Kutuplaşmayi bitirmeliyiz

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

İçinde yer aldığımız bölgede çatışma ve terör eylemleri artarak devam ediyor. Suriye, Filistin, Ukrayna ve Irak’taki kanlı olaylar hem siyasi hem de ekonomik açıdan Türkiye ve dünya için büyük risk. IŞİD’in artan saldırıları İsrail ve Filistin arasındaki çatışmayı adeta ikinci plana itti. Ortadoğu’daki gelişmelerin ne tür siyasi yapılara yol açacağı henüz bilinmiyor. Bilinen tek şey, bölgenin daha uzun yıllar demokrasiden uzak, baskıcı rejimlerle idare edileceği. ABD’de, IŞİD’in ortaya çıkmasına neden olarak Suriye’deki iç savaşta Katar ve Suudi Arabistan ve açıkça ifade edilmemekle birlikte Türkiye’nin El Kaide’yi desteklemesine Batı ülkelerinin sessiz kalması gösteriliyor. Obama, IŞİD’in şeriat devleti kurmasına izin vermeyeceğiz diyor ama, Irak’a asker sokmak istemeyen ABD’nin bunu nasıl başaracağı soru işareti. Sadece hava saldırılarıyla IŞİD’i geriletmek zor. ABD Başkanı’nın da söylediği gibi, Irak’ta istikrarı orta vadede ancak Iraklılar sağlayabilir. Şii, Sunni ve Hristiyanları içine alacak bir siyasi oluşum sağlanmadığı takdirde, ülkenin içinde bulunduğu kaostan çıkması olanaksız. ABD’nin başlattığı hava operasyonun amacı, Amerikan askeri personelini koruma dışında, islamcı teröristlerin değişik mezhep ve etnik kökenden insanlara yönelik katliamını durdurmak ve petrol fiyatlarındaki artışın dünya çapında yeni bir ekonomik krize yol açma olasılığını azaltmaktır. 

***
IMF ve FED’den dünya ekonomisindeki risklerin arttığına ilişkin açıklamalar geliyor. Jeopolitik risklerin önceki yıla göre arttığını belirten IMF, Rusya-Ukrayna ve Ortadoğu krizinden ötürü dünya ekonomisini zor günlerin beklediği görüşünde. Petrol fiyatlarındaki beklenmeyen artışlar yeni bir krizi beraberinde getirebilir. Gelişmiş ülkelerde düşük faizlere rağmen kırılganlık devam ederken, gelişmekte olan ülkeler yavaşlıyor. IMF tarafından her iki grupta yer alan ülkelere, potansiyel büyüme ve verimliliğin artırılması için yapısal reformları bir an önce uygulamaya koymaları öneriliyor. Kuruluş, dünya ekonomisi için daha önce öngördüğü yüzde 3.7 büyüme oranını 3.4’e çekti. 2014’de Amerikan ekonomisinin yüzde 1.7 oranında büyümesi tahmin ediliyor. Büyüme oranının daha önce açıklananın 1.0 puan altında olmasında jeopolitik faktörlerden çok, yılın ilk üç aylık döneminde sert geçen kışın etkisi var. AB bölgesi için öngörülen büyüme oranı yüzde 1.1. Tahminler, Parasal Birliğin önde gelen ekonomileri arasında yer alan Fransa ve İspanya’da büyüme oranının sırasıyla 0.7 ve 0.3 olacağı yönünde. Resesyona giren İtalya’nın yılı nasıl bitireceği bilinmiyor. Parasal Birlik dışında yer alan İngiltere için öngörülen büyüme oranı ise yüzde 3.2. 

***
Türkiye’nin yanıbaşında meydana gelen olumsuz gelişmeler, olası bir ekonomik krizin koşullarını olgunlaştırıyor. Geçmişte yapılan yanlış değerlendirmelerin bundaki payı yadsınamaz. Geçen hafta Moody’s Türkiye ekonomisiyle ilgili değerlendirmeyi es geçmesi anlamlı. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle Başbakanlık koltuğuna kim oturacak? Yeni kurulacak hükümette kimler yer alacak ve değişiklikler ekonomiye nasıl yansıyacak? Ekonomisini ayakta tutabilmek için dış kaynağa bağımlı Türkiye’nin, büyümesini sürdürebilmesi kendi içindeki anlaşmazlıkları gidermesi ve Batı ile ilişkilerini sağlamlaştırmasını gerektiriyor. Müstakbel Başbakan’ın liderliğindeki AKP’nin kutuplaşmayı sürdürerek bütünlüğünü koruyabilmesi zor. Görev süresi bittikten sonra partiye döneceğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, Erdoğan sonrası belirsizlikler olmayacağını ima ediyor. Başbakan balkon konuşmasında şahsına oy verenler kadar vermeyenlerin de kazandığını; yeni dönemde kutuplaşmaları, gerilimleri ve çatışma kültürünü bırakmak; bir toplumsal uzlaşma sürecini başlatmak istediklerini söyledi. Dileyelim bu vaatler gerçekleşsin. Siyasi ve ekonomik risklerin yüksek olduğu bir dönemdeyiz. Buna bir de kutuplaşma eklenirse son oniki yılın kazanımları bir anda yok olabilir.  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016