu, Avrupa Bankacılık Otoritesi arasında müdahale gücü olacak bir "Avrupa kriz hücresi" kurmak. Uzman finansçıların oluşturacağı bu birimin gerçek zamanlı hareket etmesi ve etkili bir delegasyona sahip olması da gerekiyor. Yönetimde birlik sağlanmadıkça, Avrupa'nın felakete doğru ilerlediğini kaydeden ekonomistler, Avrupalı yöneticilerin yaptıkları açıklamaların birbiri ile çakıştığını da ifade ediyorlar. Yani gemi çoktan su almaya başladı; batmasını engellemek için güçlü mesajlar verilmesi gerekiyor.
Avrupalı bankalar, kendi hükümetlerinden büyük
Le Monde gazetesinde yer alan bir makale ise, Avrupa finans sektöründe bir iflas riski olup olmadığını sorguluyor. Avrupa'nın sorunu şöyle tanımlanıyor: Bankaları kontrol eden otoriteler ulusal otoriteler; bankalar ise, ulusal boyutta bakıldığında, çok büyükler. Her ne kadar bu bankalar uluslararası piyasalarda normal boyutta olsalar da, ciroları kendi ülkelerinin GSMH'ndan kat kat büyük. Yani, herhangi bir iflas durumunda bu bankaların kendi hükümetleri tarafından kurtulmaları söz konusu değil. Bu ne ekonomik ne de siyasi açıdan mümkün. Dolayısıyla, sorumluluğun Avrupa Merkez Bankası'na verilmesi ve Euro bölgesindeki diğer bankalarla birlikte bir kontrol yapısı oluşturulması gerekiyor.
Sonuç olarak Avrupa'nın siyasi bir sonuç beklemekten vazgeçmesi gerekiyor. Bu kapsamda Avrupa hükümetlerine büyük görevler düşüyor. Aksi taktirde uçak yere çakılacak.