Kurumlarda "ortak dil" yaratılmasına katkı yapmalıyız

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Hepimiz zihni ve fiziki emeklerimizi kiralayarak yaşamımızı sürdürürüz. Bir ailede doğar, okullarda eğitim görür, dini kurumlarda inancımızı yaşar ve bir işyerinde geçimimizi sağlarız.

Kurumların yaşamımızdaki önemini kavramadan anlamlı bir hayat öyküsü yaratamaz; bizden sonraki nesillere gurur duyulacak miraslar bırakamayız.

Örneğin, çeyrek yüzyıl kadar çalıştığım; ülkenin en ciddi kurumlarından biri olduğuna her zaman inandığım Şişecam Topluluğu'nda gurur duyduğum çalışmalarımın bir listesini yapmam istense ilk sıraya bu kurumun "ortak dilini" yaratmak için yaptığım çalışmaları koyarım.

Şişecam'da göreve başladığımda kuruluş 47'nci yılını arkada bırakıyordu.

İş yaşamımın en büyük öğretmenim olduğuna inandığım "Uzun Vadeli Plan Çalışmaları"na ilk kez katılıyordum. Birkaç toplantıyı dikkatle izledikten sonra bir eksiklik dikkatimi çekti: Tartışmalarda analizler belli bir metot çerçevesinde yapılmıyor; bu kurumu var eden "kısa dönemli değişmeyen değerler ve yapılar" net biçimde ortaya konmadan, yani ölçüleri belirlenmeden irdelemeler ortalıkta dolaşıyordu. Tartışmalar içtendi, ama bir "ortak dil" çerçevesinde sürdürülmedikleri için en azından bana göre verimlilikleri düşük düzeydeydi.

O toplantıların sonunda Mali Koordinatör Osman Nuri Torun'a gözlemimi aktardım.

Osman Nuri Torun her zamanki keskin zekasıyla, "…gazetecilik yaptın, Eskişehir Sanayi Odası'nda çalıştın, doktoran var, eleştireceğine kolları sıva, kurumun ortak dilini oluşturacak bir metin çıkar ortaya, yiğitliğini görelim!" dedi. Böylece, eleştirel akıl, bir anda omuzlarımın üstüne ağır bir yük bıraktı.

Kurumun uzun süre yöneticiliğini yapmış olan Dr. Şahap Kocatopçu'dan randevu aldım; Kumburgaz'daki yazlık evinde çok uzun bir söyleşide, "Cam sektörünün yapısal ve ekonomik özellikleri"nin neler olduğunu anlamaya çalıştım. Her fırsatta Alpaslan Akıncı'dan Remzi Ormancı'ya, Yeşim Kaya'dan Teoman Yenigün'e, Alev Yaraman'dan Eşref Aydın'a, Orhan Çorumluoğlu'dan Çetin Aktürk'e,Yıldırım Teoman'dan Yurdakul Alpay'a, Mehmet Kara'dan Ayşen Zamanpura'a, Ceyda Erdem'e ve adlarını burada anamadığım için özür dilemem gereken daha bir dizi arkadaşa durmadan sorular sordum… O dönemde cam işiyle ilgili üst ve orta kademe yöneticilere ulaşarak, sektörün röntgenini çekmeye çalıştım.

Mümtaz Zeytinoğlu'ndan öğrendim

Tulin Aren'in yönettiği, çok iyi niyetle ve heyecanlı beklentilerle çalıştırılan bir Belge ve Bilgi Merkezi vardı. Merkezde çalışan arkadaşların içtenlikli katkılarıyla o güne kadar yapılan değerlendirmeleri taramaya başladım. Bu merkez benim günde en ez beş altı kez uğradığım ibadet yeri gibiydi.

Ulaştığım bilgiler beni bir türlü tatmin etmiyordu.

Sonunda oturdum yaklaşık 30 sayfalık bir "ön-metin" kaleme aldım. Kurumun bütün birimlerinde üst ve orta kademe yöneticilere bu metni göndererek eleştirmelerini, eklenmesi ve çıkarılması gerekenleri iletmelerini istedim.

O zamanki Teknik Grup'tan arkadaşlardan bir dizi öneri aldım. Çetin Aktürk'ten aldığım, bilgi bakımından zenginleştiğimi hemen o anda hissettiğim uyarıları burada yazmazsam, kendime saygısızlık ve Çetin Aktürk'e de haksızlık etmiş olurum.

Köklerini Mümtaz Zeytinoğlu'ndan aldığım, sonra çok sayıda insanın entelektüel katkısı ile zenginleştirdiğim bir yargım, çalıştığım sektörde "ortak dil" oluşturma için beni motive ediyordu.

Mümtaz Zeytinoğlu, ülkemizde salça üretimiyle ilgili bir araştırmanın başına tamamen rastlantı olarak koyduğum, "salça üretiminin yapısal ve ekonomik özellikleri" başlığının altını kalın kalemle çizmiş, "…bir analize böyle başlayan birine ben adam derim, adam…" diye Metin Erözlü ve yanlış anımsamıyorsam Bekir Erman'a yazdığım raporu göstermişti. O ana tanıklık eden Süreyya Kurşungöz duyduklarını bana aktarmıştı.

Yarım yüzyıllık bir kurum olan Şişecam Topluluğu'nda ilk kez yazılı bir belge haline getirdiğim, ondan sonraki yıllarda kurumda çalışan insanların ortak aklı ile gelişen "Cam Sektörünün Yapısal ve Ekonomik Özellikleri" başlıklı metnin içeriği neleri kapsıyordu? Bu sorunun yanıtı, bugün kriz tartışmalarında da çok ciddi ipuçları veriyor.

Gelecek hafta da yanıtları paylaşalım…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar