Kurumsallaşın, özgürleşin

Dr. Bertan KAYA
Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM [email protected]

Bu haftanın kitabı bir iş klasiği. Inc. dergisi tarafından 500 CEO ile yapılan bir ankette en iyi iş kitabı seçilmiş bir kitaptan bahsediyorum. İlk versiyonunu 1990’lı yıllarda henüz genç bir işletme öğrencisi iken okumuş ve içindeki fikirlerin bir işletmenin geleceğini değiştirebileceğini fark etmiştim. Hatta yönetim danışmanlığı mesleğini fark etmemde bu kitabın özel bir yeri olduğunu söyleyebilirim. Türkçe’ye önce Sistem Yayıncılık, sonrasında ise Aura Yayıncılık tarafından kazandırılmış olan Michael E. Gerber’in “Girişimcilik Tutkusu”, orijinal adı ile “E-Myth Revisited” bence sadece küçük işletmeler değil, özellikle Türkiye’de her ölçekten işletmenin faydalanabileceği bir temel başvuru kaynağı.

Kitap hakkında

Kitap, girişimcilikle ilgili mitleri ortadan kaldırıyor. Yönetim danışmanı olan yazar Michael E. Gerber, deneyimlerinden yola çıkarak, belirli inançların, beklentilerin ve hatta uzmanlığın iş başarısını nasıl engelleyebileceğini vurguluyor.

Gerber, bir işletmenin yaşam döngüsündeki aşamaları tanımlarken, başlangıç aşamalarından olgunluğa kadar, franchising işletmelerinin kullandığı ilkelerin diğer işletmelere nasıl uygulanabileceğini gösteriyor. Önemlisi, işiniz üzerinde çalışmak ile işinizde çalışmak arasındaki temel farkı vurguluyor. Takip edenler hatırlayacaktır, bu konuda ben de Perşembe günü bir yazı yazmıştım.

Kitap, birçok küçük işletmenin karşılaştığı tuzaklara ve girişimciliği çevreleyen mitlere kapsamlı bir bakış sunuyor. Kitap, başarılı ve sürdürülebilir bir iş kurmak için bu zorlukların üstesinden nasıl gelineceği konusunda rehberlik sunuyor.

Kitabın ortaya koyduğu temel fikir

Kitabın ana teması, iş kuran çoğu insanın girişimci olduğu yanılgısıdır. Gerçekte, çoğu küçük işletme sahibi, kurdukları işlerinin teknik tarafında mükemmel olan, ancak başarılı bir iş operasyonunu yürütmek için gerekli becerilere veya bakış açısına sahip olmayan yetenekli teknisyenler/mühendisler gibidir. Bu durum, işletme sahibinin günlük işlerle meşgul olduğu ve daha geniş stratejik perspektifi ihmal ettiği bir “Teknisyen Tuzağı'na” yol açar. Bunu düzeltmek için Gerber, işletmelerin birer franchise olmasalar bile franchise zihniyetini benimsemelerini öneriyor. Peki franchise sistematiği nedir? Belgelenmiş, tekrarlanabilir ve ölçeklenebilir sistemler ve süreçler geliştirmek anlamına gelir ve işletmenin, sahibinin doğrudan müdahalesi olsun ya da olmasın, tutarlı ve kararlı bir şekilde çalışmasına olanak tanır.

Özetle, şirketlerin kendilerini kuran kişilerin ötesine geçmeleri, sistemli, süreç bazlı, risk odaklı ve performans hedefleri ile çalıştırılmaları gerektiğini öne sürüyor. Bu durum operasyondan çıkıp, stratejik konulara eğilme imkanı bulacak patronlar için büyük bir avantaj. Yani sistem kur, içinden çık; işin içinde değil, başında ol mesajını veriyor.

İşletmeler için önemli çıkarımlar

İş Dünyasında Üç Kişilik:

Girişimci: Vizyonlu, büyük hayaller kurar ve büyük resme bakar.

Yönetici: Planlayıcı, düzene odaklanır ve günlük operasyonların sorunsuz yürümesini sağlar.

Teknisyen: İş bitirici, ayrıntılara ve uygulamalı işlere odaklanır.

İşletme sahipleri bu rolleri dengelemediğinde, tipik olarak teknisyen rolünü aşırı sergileyip diğer ikisini ihmal ettiğinde zorluk ortaya çıkar.

İş büyümesinin aşamaları:

Bebeklik dönemi: Bu teknisyenlik aşamasıdır. İşletme sahibi ve işletme bir bütündür ve işin çoğunu işletme sahibi yapar.

Ergenlik dönemi: Burada işletme büyümeye başlar ve işletme sahibi yardım alabilir. Birçok işletme bu dönemde yönetim kriziyle karşı karşıya kalır, çünkü işletme sahibi yetki devri konusunda zorlanır.

E- Myth ötesi dönem: İşletme olgunlaşır, net bir vizyona, sağlam sistemlere ve tutarlı sonuçlara odaklanır.

İşinizde çalışın, içinde değil: İşletme sahipleri stratejik bir zihniyet benimsemeli, işletmenin nasıl çalıştığını düşünmeli ve sürekli müdahaleleri olmadan çalışmasına izin veren sistemler oluşturmalıdır. Bu onları işi büyütmek ve ölçeklendirmek için serbest bırakır.

Franchise prototipi: İşletme bir franchise olmasa bile, bir franchise gibi hareket etmelidir. Bu, tutarlı sonuçlar elde edilmesini sağlayacak şekilde belgelenmiş ve tekrarlanabilir operasyonel sistemler ve süreçler oluşturmak anlamına gelir. McDonald's, tekrarlama ve tutarlılık sanatında ustalaştığı için kitapta sıkça atıfta bulunulan bir örnektir.

İş geliştirme süreci:

Bu süreç üç temel faaliyeti içerir:

İnovasyon: İşleri yapmanın daha iyi yollarını yaratmak. Nicelleştirme: İnovasyonların etkili olmasını sağlamak için sonuçların ölçülmesi.

Standardizasyon: Operasyonel düzeyde takdir yetkisini veya seçimi ortadan kaldırma. Bir şeyi yapmanın en iyi yolunu bulduğunuzda (inovasyon ve nicelleştirme yoluyla), bu yöntem standart haline gelir.

Anahtar teslim operasyon: Buradaki fikir, şirketi sistemli bir operasyona çevirmektir. Yani bir başkası kolayca yönetimi üstlenebilmelidir. Bu da sağlam iç kontrol, risk yönetimi ve prosedürler gerektirir ve işletmenin sahibine veya herhangi bir çalışana aşırı bağımlı olmamasını sağlar.

İşiniz için bir vizyon oluşturma: Bu, işletmenin amacı, hedef kitlesi ve sunduğu değer önerisi hakkında temel soruların sorulmasını ve yanıtlanmasını gerektirir. Vizyon, yön ve odak belirleyen yol gösterici bir ışık haline gelir.

Belgelenmiş sistemler: Süreçler ve sistemler iyi belgelenmeli, netlik ve tutarlılık sağlanmalıdır. Bu sadece eğitim ve kalite güvencesine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda işletmeyi daha ölçeklenebilir ve satılması halinde daha değerli hale getirir.

Standartlaştırılmış bir müşteri deneyiminin önemi: Bir işletme her seferinde tutarlı bir deneyim sunmak için çaba göstermelidir. Bu, müşterinin gözünde güven ve güvenilirlik oluşturur.

 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar