Kuzey ışıkları Türkiye’de
Genellikle kutup dairesinde görülmesi olası olan Kuzey Işıkları’nı hafta sonu Türkiye’den de gördük. İsviçre, Almanya, İngiltere gibi ülkelerin yanı sıra Türkiye’den de kuzey ışıklarına ait görüntülere rastlandı.
Güneşte meydana gelen patlamaların neden olduğu jeomanyetik fırtına dolayısıyla, Türkiye de nadir olarak görülebilen bu görsel şölenden nasibini aldı. Bilim insanlarına göre bu doğal bir süreç. Ancak haberleşme çağında bu görsel şölenin ve doğal sürecin hayatımıza özellikle de haberleşme araçları kullanımında olumsuz etkileri var.
Bizi pek etkilemeyecekmiş gibi görünse de Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan dahi sosyal ağ profilleri üzerinden bu konuya ilişkin bir açıklama yapmak zorunda kaldı.
Öncelikle belirteyim ki şimdilik bizi ve haberleşmemizi etkileyecek bir olumsuzluk yaşamadık. Ancak yaşama ihtimalimiz var.
Sayın Sayan, yaptığı açıklamada jeomanyetik fırtınaları yakından takip ettiklerini belirterek uydu haberleşme sistemleri ve elektrik şebekelerinin olumsuz etkilenebileceğine dair bizleri uyardı. Söz konusu fırtına ile ilgili yapılan bazı bilimsel açıklamalara göre; uydu navigasyon sistemleri ve radyo alıcılarının frekanslarında aksamalar meydana gelebileceği, bu durumun saatler sürebilecek kesintilere sebep olabileceği öngörülüyor.
Neyse ki bakanlığımız, uydu sistemlerimiz de dahil olmak üzere haberleşme sistemlerimizin etkilenmemesi ve kusursuz çalışması için tüm aktörlerimizle koordineli bir şekilde çalışmalarını sürdürüyormuş. Bu olaydan dolayı, ülkemizin haberleşme hizmetlerinde bugüne kadar herhangi bir aksaklık meydana gelmedi. Ancak radyo yayınları, uydu internet hizmetleri, uydu platform yayınları, navigasyon ve global konum belirleme sistemlerinde (GPS) meydana gelebilecek aksamalar için hazırlıklı olmamamızda fayda var. Özellikle, geçtiğimiz yıl meydana gelen deprem felaketi sonrasında haberleşmede yaşanan aksaklıklar çok tartışılmıştı. Hatta o dönem, Elon Musk’ın uydudan internet hizmeti sunan Starlink’in Türkiye’de devreye alınıp alınmaması da tartışma konusu olmuştu.
O dönem de merak eden herkese durumu anlatmaya çalışmıştım. Uydu sistemleri, uydudan sunulan hizmetler her ne kadar geniş bir alana ulaşılmasını mümkün kılsa da çok fazla faktöre duyarlı. Sadece uydu hizmetleri de değil. Mobil haberleşe şebekelerinde, baz istasyonlar arasındaki haberleşme de radyo frekansları ile sağlanıyor. İşin rasyonel olanı, bu istasyonların birbirlerine veya merkezi santrale fiber altyapı ile bağlanması. Havadan havaya haberleşme sunulurken hem dış faktörlerden oldukça etkileniyoruz hem de hız sorunları yaşayabiliyoruz. Maalesef, ülkemizdeki baz istasyonlarının çoğunda fiber altyapı bulunmuyor. Sürekli açıkladıkları için Türk Telekom’un rakamlarını biliyoruz. Rekor onlarda. Onlarda bile fiber bağlılık oranı yüzde 50’nin biraz üstünde.
İster deprem olsun ister fırtına isterse güneş fırtınası gibi bir olay kesintisiz haberleşme için fiberleşme şart. Yok 5G, yok hızlı internet bu tartışmaları bir kenara bırakalım. Öncelikli olarak haberleşme omurgamızı, baz istasyonları da dahil olmak üzere fiberleştirmeye bakalım