‘Kuşak ve Yol’ girişiminde tahvil piyasalarının rolü büyük olacak

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

GORDON FRENCH - HSBC Grubu Asya Pasifik Bölgesi Küresel Bankacılık ve Sermaye Piyasaları Başkanı

Çin’in ‘Bir Kuşak Bir Yol’ girişiminin odağında yeni demiryolu hatları, liman ve karayollarının olması belki de kaçınılmaz. ‘Bir Kuşak Bir Yol’un en belirgin yansıması olan altyapı projeleri, antik kara ve deniz yolları üzerinden bir zamanlar Xi’An’dan St.Peterburg’a taşınan ipeğin, Guangzhou’dan Rotterdam’a ulaştırılan çayın tarihini yeniden canlandırıyor. Ancak Asya için gerekli bu büyük ölçekli altyapının finansal boyutu bazen daha çok öne çıkıyor.

Şubat ayı sonunda Asya Kalkınma Bankası (ADB) gelişmekte olan Asya’nın 2016-2030 yılları arasında yaklaşık 26 trilyon dolarlık bir altyapı yatırımına ihtiyacı olduğunu öngördü. ABD’nin 2009’daki tahmininin iki katından yüksek olan bu rakam yıllık 1,7 trilyon dolara denk geliyor. Bu miktar sadece Asya’yı kapsarken; ‘Bir Kuşak Bir Yol’ Afrika ve Avrupa’yı da içine alıyor.
60’dan fazla ülkede taşımacılık, telekom ve enerji altyapısındaki bu devasa ihtiyacın finanse edilmesi, özel sektör ve kamu kesiminin tüm mevcut kaynaklarının kullanımını gerektirecek. Ancak bu ihtiyaç aynı zamanda yerel ve uluslararası yatırımcılar için çok çeşitli fırsatları da beraberinde getirerek, banka kredilerinin ana finansman kaynağı olduğu pek çok Asya pazarında, sermaye piyasalarının gelişimini destekleyecek.

Öncelikle, yatırım fırsatlarını ele alalım

2013’te açıklanan ‘Bir Kuşak Bir Yol’ girişimi, Güneydoğu Asya’dan, Ortadoğu, Afrika ve Avrupa’ya kadar bir coğrafyada altyapı inşaatlarını canlandıracak.

Pekin’in öncülüğünde, toplam 240 milyar dolarlık finansal güce sahip olan Asya Altyapı Yatırım Bankası, Yeni Kalkınma Bankası ve İpek Yolu Fonu gibi pek çok finansal kurum ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projelerinde aktif rol alan yatırımcılar olarak karşımıza çıkmaya başlıyor. Ancak gelişmekte olan ülkelerin verimliliği artırma hedeflerinin yanı sıra, artan kentleşme ve iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmeleri nedeniyle bu kuruluşlar bile altyapı için gerekli finansmanın sadece bir kısmını karşılayabilir.

Her ne kadar altyapı yatırımları için harcama yapma ihtiyacı yeni değilse de, Pekin’in ‘Bir Kuşak Bir Yol’ hamlesi bu konuya ek bir ivme kazandırırken; projelere başlanması ve bu projelerin finanse edilmesi konusunda iştahı artırdı.

Altyapı projeleri doğası gereği büyük ölçekli, karmaşık ve genellikle uzun soluklu girişimlerdir ve farklı türde fonlama gerektirebilirler. Dolayısıyla ‘Bir Kuşak Bir Yol’ fonlamasının olabilecek tüm sermaye ve finansman kaynaklarından (bankalarca sağlanacak köprü kredisi; devletlerce sağlanacak sermaye desteği; fonlar, kamu ve özel sektör sermaye piyasaları; ve özel sektör ile kamu kesimi tarafından ihraç edilecek uzun vadeli tahvil ihraçları) sağlanması gerekmektedir.

Asya’daki ulusal varlık fonlarından Avrupa, Japonya veya Amerika’daki portföy yöneticilerine kadar tüm yatırımcılar için şu anda bu iyi bir haber. Küresel finansal krizin ardından faiz oranları ve tahvil faizleri rekor düşük seviyelerdeki seyirlerini sürdürüyor. Bu bağlamda, altyapı projeleri ve sağlayabilecekleri istikrarlı ve uzun vadeli getiriler, portföylerini çeşitlendirme arayışında olan yatırımcıların gözünde gittikçe daha çekici hale geliyor.

Ulusal varlık fonları, Asya başta olmak üzere küresel altyapı yatırımlarına daha fazla varlık yönlendiriyor. Aynı zamanda Asya’da tasarrufl arı hızlı bir şekilde büyüyen orta sınıf, getiri arayışında. Altyapı yatırımlarının istikrarlı getiri potansiyeli, özellikle emekliliklerine doğru yol alan Asyalı tasarruf sahipleri için oldukça iyi bir seçenek.

Öte yandan; sermaye tedarik faaliyetinde öngörülen büyüme, ‘Bir Kuşak Bir Yol’ kapsamındaki daha küçük ölçekli ve daha az gelişmiş bazı piyasaların gelişimi için de iyi bir haber.

Geçtiğimiz yıllarda pek çok gelişmekte olan ülkede yerel para birimi cinsi tahvil piyasaları hızlı büyüme kaydetti. Ancak yine de bu piyasaların hacmi, örneğin ABD tahvil piyasasının 40 trilyon doları aşan büyüklüğü gibi gelişmiş piyasalara kıyasla küçük ölçekli kalıyor. Tahvil ihraçlarının artmasının yanı sıra reformların sürdürülmesi, gelişmekte olan piyasalara derinlik ve genişlik katarak uluslararası sermaye ve yurt içi bireysel yatırımcılar için daha çekici hale geliyor. Ayrıca banka kredilerine olan bağımlılığın azaltılmasına ve özel şirketler için finansman seçeneklerinin genişletilmesine de destek olacaktır.

Geçtiğimiz yıl Çin’in yerel tahvil piyasası; bankalar, sigorta şirketleri ve emeklilik fonları dâhil olmak üzere yabancı yatırımcılara daha da açıldı. Çin, ayrıca yabancı kuruluşların yurt içi piyasada RMB cinsinden tahvil ihraç etmesini kolaylaştırıcı adımlar attı. “Panda Tahvilleri” gibi tahvillerin ihracı artarak, geçtiğimiz yıl 122 milyar RMB ile 2015’in 8 katı seviyesine ulaştı.

Önemli noktalardan biri de, sermaye piyasası aktivitesinin artması oldu. Bu yükselişin Güneydoğu Asya veya Orta Asya piyasaları arasında daha fazla sınır ötesi düzenleme koordinasyonu yapılmasını teşvik edeceğini umuyoruz. Dokümantasyon, vergilendirme, kambiyo mevzuatı ve kredi derecelendirme gibi alanlarda daha fazla uyum sağlanması, şu an görece küçük ve likit olmayan pek çok piyasaya daha büyük miktarlarda finansman sağlanmasına vesile olabilir.

Planlanan altyapı projeleri kapsamında değerlendirildiğinde tüm bu gelişmeler; buldozer ve vinçlerle rayların döşenmesi veya limanların inşa edilmesi kadar gözle görülür bir hızda gerçekleşmeyebilir. Ancak tahvillerle birlikte diğer sermaye türlerinin, bu inşaatların hayata geçmesinde önemli rolü olacağına inanıyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar